- 1375 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM.
Siyasi bir yazı değil bir tarih dersidir. Farzedin ki Sami Hoca Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Dersinde ve çok yakın tarihimizden bir şeyler anlatıyor.
------------------------------------------------
S.T-Kürdistan’da kazanacağız
R.T.E-Sen ülkeyi terk et. Irak’ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git.
Evet bir iddia ve ve bu iddiaya verilen cevapla birlikte Kürdistan diye bir kavram yine geldi gündemimize oturdu.
Birinci şahıs 31 Mart 2019 da yapılacak yerel seçimlerde Kürdistan’da kazanacaklarını söylüyor. Allah Allah...Ülkede yedi coğrafi bölge var ama hiç birinin adı Kürdistan değil. Kürdistan olarak isimlendirdiğimiz bir karış bile vatan toprağı yok. O halde bu herif hangi Kürdistan’dan bahsediyor. Seçimler Türkiye sınırları içinde yapılacağına göre, Türkiye sınırları içinde de Kürdistan diye bir yer olmadığına göre birinci şahsın söylemek istediği nedir?
Evet, birinci şahıs ve onun mensubu bulunduğu siyasi parti ile sırtlarını dayadıkları terör örgütü evveliyatı asırlar öncesine dayansa da 1984 yılında pkk nın yaptığı ilk silahlı katliam ( Eruh Kaymakamının öldürülmesi) gününden bu güne hayallerindeki Kürdistan’dan bahsedip dururlar, kendilerince Kürdistan haritaları çizerler, Türkiye’nin belirli bir bölgesine de Kürdistan derler.
Peki ikinci konuşmaya bakalım: ‘’Sen ülkeyi terk et. Irak’ta Kürdistan Bölgesi var, oraya git.’’
Hımmm. Türkiye’de bir Kürdistan Bölgesi yokmuş ama Irak’ta varmış. Madem ki Kürdistan’ı o kadar istiyormuş birinci sözün sahibi, o halde oraya gitmeliymiş.
Ne kadar büyük ve tehlikeli bir yanlış yapıldığının farkında mısınız?
Daha açık konuşayım:
‘’Türkiye sınırları içinde bir Kürdistan’ı asla kabul etmiyorum.Sınırlarımızda, burnumuzun dibinde bir Kürdistan devleti kurulmasına asla izin vermeyeceğiz.’’ Diyen birinin sonra bütün bu söylediklerini tekzip edercesine ‘’ Irak’ta Kürdistan Bölgesi var ‘’ Demesi Kürdistan diye bir şeyin ( Buna ister devlet, ister yönetim, ister otonomi, ister bölge, ne derseniz deyin ) varlığını kabul etmek değilmidir?
Şimdi denilebilir ki ‘’ Ama var. ‘’
Evet, ama var...Çok çok uzun zamandan beri var hem de.
Ceplerine kırmızı pasaport koyup diplomatik dokunulmazlık verdiğimiz Celal Talabani, Irak Cumhurbaşkanı olmadan önce hangi sıfatla geliyordu Türkiye’ye: Kürdistan Yurtseverler Birliğinin Lideri olarak değil mi?
Ne yapmışız: Kürdistan diye bir şeyin varlığını kabul etmişiz öyle değil mi?
Peki Mesut Barzani?
Adam bizim meclisimizde konuşma bile yaptı. O geldiğinde Ankara Esenboğa Hava alanına Kürdistan bayrakları asıldı ve adamın meclisimizde konuşma yapması bizi ne kadar gururlandırmış olmalı ki ‘’ Türkiye seninle gurur duyuyor.’’ Dedik. ( Halen daha da anlamış değilim nesinden gurur duyduğumuzu.)
Barzani aldığı o gazla ‘’ Tam da bağımsızlık ilan etmenin zamanıdır.’’ Deyip referanduma gitme kararı alınca nihayet jeton düştü ‘’ Ülkemizin sınırları dışında, burnumuzun dibinde bir Kürdistan devletine asla izin veremeyiz’’ Dedik.
Adamı ‘’ Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı ‘’ Sıfatıyla ülkene davet et, bayrağını gönderine as, herifi bağrına bas,sonra da ‘’ Kürdistan diye bir devlete asla izin veremeyiz.’’ De. Anlaşılabilir durum değildi. Anlayamadık da. Aynen önce gurur duymamızı, sonra ‘’ Vay namussuz, şerefsiz ‘’ Dememizi anlayamadığımız gibi...
