- 677 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Herkes Kendi Sınavını Vermek Zorunda
Ah be Esma Sultan!
Ne yapıp ettin baş köşeye oturdun Cuma akşamı yine..
Bense avuç içi kadar telefonda üç kez yazıp da birden bire uçup giden yazımı acınası zorlukla
Yazmaya çalışıyorum seni bir kez daha..
Daha önce de söz etmiştim senden.
Çok sevilip beğenilmiş olmalısın ki edebiyatın Nobel’i sayılan Kırmızı Kurdeleyle taltif edilmiştin..
Aradan epeyce bir zaman geçti.
Ben her şeyin her zaman ve her koşulda olduğu gibi senin hakkındaki düşüncelerimin de arkasında olmakla
kalmadım ne denli haklı olduğumu da bizzat senin ağzından duydum..
Bir süre önce Alzheimer tanısı konmuştu hekiminiz tarafından sana..
Henüz hastalığın başında olmana karşın o zap edilemez öfken ve diktatörlüğün nedeniyle aniden atağa kalktı!
Genç yaşta babasından devraldığı aile şirketinin başına geçen ve şirketi çok daha ileriye taşımakla kalmayıp
daha pekçok önemli sorumlulukları da üslenen büyük oğlun Faruk’un zamanı geldiğine inandığı şirketi güvendiği kardeşlerine gönül rahatlığı ile emanet ettiğini duymanla aklın başından gitti!
Neyse ki çok kısa süren bu durum senin lehine işledi ve yıllar sonra aklın başına geldi!
Önce kendini sorguladın kendinle hesaplaştın ve Sınavını kendi kendinle yaptın!
Daha sonra aile bireyleriyle günah çıkardın!
Oğlun Faruk’a "bir daha ayağına pranga olmayacağım" sözlerin..
Çeşitli işkencelerden geçirdiğin büyük gelinin canım Süreyya’yla olan diyaloğun tarihe geçecek türdendi..
" Bu ailenin bir annesi yok! Çok sert acımasız bir yöneticisi var! sözlerin bir kor gibi yakmıştı içimi!"
" Benim sana öğrettiklerim senden öğrendiklerimin yanında hiç bir şey Süreyya. İnsan en son kendi eksiğini
görürmüş..Zamanı geldiğinde bu dümenin başına sen geçeceksin..
Sen benim sahip olmak istediğim kızımsın kızım!"
Sözlerinle birlikte aile yadigarı broş u yakandan çıkarıp Süreyya nın yakasına takman izleyenlerin gözlerini doldurmuş olsa da benim indimde hala çok suçlu birisin onca iyi niyetim ve sevgi dolu kalbime karşın.
Son derece hassas ince düşünceli duygusal munis ve nasıl cesur olduğunu aşk kapıyı çalınca anladığımız
Üç numaralı oğlun Osman la olan diyaloğun etkileyici olanıydı bence..
Seni büyük bir aşkla seven geç adamı ailenin zoruyla da olsa sınıf farkı nedeniyle arkanda bırakıp ailenin uygun bulduğu ancak asla mutlu olmadığın bir gençle evlenmeni irdelerken " Öyle de olsa babanızdan dört
evlat kazandım!" sözlerine karşılık Osman nın fısıltı halinde çıkan sözleri Esma sultanı ne kadar etkiledi bilinmez..
" yine kazanırdın o çocukları hem sevdiğin indandan!"
Ya konağın başta hanım ları olmak üzere tüm aileye gösterdikleri sevgi saygı bağlılık sadakate ne demeli..
Bu da gösteriyor ki ruh ve yürek asaleti Yaradan’ın bir insana bahşettiği en değerli armağan olsa gerek..
Oysa Esma sultan en küçük oğlunun evde çalışan karakter sahibi genç kıza duyduğu ilgiyi öğrendiğinde kızı çok yaşlı bir kaç çocuklu adamla evlendirmekten kaçınmamış birbirlerini seven iki genç gizlice evlenip yurt dışına gitmişlerdi..
Sen hatırlamak istemese de ben u unutmadım hem bunu hem torununun annesine yaptıklarını..
Ah be Esma sultan o kadar şanslısın ki bu hüzünlü hastalık bile sende şık sevimli hatta imrenilesi duruyor sanki..
Her türden hastalık ve kaçınılmaz son her insanın başında.
ne var ki her insan sevgiye ilgiye şefkate en muhtaç olduğu zamanlarda böyle şanslı olamıyor..
Seni aşkların her çeşidiyle seven ve asla unutmayan yıllar sonra hayatına giren ve hayat arkadaşın can yoldaşın olan bu eşsiz muhteşem adam senin en büyük şansındı be Esma sultan..
Dünyanın en değerli Vasıf’larına insani ideallerine verdiğin emeklere sonsuz özverilere karşın acı günlerinde göz yaşı dökecek bir omuz bulamıyorsun bazen
Her ne kadar seni yücelten sana gıpta edenlerin çok olsa da..
Bilmiyorum Esma sultan bakarsın senden önce ben unuturum her şeyi kim bilir...
Ne diyor Ümit Yaşar Oğuzcan;
Gün gelir de unuturmuş insan en sevdiği hatıralarını bile..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.