- 732 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
O benim tırnağım bile olamaz
O benim tırnağim bile olamaz!
İzbe bir yoldan çikmıştı Ketribel
Yürüdügü yolun uzunlugunun bacak eklemlerinde mutsuz bir sancıya dönüşmesini garipsedi
Gençti ve gençliğin vermiş olduğu heyecanı dürtülerinde bile kullanması kadar cesaret gerekli işlerde bile iyiydi
Yürüyordu yine
Ellerinde kokulu bitkilerine dokunduğundaki o kekremsi arzu simdi burnunun ucunda gözlerini ansizin kapasini ister gibiydi
Yürüdü gunese hızlıca yaninda kimse yokken
İstahla ilerideki çam agaclarinın arasına büyuk gozlerle bakindi
Tatlı kırmızilıkları şahin gözleriyle görmesi daha ilk dakikaları bulmamıştı bile
Üstüne düsen golgelerden huzurlu ortamin ahudem sessizligi belli oluyordu
Çıtırtılar ve üçbeş uğultusuydu sadece bu sessizliği bozan ve bazen aklının karışmasına sebep olan, kulagına vuran o sığ sesler.
Bi görevi vardı biliyordu elbet
Bu orman yolundan güçlü bir kadınmışcasına
Eli maşalı omzu tüfekli bir avcıymışcasına geçecekti
Korkmuyordu elbet
Sadece o anı yaşamanın dakikalarında ailesine ulaşmanın heyecanıyla atiyordu ilk adımlarını
Şimdi kim bilir Annesi o müthiş orman evinde içinde ormanın türlü güzel çerezleri olan sıcak bir tas çorbasını masasının önüme koymuş ve şen yüzüyle onun gelmesini bekliyordu belkide
Uzun yolculuklardan dönene annesinin samimi bir karşılasının olduğunu daha abisinin askerlikten döndüğündeki onu evdeki yapılan akşam ziyafetlerinden biliyordu
Aynı şeyleri istiyordu
Çünkü artık oda bir asker sayılırdı
Hemde azılı bir asker
Öyle olması gerekti çünkü
Hangi küçük cesaret ederdiki diye düşündü bu vahşi ormana girmeye ve gözlerini hafif kısarak
Ayrıldığı komşusunun en iyi arkadaşı olduğu kızı Neytiri mi
Hadi canım ordan!
O benim tırnağım bile olamaz! dedi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.