Dediğim gibi bu yanlış çok uzun zamandan beri neredeyse tüm politikacılarımız tarafından yapıldı. Aşağı yukarı hepsi ‘’ Benim sınırlarım içinde bir Kürdistan olmasın da İran’da, Irak’ta, Suriye’de ne b.k yerlerse yesinler anlayışını benimsedi hep. Öyle olunca komşular da boş durmadı tabii ki ‘’ Benim ülkemde bela olacaklarına senin ülkende bela olsunlar.’’ Dedikleri gibi başta ABD olmak üzere pek çok büyük devlet ‘’ Madem ki Kürdistan diye bir şeyin varlığını kabul ediyorsun o halde senin de elini taşın altına sokman gerekir. Topraksa toprak, ayrıcalıksa ayrıcalık vereceksin.’’ Mealinde bir taraftan terör örgütüne yardım ve yataklık ederken bir taraftan ‘’ Demokratik hak istekleri’’ Adı altında iç işlerimize müdahele etmeye çalıştılar.
Merih gezegeninde dahi olsa bir Kürdistan’ın ( ister bölgesel yönetim, ister özerk yönetim adına ne derseniz deyin ) varlığından bahsetmek, hele de şu dönemde son derece yanlış ve tehlikeli olduğu gibi ‘’ Kürdistan’da kazanacağız ‘’ Diyenlerin ekmeğine yağ sürmektir eğer derinine değerlendirirseniz.
Neden mi?
1- Kendi sınırlarınızın dışında olsa dahi bir Kürdistan’ın varlığından bahsetmek böyle bir şeyi kabul etmek anlamına gelir. Herhangi bir yerde Kürdistan’ın varlığını kabul etmek ise bölücüler lehine atılmış çok ümitverici bir adım anlamına gelir. ‘’ Bugün Irak, yarın Neden Türkiye olmasın?’’Ümidini kendi ellerimizle beslemiş oluruz böyle bir söylemle. Unutmamak gerekir ki özellikle Balkanlarda elimizden çıkan topraklarda önce reform istekleri gündeme gelmiş, ardından özerklik istekleri ve nihayetinde bağımsızlıklarını elde etmişlerdi.
2- Daha önemlisine gelelim. Daha doğrusu en önemlisine: Ülkemizdeki bölücü hainler Kuzey Iraktaki Kürdistan’a(!) gitsinler, eyvallah...Peki Kuzey Irak’taki Türkmen kardeşlerimiz nereye gitsinler? Öyle ya şu anda bile teröristlerin ve peşmergenin baskı ve zulümleri altında inim inim inlerlerken bir de Türkiye’deki hainler oraya dolarsa halleri nice olur?
3- Kuzey Irak’ta -içinde Türkmenlerin de yaşadığı - bir bölgeye ‘’ Kürdistan’’ Demekle Türkmenleri yok saymış olmuyor muyuz? O bölge eğer Kürdistan Bölgesi ise Türkmenler Kürdstan Bölgesinde yoklar ya da azınlık statüsündeler mi?
3- Kuzey Irak’ta bir Kürdistan’dan bahsetmek aynı zamanda Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil ve daha pek çok Misak-ı Milli hedeflerimiz içinde olan veya olması gereken, asla vazgeçemeyeceğimiz ata yadigarı topraklardan, milli hedefimizden vaz geçmek anlamına da gelmiyor mu? Hem ‘’ O petrol borularının vanası bizim elimizde ‘’ Deyip hem de ‘’ Iraktaki Kürdistan ‘’ Demek suretiyle Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Erbil’den vazgezgeçtiğimizi doğrudan ya da dolaylı yolla ifade etmek nasıl bir çelişlidir?
4- Sınırlarını ABD nin belirlediği bir bölgeye Kuzey Irak Kürt Yönetimi demek bile son derece yanlışken kalkıp bir de ‘’Iraktaki Kürdistan’’ Derseniz aynı zamanda sınırlarını ABD nin belirlediği haritaları kabul etmiş de olursunuz ve bilindiği gibi ABD nin çizdiği Kürdistan haritalarında Kürdistan diye gösterdikleri toprakların büyük bir çoğunluğu Türkiye Cumhuriyetinin topraklarıdır. Eğer ki siz ‘’ Iraktaki Kürdistan ‘’ Demeye devam ederseniz ileride ‘’ Ben bu haritanın Irak ile ilgili kısmını kabul ettim ama Türkiye ile ilgili kısmını kabul etmiyorum’’ Diyemezsiniz.
