YUNAN RAKISI...
ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR Kİ, İKİ NEFES BİR BAKIŞ ARASINDAKİ MESAFEDE.
Güzel bir sabah. Sabah güzel olmasına güzel de, benim boğazım böyle çizik plaklar gibi olmasaydı daha iyi olacaktı gün. Bu sabah işe gelemem diye düşündüm ama geldim ve buradayım gördüğün gibi.İyi bir gece geçirdik arkadaşlarla birlikte ve çok eğlendik,bana da çok iyi geldi.Arada böyle şeyler yapmak lazım insan ömrü dediğin nedir ki, iki nefes, bir bakış arası mesafesinde.
Gecenin bitimi, arkadaşlar dağılırken öğrendiklerim moralimi bozdu elbette ama inanmadığım için rahatım, ya da kendimi bu duruma inandırıyorum galiba, bilemiyorum.
Arkadaş,’’Yunan rakısı eşliğinde güzel bir gece geçireceğiz hadi hazırlan çık evden’’ dedi.Arkadaşa,Yunan rakısının bir özelliğimi var kız..’’Arkadaş’’ne bileyim bana öyle söyledi yeğenim ben de sana söylüyorum’’,amaç eğlenmek olsun’’dedi.Arkadaş haklıydı ve biz bunu daha öncesinden de yaptık bir kaç kez ama yunan rakısı yoktu,bazen bira, bazen şarap,son buluşmamızı da rakıyla ödüllendiriyoruz, hem de Yunan rakısıyla
.Ben her dışarıya çıktığımda eve hasta olarak dönüyordum, ama bu arkadaşa takıldığımdan beri hiç hasta olmuyor başım da ağarmıyor her ne hikmetse; arkadaşa da söyledim bunu.’’Arkadaş’’sen çok hasasın ve birlikteyken mutlu oluyorsun o yüzden de hastalanmıyorsun ve buraları artık aş, kendine bak’’dedi. Arkadaş iyi araba kullanıyor, ’’rakibim erkeklerdir ve pek çok erkeği geride bıraktım ama daha yakalamam gerekenler var’’deyince bastık kahkahayı ve bu kahkaha dünyalara bedeldi benim için.
..Gideceğimiz yer Maltepe’ydi.Yollar açık trafikte yoktu ve gönül rahatlığıyla yolculuk ediyorduk, oh bee.Arkadaş çok mutlu, çok daha sakindi ilkine göre, çünkü eşi cezaevinden çıkmış yanındaydı artık .Aramızda her şeyi konuşuyoruz ama asla eşler, yaşlar ve de kimlikler hiç konuşmuyoruz,çünkü buna gerek duymuyoruz.Arkadaş Kürt,ben Karadenizliyim.Arkadaş inançlı,ben değilim.Arkadaş namaz kılar oruç tutar,ben ise hiç birisini yapmıyorum.Türbanlı değil, klasik normal bir giyim tarzı var,benim de öyle.Arkadaşın maddi durumu oldukça iyi ama benim değil,normal bir aile şartlarındayım.
Sık,sık ağaran başım için dua okuyan ve bu duanın başımın ağrısını iyileştireceğini düşünen bir kadın.Başım için dua okumasına izin veriyorum her ne kadar da inanmıyor olarak görünsem de,ama belki enerjisi ağrıma iyi gelir düşünce hep kafamın bir köşesinde durduğu için sıkıntı olmuyor benim için..Arkadaşın eski arkadaşı,benimse arkadaşı tanıdıktan sonra arkadaş olduğum bir başka kadın daha var,ama akşam o bizimle değildi.O kadın İmamoğlu kazansın diye 41 tespih dua okutmuş ve sonra da o tespihleri dağıtmış duam kabul oldu diyerek, okadar intaçlılar.Arkadaştan ben de bir tespih istedim,benim tespih biriktirme gibi bir merakım var,arkadaş, ‘’bir dahaki buluşmamıza getiririm’’dedi...
Arkadaşın yeğeninin evinde toplandık ve eve vardığımızda masa hazırdı, kuş sütü eksikti masada, o kadar olur yani.’’Hani o ünlü Yunan rakısı?’’ deyip arkadaşla birlikte aynı anda sorduk. Ev sahibesi buzdolabından çıkardığı iki kiloluk şişeyi bize gösterdi, ‘’alın size yunan rakısı, o rakı bu rakı’’ dedi.
.’’Kız bu ne?
