- 323 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Gece Düşü
Gece hayalperest, gündüz kadar gerçekçiyim.
Bence gerçeklik gündüzdür. Yalnızca yaşanılan şeyleri hissedersiniz. Güneşin teninizi yakması gibi ya da hava soğuduğunda üşümeniz gibi; fakat gece öyle değildir.
Gece bizim hayallerimizle ve hayallerimizdekilerle buluştuğumuz anlardır. Duygularımız kabarır ve beynimiz biraz dinlenmek ister. Hal böyle olunca mantığımız devre dışı kalır ve kendimizi rüyalarda buluruz. Yaşanmamış, belki yaşanması mümkün bile olmayan olayları kurgular, oyuncuları özenle seçeriz. Gerçeklik anahtarını saf dışı bırakır ve düş tuşuna basarız. İplerin tamamen bizim elimizde olduğu bir dünyaya hükmederiz. Hiç tatmadığımız duyguları burada tadarız. Bazen acıyı, bazen huzuru, bazense belirsizliği bu dünyada tanırız. Günün yorgunluğu atar, gerçeklerden uzak kalmanın keyfine bakarız. Fakat bir süre sonra işler değişir!
Çünkü kendimizi bu düşlere fazla kaptırmışızdır ve gerçeklerden gitgide kopmuşuzdur. Gündüz ile ilişkimiz kötüye gider. Mutsuzlaşırız. Artık hayallerimiz bile acı doludur. O güneşli havamızda şimşek çalmaya başlar. Pek çoğumuz için bu sorun değilmiş gibi görünür; çünkü yıldırımı güneşe tercih edenlerin sayısı az değildir. Fakat asıl sorun budur! Sağanak yağmur, yıldırım düşmesi, korkutucu gökgürültüsünden zevk almaya başlarız.