5- ‘’Iraktaki Kürdistan’’ Demek Türkiye sınırları içinde herhangi bir toprak parçasına Kürdistan demekten daha tehlikelidir. Çünkü kendi sınırlarınız içinde kontrol sizde. Ege, Akdeniz, Karadeniz, Marmara gibi bir coğrafi bölge adı olarak bir bölgeye Kürdistan adını verir ancak o toparaklarda asla ve asla hiç bir bölücünün havlamasına, hatta nefes almasına bile müsaade etmeyebilirsiniz ama sınırlarınızın dışında kontrol sizde değil. Siz buradan o topraklar için ‘’ Kürdistan’’ Dediğiniz anda en iyi ihtimalle Türkmenleri azınlık durumuna sokarsanız. Kötü ihtimal ise ‘’ Türkmenler ! Kürdistan topraklarından Defolun. ‘’ Olur.
Şimdi denilebilir ki ‘’ Yahu Hocam ! Bahsettiğin topraklara yaklaşık olarak elli senedir Kürdistan deniliyor. O topraklarda pkk paçavralarına oldukça benzeyen bayraklar dalganıyor. Sen kendin bile yazmışsın, Türkiye’de bile o bayrağın dalgalandığını Barzani ülkemize geldiğinde. Şimdi neyin davasındasındasın? ‘’
Doğrudur. Lakin biz her kıçına bayrak takanı devlet olarak tanımaya kalkarsak işimiz zor. Hele de Misak-ı Milli hedeflerimiz içindeki topraklara devletin en etkili ve yetkili ağzından ‘’Kürdistan’’ Dersek o hedeflere ulaşmak artık zordan da öte imkansız olur. Hem zararın neresinden dönerseniz kardır. Bu çok çok tehlikeli ve yanlış söylemden derhal vazgeçilmelidir.
Velhasılıkelam BİZ NE DİYORUZ, SEN NE DİYORSUN SAYIN BAŞKANIM?
YORUMLAR
sami biberoğulları
Alabildiysem ne mutlu.
Selam ve sevgiler.
kolay gelmedik bu günlere.
bu vatan bizimdir ve ilelebet de bizim kalacak Allah'ın izniyle.
teşekkürler verdiğiniz emeğe ve bizlere sunduğunuz her cümle adına.
engel tanımayız ve tanımayacağız da.
kimse hayal kurmasın.
selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
Kıymetli hocam bu yazının niceliğine dönük sorguladığınız ve yorumladığınız sözlerin her kelimesine ve her satırına naçizane bende katılıyorum. Ancak!’’ evet ancak diye bir ünlemle devam etmek gerekirse sorun bu günün sorunu değil. Ha mevcut hükümetin sözcüleri yerli yersiz kelimeler kullanıyor olabilirler ama bu sorunun temeline etki etmez. Yani bu gün kürdistan denmesi veya denmemesi işin hikaye kısmıdır. Asıl sorgulanması gereken şey bu gün ülkenin başına bela olan terör örgütünün ne zaman oluşturulduğu ve kimler tarafından lojistik destek sağlanarak dünyanın en güçlü terör örgütü haline getirildiğidir.
1974-76 arasında sıradan bir kültür derneği olan (DDKO)nun, nasıl oldu da hemde Ankara'nın göbeğinde gizli veya açık bizzat Amerikan uşağı sözde ulusalcı siyasetçi ve bürokratlar tarafından ilk kürt siyasi hareketine dönüştürüldüğüdür. Gerçi o dönem bu oyunu fark eden, sağcı ya da solcu gerçek yurt severler çığlık çığlığa tehlikeyi duyurmaya çalışmış ve bu konuda direniş göstermişlerse de başarılı olamamışlardır. Çünkü Amerikanın ve onların ülke içindeki işbirlikçilerinin talimatı ve organizasyonuyla seksen askeri darbesi yapılmış ve bu sayede kendilerine ayak bağı olan gerçek yurt sever sağcı ve solcular ülkenin en ücra köşesinde olsalar bile sudan bahanelerle dalından elma, armut toplar gibi toplanıp ağır işkence gördükleri hapishanelere doldurulmuşlardır. Böylelikle Ankara'nın göbeğinde örgütlenen o günkü adıyla apocular bu günkü adıyla pkk terör örgütünün önü açılmıştır. Sonrası malum….
