- 586 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
- Ay'ın ve Deniz'in Hikayesi-
Bir kız varmış siyah saçları gri gözleri varmış. Ailesi çok severmiş onu ama bir gün ailesi bir deniz kazasında ölmüş... Kız o günden sonra denizden nefret etmiş. Bir gün saraylarına bir prens gelmiş... Kız prensi gördüğü an nefretle karışık bir sevgi hissetmiş. Nedendir bilinmez prensin gözleri ona ailesinin öldüğü denizi hatırlatırmış... Her göz göze geldiklerinde kalbi bir kuşun ki kadar hızlı atarmış, donar kalırmış. Çocuk gideceği zaman elini uzatıp " Ben Thálassa kısaca Tháy diyebilirsiniz madam" demiş. Kız donakalmış bu neredeyse teni kadar solgun sarı saçlı, en az teni kadar solgun mavi gözlü çocuğa karşı bir an ne diyeceğini unutmuş... Sonundaysa hatırlayarak " Ben de Luna kısaca Lun diyebilirsiniz." demiş. Thay gülümseyerek " Gözlerinizde isminiz kadar ayın ışığını andırıyor..." demiş. Luna sonunda yanağında gamzesinin çıkmasını sağlayacak kadar gülümsemiş etraftakiler uzun zamandan sonra ilk defa gülümseyen prensese şaşkınlıkla bakmışlar. Luna eline bakmış, eli hala onunkinin üzerindeymiş aniden elini çekmiş ve ciddileşmiş ardından " Merci Prens Thay " diye mırıldanmış, kimin ne düşüneceğini umursayamayarak odasına çıkmış o güzel gri gözlerinden yanaklarına sıcak bir şey akmaya başlamış... uzun zamandan sonra ağlıyormuş hemde küçük bir kız çocuğu düştüğünde nasıl ağlarsa öyle ağlıyormuş. O sırada Thay gemiye biniyormuş. Luna 1 gün boyunca odasından çıkmamış... Çıktığındaysa gevrek ve süt alıp televizyonu açmış. Dadısı hemen gelerek " Prensesim, Luna’m televizyon bozuk tamir edilmesi gerek, tabletinin ve bilgisayarının da" deyip tam televizyonun fişini çekecekken Luna onu durdurarak " O zaman nasıl açıldı, söyle benden ne saklıyorsun" demiş ürkütücü bir sakinlikle. Kadın " Hiçbir şey, sadece-" ama sözünü tamamlayamamış çünkü Luna saklamak istediği şeyi görmüş... Thay’in gemisinin battığını... Neredeyse gülerek dadısına " Bak deniz onu da aldı gördün mü" demiş ve ardından saraydan çıkmış, koşmaya başlamış. Nereye varacağını bilmeden... ormana dalmış zaten ormanın bitiminde deniz başlıyormuş. Aniden kendini durduramayarak denize dalmış. Ama daldığı zaman kısa bir süre gözlerini açmamış açtığındaysa denizin altında değil, daha önce hiç duymadığı ya da görmediği bir yere açmış gözlerini her tarafta ağaçlar ve ağaçlara yapılan evler varmış... Etrafını kuşlar sarmış kuşlarla beraber süzülerek özel birine yapıldığı belli olan ağaç eve girmiş, annesi, babası ve Thay oradaymış işte. Hepsinin gözü Luna’ya dönmüş. üçü birden koşarak Luna’ya sarılmış. Annesi biraz da kızarak " Ne kadar oldu biliyor musun kızım? Bir daha bu kadar geç kalma!" demiş ve tekrar sarılmış. Luna ise hıçkırarak durmadan sadece özür dilerim diyebiliyormuş... (Belki de sadece boğulmuştur)
-Ek olarak
Luna ay demektir
Thálassa yunancada deniz anlamına gelmektedir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.