- 445 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kıbrıs'ın Dünü Bugünü Ve Yarını
Ada Kent Üniversitesi, merkezi İstanbul’da bulunan Avrupa Eğitim Grubu’nun 2015 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurduğu eğitim yatırımıdır. İstanbul’daki okul öncesi-ilköğretim-ortaöğretim ve yükseköğretim birikimlerinin zirvesidir.
Ada Kent Üniversitesi, Kıbrıs, Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinden öğretim üyelerinden oluşan seçkin akademik kadrosuyla; 7 fakülte ve 1 meslek yüksekokulu ile toplamda 29 lisans ve önlisans programıyla yaklaşık 2 yıldır uluslararası düzeyde eğitime devam etmektedir.
Gerçek anlamda bir “Kent Üniversitesi” olarak öğrencilerin, yaşadıkları toplum ve dünya ile bütünleşmelerine, iletişimi güçlü, sosyal bağları kuvvetli, değerli bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmaktadır. Ada Kent Üniversitesi, “Üniversite Adası” KKTC’de farklı kültürlerdeki öğrencileri bir araya getirip, ortak kültür oluşturabilecekleri bir platform olmayı hedeflemektedir.
Ada Kent Üniversitesi, 18.03.2019 Pazartesi günü Üniversite bünyesinde İstanbul Türk Ocakları ile birlikte “Kıbrıs’ın Dünü, Bugünü Ve Yarını” adlı bir seminer düzenledi. Bu semineri, siz okuyucularımız için izledik.
Açılış Oturumu sabah saat 10.30’da başlayan seminerin Açılış konuşmalarında İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr Cezmi Bayram, Kıbrıs Ada Kent Üniversitesi Rektörü Prof Dr Fuat Bayram, Kıbrıs Türk Milli Tarih Müzesi Başkanı Prof Dr Ali Efdal Özkul ve KKTC Cumhuriyet Meclis Başkan Yardımcısı Lefkoşa Millevekili Sayın Zorlu Töre yaptılar.
Dr Cezmi Bayram, yaptığı konuşmada “Kıbrıs’ın Türkiye’nin milli meselesi olduğunu” dile getirdi. Konuşmasında “Kıbrıs, Türk Dünyasının üzerinde birleştiği bir noktadır. Merhum Denktaş’ın bunda rolü büyüktür. Rahmetli Denktaş, Kıbrıs’ın Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlattı. Türkiye, Kıbrıs’ı Denktaş sayesinde duydu ve öğrendi.” dedi.
Dr Cezmi Bayram “Türkiye, Kıbrıs’ta elde ettiklerini korumak zorundadır. Koruyamazsa sıkıntı yaşar. Türkiye, Kıbrıs meselesi üzerinde elde ettiklerinden vazgeçemez.
Bugün Avrupa’da bazı devletler, ayrılmıştır. Yugoslavya, Çekoslovakya gibi ülkeler bölünmüştür. Ama Batılılar bunlara bir şey dememişlerdir. Olaylar karşısında sessiz kalmışlardır. Ama aynı Batılılar, her nedense Kıbrıs’ta iki toplumu birleştirmek istemekte ve bunda ısrarcı olmaktadırlar. Bu nedenle Türkiye, Kıbrıs için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmayacaktır. Hatta KKTC’nin adını Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak değiştirme çalışması yapmalıdır.” diyerek şöyle devam etti: “Kıbrıs’ın çevresindeki enerji kaynakları da Türkiye için buradan vazgeçilmez olduğunun bir göstergesidir. Türkiye Kıbrıs’ta oldu bittilere izin vermeyecektir.”
Ada Kent Üniversitesi Rektörü Prof Dr Fuat Bayram, kısa bir konuşma yaparak katılımcılara ve dinleyicilere teşekkür etti.