Kaldı ki o dönem oluşturulmak istenen ve önü açılanlar sadece pkk’li teröristler değildi. Bu günkü Atatürk düşmanları, gericiler ve muhasır medeniyet seviyesini sapkınlıkta sınır tanımamak zanneden çakma Atatürkçülerdir.
Söylenecek çok şey varda bu yorum köşesine sığacak gibi değil.
Saygı ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Yazımda da belirttim. Sorun yeni değil. Yılların sorunu. Lakin geçmişte çok önemli hataların yapılmış olması günümüzde de o hataların devam ettirilmesini meşru kılmaz. Hele hele hataların katmerli bir şekilde devam etmesini hiç meşru kılmaz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine en azından Kuzey Kıbrıs Türk Bölgesi diyen var mı bizden başka? Oysa bayrağımız var, parlamentomuz var, ana yasamız var. Var olmasına var ama hiç kimsenin salladığı yok. Neden? Bir tek batılı veya doğulu devlet böyle bir şey dese bizim için büyük bir moral ve ümit olacak da ondan.
Biz kendi ellerimizle ve dillerimizle niçin böyle bir ümit bahşedelim ki terör örgütüne? Veya Barzani ve peşmergelerine?
Selam ve sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Ben hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi basite alıp, iktidar yanlış şeyler söylemiş olabilir diyerek yanlışlığı ihtimal boyutuna indirgemiyorum. Eğer yorumumu özümseyerek okumuş olsaydın bana bu iftirayı atmazdın.
Pkk can çekişirken ona hayat öpücüğü verildi öyle mi? Aslında sadece bu tespitin üzerinden bile senle muhattap olmama gerekir ama lanet olsun içimdeki insan sevgisine. Hangi can çekişmekten bahsediyorsun? pkk’nın yedi Avrupa ülkesini bütçesinden daha büyük ekonomik güce sahip olduğu dönem den mi? Yine pkk’nın beş Avrupa ülkesinden daha fazla silahlı elaman sayısına sahip olduğu dönemden mi? Bizim büyük elçilik sayımızdan çok, dünyanın birçok ülkesinde temsilcilikleri olan dönmeden mi? Etrafını kum torbalarıyla çevrilmiş hiç bir güvenliği olmayan derme çatma gece kondu dan ibaret sözde karakollarımızın olduğu dönemde mi? Artık karakollarla yetinmeyip alay ve tugay büyüklüğündeki askeri tesislere ve birliklere saldırı düzenlediği dönemden mi? Pkk’nın can çekiştiği hangi dönemden bahsediyorsun? Ben anlayamadım. Efendim iki bin bir senesinde pkk terörü neredeyse sıfıra inmiş? …:))Sende bu masala inanıyorsun yani öyle mi?
Bu gün yeni nesil silahlarla yüksek güvenlikli kalekollarla, silahlı silahsız İHA larla yerli yazılım durum tespit cihazlarıyla vesaaire vesaire inlerine girildiği sınır ötesi harekatlara rağmen ve halen sıfırlanamamışken terör örgütüne o dönem can çekiştirmişiz öyle mi?...:)))) Yok, öyle bir şey Ahmet Çıtak, kendimizi kandırmayalım.
Evet, 2000 2001 yılları arsında pkk’nin terör eylemlerinde belli bir düşüş vardı ama bu bizim başarımızdan değil. Amerika’nın nedenini bizim siyasetçilerin bile anlayamadığı bir sebeple apo yu bize teslim etmesi ve sonrasında da apo’nun talimatıyla bir süreliğine eylemsizlik kararı almaları nedeniyle o kısa zaman diliminde pkk terörü hız kesmişti, hepsi o kadar. Sizin gibi ucuz politika yapanlarda o dönemi ve o dönemdeki acizliğinizi örtebilmek adına böyle komik iddiada bulunarak milleti kandırmaya çalışıyorsunuz veya kandıracağınızı sanıyorsunuz ama bu millet yemiyor yemeyince de hırçınlaşıyorsunuz olay budur?
Serhat BİNGÖL
Demek bu ülkede Amerika’dan Rusya’dan izin alınarak yapılan harekâtlar o zaman izin alınmadan yapılıyordu ha! ALLAH iyiliğini versin emi...)) yahu biz tam bağımsız Türkiye mücadelesini boşuna mı verdik, yani o kadar sopayı boşuna mı yedik geleceğimizle oynandı hayatımız karartıldı. Şimdi kalkmış bana izin almadan harekât yapıyorduk diyorsun öyle mi? Yahu ne harekâtı, izinsiz tuvalete bile gidemiyorduk. Kendini kandırma!
