- 478 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ŞİİR ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Şiir, şairin düz aynasıdır. Düşlerinden, gördüklerine; umutlarından çaresizliğine uzanan haritasıdır. Hayalleridir. Geleceğe dair öyküleridir. Geçmişin arka bahçesinden derlenen renkleridir. Kimliğine en yakın duruşlu, düşünce pınarından süzülüp ele verir şairini...
Şiir sadece şairin dünyasında nelere baktığını değil; nasıl baktığını, öz gerçeğini ortaya koyar. Olabildiğince saydamdır şiir, bazen gizler, kimi zaman açık verir naifliğiyle. Kural tanımaz bir öznellik teoremidir.
Şiirin işlevi okurunu büyülemek ve sımsıkı etkisine almaktır. Ta ki düşünde büyüttüğü güzel ülkenin varlığına onu inandırsın.
Çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği kent, kasaba, mahalle hızla süren bir tahriple yok olup gitmelerle sürdürürken yaşamını. Ölümle yaşam bu denli iç içe geçmişken, şiirin maddeye sıkı sıkıya bağlı kalması da beklenemez. Şiir, ruhu eteğinden tutmak zorundadır. Başka türlü duygulanımını sürdüremez, katı, köşeli, düpedüz bir nesne haline gelir.
Şiir ve şair zamanın tanığıdır. Buğday tarlasında ve betonarmelerin ortasında.
Şiir şairi seçer; bu nedenle şairin hayat duruşudur şiir. Hayatın şairin ruhuna tuttuğu aynadır şiir. Şiir itiraz edendir, evet. Şiir asla iktidar olmayı düşünmeyen derin muhalefetidir zamanın.
Şiirin ağaçları mavidir. Denizleriyse bakıra çalan erguvan. Çok meyveli ağaçtır, balığı bol denizdir. Toplamasını, avlanmasını bilen şiir eğitimli dimağlar için. Octovia Paz’ın deyişiyle: ’Şiir, ucu bucağı olmayan azınlığa yazılır.’
Şiiri besleyenler yaşanmışlıklardır. Romanlar okunur, şiirlerin dizeleri çizilir, -işaretlenir, bir film gibi izlenir- tekrar tekrar döner karanlık sinema perdesinde renkler, bir dans gösterisi büyür sahnede, radyoda çalan müzik çıtırtılarla sürer, denizin kıyısında yürür şair; yalınlıklar, kargaşalar sağlıkla uyanılan günaydını güneşin, ölümün soğuk sesi; hepsi şiirin gıdasıdır. Hepsi bir hayat dilimidir, pastadan. Hangi dilim yeni bir şiiri söyletiyorsa şairin değerlisi odur. Ama edebiyat, ama müzik, ama aşk.
Şiir insanoğlunun sığındığı yeni dünyadır. Bedenini her gün yeniler. Yeni olmayan şiir de olamaz. Şiir kurmak düş kurmaktır. Şiir düşten doğmadır ve düşe gebedir.
Şiir hem doğanın ve tarihin ezelden beslediği kanı, savaşı, acıyı dikte eder, hem de savaşsızlık özlemi gibi bir ütopyayı çağırır başucuna. İki uç şeyi dizelerine eşit ve adil dağıtan şeydir şiir. Şiirin işi zordur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.