Prof Dr Ali Eftal Özkul konuşmasında “Tarih boyunca birçok devletin, çeşitli özelliklerinden dolayı Kıbrıs’a sahip olmak istediğini, bu özelliklerin arasında en önemlisinin Kıbrıs’ın konumu olduğunu” dile getirdi. “Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki konumunun önemine dikkat çekerek devletlerin bu nedenle buraya sahip olmak istediklerini” söyledi.
“Günümüzde doğalgaz konusu ile ön plana çıktığını ama yine de her şeye rağmen konumu bakımından çok önemli bir yer olduğunu” belirtti.
Osmanlı devletinden önce de bu adada çeşitli uygarlıkların yaşamış olduğunu, ticaretle uğraştığını, Salamis Şehrinin ticarette geliştiğini, Hala Sultan’ın Kıbrıs’a gelmesinden dolayı İslam Dünyasının da Kıbrıs’a önem verdiğini söyledi.
Memlük Sultanlığında Türklerin ada ile tanıştığını, Anadolu ile bağlantının Osmanlı Döneminden de önce olduğunu, o zamanlar adada bir cami yapıldığını ve korunması gerektiği iddiası olduğunu belirtti. Ancak bu caminin nerede olduğunun bilinmediğini dile getirdi.
“Osmanlı Hakimiyetinin aslında 1570 yılında adada başladığını” söyledi. “Bu yılda, Osmanlı tarafından adaya, Muzaffer Paşa’nın Beylerbeyi olarak atandığını ve Kıbrıs’ı idare etmeye başladığını, o zamanlar sadece Mağusa’nın fethedilemediğini bunun da bir yıl sonra alındığını” belirtti. “Demek ki Kıbrıs Osmanlı hâkimiyetine 1571’de değil 1570 yılında geçmiştir” dedi.
Son konuşmacı Meclis Başkanı Zorlu Töre yaptığı konuşmada “Büyük Orta Doğu Projesi” adı altında önce Arap Devrimi diyerek Araplarla sonra da Türkiye üzerinde oynamaya başladılar. Türkiye, hepsine karşı koyarak oynanmak istenilen oyunu bozmuştur.” dedi.
Zorlu Töre, “Türkiye’nin Kıbrıs’tan çıkmasını istiyorlar. Garantörlüğü çağ dışı olarak görüyorlar. Eğer garantörlük olmasaydı, Erenköy savunulamazdı, Geçitkale savunulamazdı. Tüm Kıbrıs elden giderdi. Bugün biz bir devlet olamazdık. Bağımsız olamazdık. “
“Gözlerimiz hep kuzeyde idi. Anavatan Türkiye tarafındaydı. Bir asır, Türkiye’nin Kıbrıs’a gelmesini bekledik. Uçakların semalarımızda uçmasını bekledik. Gel artık diye bağırıyorduk. O günlerde Rumlar, “Bekledim de gelmedin” şarkısını çalıyorlardı. Türkler de “Bir gece ansızın gelebilirim” şarkısıyla cevap veriyordu. Ve sonunda geldiler. Bize bu toprakları hediye ettiler. Bizim için canlarını verdiler. Şehit oldular. Şimdi ise tüm Dünya birleşmiş, Türkiye ve Türk askeri Kıbrıs’tan geri gitsin diyor. Peki, o zaman, sizin, Akdeniz’de ne işiniz var? Fransa, neden Kıbrıs’ta bir üst kuruyor? Burada onların ne işi var? Amerika da bir üst kurmak istiyor. Amerika’nın ne işi var? Bizi kimse aldatamayacak. Aldanmak yok. Bundan geri dönmek yok” diyerek konuşmasını şiirlerle süsleyerek coşkulu konuşmasının sonunda izleyenler tarafından dakikalarca alkışlandı.
Konuşmalardan sonra oturumlara geçildi. Konuşmacılar, sunumlarını yaparak izleyenleri bilgi sahibi yaptılar.
Böyle bir seminer için Ada Kent Üniversitesi Rektörlüğüne ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.