- 790 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Siretimiz suretimizden farklı olabilir mi?
“Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, ‘Aşağılık maymunlar olun’ dedik. Bunu orada olanlara ve daha sonra gelecek olanlara bir ceza ve muttakilere nasihat olsun için yaptık” (Bakara 65-66 )
Hz. Musa ve kavmiyle ilgili farklı surelerdeki ayetlere bir arada bakınca Mısır civarında kümelenmiş o dönemdeki Yahudilerin âdeta üçüncü sınıf bir halk, bir köle yığını olarak yaşadıkları, tarım kesiminde ve kent merkezlerinde işçilik yaparak geçimlerini sağladıkları görülüyor. Eğitim seviyeleri ise çok düşük. Aralarında okur-yazar nerdeyse yok. Köle psikolojisine sahip bir toplum. Benciller, faydacı düşünüp davranıyorlar. Taklit, âdeta karakterleri. Allah Teâlâ’nın açık korumasına, pek çok mucizesine şahit olmalarına karşın, Kur’an-ı Kerim’de, nankörce davranmaktan, ilahi emir ve yasaklara aykırı hareket etmekten, ayetleri menfaatlerine uygun değiştirmekten çekinmeyen, itaatsiz, alaycı, azgın, açgözlü, faizci, zalim, bozguncu… Bir halk yığını olarak tanımlanmaktadırlar.
Hz. Musa öncülüğünde yerleştikleri Kenan Ülkesi (Ürdün’deki Şeria Nehri’nin batısındaki Filistin toprakları) Yahudi halkına yeni yurt kılındı. Allah Teâlâ Tevrat’ta cumartesi günü çalışmayıp ibadetle meşgul olmalarını emretti. Ayrıca o gün balık avlamalarını haram kıldı. Fakat çok geçmeden, birbirine uyup, yasakları bozdular. Allah Teâlâ, bozuk ahlaklarını, güvenilmez hallerini, uymaca davranışlarını, yani iç yüzlerini (siret), o maymunvari karakterlerini, suret yapıp gerçek yüzlerini kendilerine ve sonra gelenlere bir ibret olarak gösterdi.
Sonuç: İslam tasavvufunda insanların kötü huyları siretlerinde gizli birer hayvan olarak tanımlanmıştır. Suretin insan kalması, sîretin Müslümanlığı içselleştirmesiyle mümkündür. Aksi takdirde iç yüz dış yüzden farklı olacaktır. Modern toplum Müslümanlığında Yahudi bireyinin yaşadığı benzer çelişkiler yaygındır. Haramları işlemekte bir beis görmeyenlerin, dini çıkarlarına alet edenlerin, dinin hükümlerini kişisel durumlarına uydurmak için ayetleri tahrif etmekten çekinmeyenlerin göreceği bir ceza vardır, fakat en büyük ceza, insan suretinde yaratıldığımız halde, dünyadaki kötü amelimizin bir karşılığı olarak, Ahirete, meselâ, maymun, domuz, köpek vs. bir hayvan suretinde gitmek, değil midir? Amelimizi ve kötü huylarımızı düzeltmeye bakmalıyız. ‘Müslümanın içi dışı bir olmalıdır!’ sözü, siret-surat birliğini ifade eder.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.