- 315 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AKŞAMDAN KALAN İKİ KAP YEMEK
Şöyle sırdan. bi gün evden dışarı çıkıp, her hangi bir canlıyı başka canlı ile ayrıştırmadan. Tak tak! Kapısın çalıp, Şu cümleyi kursam ve desem ki!
Ya komşum, falan filan kişiler gibi hitap ederek. Benim iki kap yemeğim arttı akşamdan. Yâda üç beş dilim kekte olabilir.
Acaba size versem yer misiniz? İşte burada bana verilebilecek olumlu olumsuz cevabı merak ediyorum.
Mesele yemeğin kekin azı çoğu değil. Ve unutula gelen gelenekleri o komşu ilişkilerini en güzeli ve yaşamışlığın akıldan silinmeyen özlemini şu günümüzün ortak yaşam alanlarının içine çekmekle işe başlamaktı.
Aslında bu konuya çalışmış falan değilim. kafamdaki soru işretlerinin büyüklüğüne göre takılıp, geldim. Ve kimsenin işine karıştığım anlamına sakın hiç gelmesin.
. Sosyal çevresi geniş yaş itibarı ile her şeyi iyi gözlemleyen öz güven patlaması zararsız biriyim
Geçmişten kopuk takvim yaprakları gibi sararmaya yüz tutmuş o güzel günlerin gerçek anlamda. Bir tekrarını yaşama olanağının hiç ama hiç olmadığını bende biliyorum. Bunu daha az bir farkla bu günkü yaşam koşullarımıza göre ayarlarsak daha çok önemser, artırılmasına yardımcı oluruz. Velhasıl Tam tersi hiç bir şeyde kayıp, etmeyiz.
Bilindiği gibi Avrupai ülkelerinde beli yaş grubundaki insanlar fena bir şekilde gittikçe yalnızlaşmaya kendinde uzaklaşmaya başlamışlar. Ama bizim ülkede bunun tam tersi gelenek kültür değerlerinin yüksek olması bir nevi kişinin kendisi ile yalnızlaşmasını engelliyordu. Ta ki bu son zamanlara kadar inan ki Yeni nesil bizim kadar şanslı olamayabilir. Bir anne gözü ile bakıyorum yeni nesle. Onlarda Birer birey durumuna geldiklerinde tek fikir kavramı ortaya giriyor. Yani benim fikirlerim önemli nerede rahat edersem orada yaşar. İnanış kadar davranışlarımın kontörlü edebilirim gibi bir mantık yürütüyorlar.
Hemen hemen herkeste kişinin kişiye iletişimini dengeleyen bir beyin hızı var. Milyonda bir ayrışan fikirler sonucu deminde bahsettiğim gibi o yalnızlaşma kişide şekilleniyor ve olduğundan kalın bir kabuk bağlıyor.
Bu bir kendinden kendini yaratma olay o kadar geniş çevreyi kapsıyor ki! Kendi orjinal kişiliğini bulamamana sebebiyet veriyor.
Şimdi bu ikramın kime nasıl yapılacağını hem iyi düşünmek Hemde maddiyatını ayrı hesaplayacaksın. Az öncede dediğim gibi seksenli yıllara göre ikram tarifi kalmış aklımdan
Ve bir rezidansta da oturan birinin elinde iki kap yemek komşuya ve tanımadağı her hangi birine taşındığını bir düşünün.
Tabi ki günümüz şartlarına göre bir kadar garip kaçar. Ben konumuzun genel bütünlüğünü sağlamak adına seksenli yıllardan örnekleme yapıvereyim size. En azında seksenli yıllar bir çoğumuzca bilen yaşam şeklidir.
Mesela tek katlı gece kondulardaki ablaların her şeylerini rahatlıkla konuştukları yemeklerini pay ettiklerini zamanlar var ya!bir film karesi gibi gözümün önünden hızlıca geçti. Her şeyden önce güven parçaları herkese aitti. Birbirilerine karşı o onun tamamlar ötekisi diğerini tamamlardı.demi!
aksanı Anadolu kokan başında ise oyalı tülbenti ve Elinde iki kap yemek ile bir komşu teyze hayal edin.
Bu vesile ile hemen bi öz güven oluşur beyninizde.anne özleminde olanlarımızın yüreği sızladığını his ediyorum şu an evet
Aman içinde ne vardır.titizlik yok denecek kadar az ve önemsenmezdi. komşumun bana art niyetti nedir olayına ise kesinlikle hiç girilmezdi ki.
Şu aşamadan bana biri getirip, bu akşam dolmayı çok pişirmişim
aaa! komşum ziyan olmasın bunu da sen ye dese Ret etmezdim. Ve kibarca çok teşekkür ederim. Komşu deyip, yemeği alırım sonra mı ne yaparım? Bir kurgu hamaratlığına soyunurum yazarlara taş çıkartırcasına… Neden niçinler dizip çöp bidonuna o yemeği hemen tıkardım. Bunun bendeki fikir farklılığıdır herkes bunu yapmaya bilir de.
Çağ içinde kazanç kadar neleri kayıp etmişiz bunların sebeplerine gelelim biz
Bizi aslında birbirinden uzaklaştıran gizli iki düşman var. Bu ne zenginlikle alakalı neden fakirlikle sadece bir torba çimento ve iki üç çubuk olan demir parçasının eseridir.
Evet, evlerimizin bize farklı hayat şekillerini getirdiği tek madde çimento ve demir parçası ayaklarımızın altına sigara kâğıdını koyup, gökyüzüne yükselti evet gökyüzüne doğru yükseldikçe de o değerlerimizden olsun kendimizden olsun uzaklaştık
Aynen ince bir çubuğa eklenmiş şeker parçası gibi biz o şekeri dil damak tadına vara vara erittik. Ya çubuk kardeşe ne oldu… Orası inan ki çok vahim bir olaydır. İşe yaranamamazlık denilen kavram şekillenir. Şeker erir bütün bağlar koparılır.
İşin özetine gelecek olursa yalnızlığın kimsesiz bir adaya düşmekle olunmadığını anlıyoruz. Keza bir o kadar anlamaktan kaçınıyoruz. Her gün yeniden bulduğumuz çevreyi keşfe etmeye uğraşıyor muyuz? evet. sağlıklı bir yaşam bahanesi olmaktan öteye geçmeyen otları bile yemeyi alışkanlık edindik..möööö mö! olayı
neredeymiş efendim egenin zeytinyağlı yemekleri güney Anadolu dürümler kebapları. Bir kere yeme kültürünü terk ettik. Bir kaşık suda boğuyoruz kocaman midelerimizi… bi yandan küçülürken isteklerimiz bir yanan büyüdüğünü kabul etmemekte acı bir gerçek.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.