Aman ha, ne olur bana Kıbrıs harekâtını örnek verme o harekâtı Amerika’nın çıkarına olduğu için yapabildiğimizi sen hariç herkes biliyor. Çünkü o dönem adanın tümüne hâkim olan Rumlar Sovyet Rusya’sıyla flört ediyor, Yunanistan’ın ve Amerika’nın uyarılarına rağmen şımarık çocuk gibi davranıp uyarıları dikkate almıyordu. Birde Rusya’dan üç yüz milyon dolarlık silah anlaşması yapmaya kalkması bardağı taşıran son damla olmuştu. Amerika’da bize harekâtınıza karışmam ama yapmasanız iyi olur kabilinden tırışkadan tavır koydu. NATO üyesi Yunanistan’la ders düşmemek için göstermelik kınama notası verip göstermelik ambargo uyguladı. Eğer o harekât Amerika’nın gerçek anlamda çıkarlarına ters düşseydi bırak adaya çıkartma yapmayı bir tek asker, tüfeğine süngü bile takamazdı. Yani senin ezberlerini bozmak istemezdim ama gerçek siyasi tarih böyle. Kaldı ki Kıbrıs harekâtının övünülecek bir tarafı da yok. Dünyanın en fiyasko savaş harekâtı olarak tarihte yerini almış bir harekattır. Harekâtın başlama saatindeki koordinasyon kopukluğundan, kendi gemimizi vurmamıza askerlerimizi yanlışlıkla düşman mevzilerine paraşütle indirmesine yarısının daha havadayken şehit edilmesine kadar bir dizi fiyasko. İkmal ve istihkâm rezilliklerinden hiç bahsetmiyorum bile. Üstelik bu harekâtı elli bin kişilik bir orduyla düne kadar kasap manav bakkal olan, altı yedi bin kişilik milis kuvvete karşı yaptık. Senin Kıbrıs harekâtını örnek verdiğin yorumlarını görüyorum benden sana kıyak aman bu harekâtı orda burda örnek verme abest oluyor
Neyse apo meselesine dönersek bu şerefsizi bize 1999 yılında verdiler değil mi? Mevcut hükumet 2002 yılında kurulduğuna göre yani aradan üç yıl geçmiş madem ülke izin almadan harekât yapabiliyordu Amerika’ya bağımlı değildi o zaman niye asmadınız adamı elinizden tutan mı vardı. Vardı tabi sıkardı o piçi asmak. Çünkü Amerika o piç ortalıkta başıboş dolanıyor bir kazaya uğramasın güvende olsun diye bize verdi. Verirken de aman ha bu adam bana lazım kılına zarar gelirse külahları değişir diyerek verdi. Sen o dönemi sorgulamıyorsun, yatıp kalkıp barış sürecini eleştiriyorsun. Barış sürecinde yapılanların bir kısmını bende eleştiriyor uygulama bazında yanlış buluyorum haklı olduğun konular var ama adil olacaksın eğer terörde ki zafiyeti eleştiriyorsan her dönemi eleştireceksin. Böylesine hassas bir meseleyi siyasete alet etmek partizanca yaklaşmak çok ayıptır.
Kasma konusuna gelirsek bence sende rahat ol, ben sevdiğim insanları kırmamak adına kasarım.
Yok, eğer gerekmiyorsa hiiiiç kasmakla uğraşmam direkt o insanı ağzının payını veririm. Dediğim gibi sen rahat ol çünkü seni severim.
TÜM DÜNYAYI MEVLANA ÇİZGİSİNE GETİREBİLSEK
SINIRLARA DAHİ GEREK OLMAZDI
İŞTE SINAV DA TAM BURADA BAŞLIYOR
DÜNYA İLE AHİRET ARASINDA Kİ
KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK
LAKİN ÜLKEMİZİ GÜZEL YÖNETEMEDİĞİMİZ DE ÇOK NET
ALLAH AKIL FİKİR VERSİN
TÜM İKTİDARDAKİ PARTİLERE
BÖYLESİ BİR NEVRUZ AYINDA
BARIŞ DİLİYORUM
SAYGILARIMLA
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.