Merdiven altı olmasın bu yunan rakısı?.Rakı bu kadar büyük şişede mi oluyor?Hepimiz zehirlenerek öleceğiz,ölüm neyse de, ucuz gazetelerde manşet olacağız,merdiven altı rakıdan zehirlenerek ölen kadınlar diyerek..Arkadaş ve ev sahibesi bastı kahkahayı..’’Yok bir şey olmaz,merdiven altı değil, bildiğimiz rakı’’ dediler.Arkadaş,’’Yunan rakısı,Türk rakısından daha hızlı çarpıyor muş çok dikkatli içmeliymişiz’’. ’’bardakları daha az dolduracakmışız, yunan rakısını bilen bir tanıdık böyle söyledi bana,biz de öyle yapalım’’dedi ve bardakların diplerini örtecek kadar rakı koydu, bolca buz vede su.Ürkerekten olsa birer yudum aldık.Hadi bir daha bakalım ön yargılı olmadan dedik ve arkadaş’’benimkisi resmen su, tat yok’’ dedi ve biraz daha rakı ilave etti kadehine,benimkisine de ilave ettikten sonra birer yudum daha aldık ama ııı,yok,bu rakıda bir şey eksik vede tadı şekerli gibi dedim.Hani bir şey yersin ama bir şey eksik,dilin bir tat arar ve o tadın ne olduğunu bulmak için sürekli mmmm,bir şey eksik deriz ya, aynen öyle.. Hepimiz aynı fikirde olduğumuz için hiç birimiz içemedik rakımızı.Ev sahibi, boş verelim bunu,dur bizim rakıdan aldıralım yeğene,bunu geldiği yere yollarım dedi ve yeğenini büfeye yolladı,arkadaş da paranın bir kısmını ödedi.Ben de vermek istedim ama geç kaldım.Ev sahibi, sen de sigara aldın daha ne yapacaktın’’ .’’Sen şimdi misafirsin başka zaman telafi edersin’’dedi.Bir önceki buluşmamızda rakıyı ben almıştım.Gel ki aramızda bunun hesabını yapmıyoruz ama yine de arkamdan kimsenin konuşmasını,konuşmasa da düşüncesi bile kafasından geçsin istemem.Otuz yıldan sonra ilk kez sigaraya para verip aldım ve asla sigaraya para vermem,değil sigara almak,içene kibrit dahi vermem dememe rağmen aldım.Neymiş, boyuk lokma ye, boyuk söz konuşma,Ata sözü.:))
..Rakı geldi, hemen bardaklara doldurduk ve birer yudum aldık, sanki her birimiz kırk yıllık içici gibiydik.Hah işte budur dedik hep bir ağızdan.Rakı dediğin yudumlarken boğazını biraz yakacak, o ne öyle içerisine şeker katılmış gibi,beğenmedik Yunan rakısını.Oysa Yunan rakısı içeceğiz diye ne havalara girmiştik.)
Gece güzeldi, şarkı türkü, şiir her şeyi koyduk önümüze. Benim açımdan sıkıntı şuydu,hepsi de sigara içiyordu ve camların açık olmasına rağmen hiç rüzgar esmiyordu ve bu yüzden sigara dumanı rahatsız etse de beni, bişey deme şansım yoktu ve insanların zevkini de bozmaya hakkım yoktu.Ev hem geniş, hem de yüksekti.Düşündüm,benim evde toplansak, mümkün değil sığmayız çünkü, ne yaparım bilmem ama mutlaka bana da toplanacağız öyle anlaşılıyor.
Ben kıyak oldum.Vallahi de billahi de çok hoştum akşam, var ya hiç halimden şikayetçi değildim .Geceye güzel başladım, umarım gece güzel biter diye dua ettim içimden..
Masa arkadaşlardan birisi bu sabah ’Irak’a babasının yanına gidecekti,uçak biletini almıştı ama çok gergindi.Kızın,yedi yıldan sonra babasını görecek olması neden onda böyle bir gerginlik yapmıştı acaba?Durumu, kız gittikten sonra ev sahibi açıkladı bize ve gerginliğinin nedenini de öğrenmiş olduk. Kız geri gelmeyecekmiş. ’’Kızın,anne ve de babası eşinden boşanmasına izin vermese eğer,anne vede babasını karşısına geçip silahla kendini öldürecekmiş’’ öyle söylemiş,misafir olduğumuz evin kızına.. Kızın okula giden bir tane oğlu varmış.Kız çok güzel değil ama çok bakımlıydı.Uzun sarıya boyanmış saçları bükle bükleydi.Bu kız bir ev kadını, okula giden bir de çocuğu da varmış.. Bir anne tırnaklarını okadar uzatmayı nasıl başarıyor,onu da anlamış değilim.İnce uzun boylu,benim kollarımı üçe bölsem bir parçası ancak o kızın koluna denk gelir.
. Kız kocasından beş yıldır boşanmak istiyormuş ama babası,’’sen beni el aleme rezil mi edeceksin .’’Kocandan boşanırsan seni öldürtürüm’’ deyip kızının boşanmasına engel oluyor muş.Aynı şekilde annesi de,’’sen kocanı boşarsan eğer, ben kendimi on beşinci kattan aşağı atarım,Irak’ta on beşinci katta oturuyorlarmış.’’Sen o eve gelinlikle girdin, ancak kefenle çıkarsın’’,deyip kızlarını tehdit edip bu şekilde evli kalmasını sağlıyorlarmış.Öte yandan kocasıyla hiç bir iletişimi yok, konuşmuyor, aynı odada dahi kalmıyorlarmış, üstelik eşinin başka kadınlarla olan ilişkisine defalarca tanık olmasına rağmen yine de kocasından boşanamıyormuş.Kız,’’boşansam da hayatı tehlikem var,boşanmasam da hayatı var’’deyip bu şekilde yaşamaya çalışıyormuş, ama artık dayanacak gücü kalmadığı için son bir kez, kafasına silah dayayarak şansını deneyecekmiş. Sırf bu yüzden Irak’a babasının yanına gidip son noktayı koyacakmış..Bu çağda,İstanbul’da kadınların bu şekilde baskı görmesi akıl alır gibi değil,neymiş, soyları aşirete dayanıyormuş.Hem baba tarafı, hem de koca tarafı çok zengin olmasına rağmen,kız kendi hayatını idame ettirmek için gizlice çalışıyormuş.Oğlunu çoğunlukla babaanne bakıyor ve nüfus cüzdanına bile el koymuşlar,hani bizden gizli mahkemeye gidip boşanma davası açmasın diye.Bu olayı birisi anlatsa bana,eski bir hikaye der geçerdim.Oysa dün gece bu kızla masada oturup rakı içtik ve evden ayrılırken de hepimizden helallik aldı ve öyle gitti..
Gündüz Yavuz..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.