- 789 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
En Güzel İstisnamsın 📖(Bölüm#5)
Birkaç gün sonra-
Başımdan geçirdiğim yorganın altında büyük bir baş ağrısıyla uyandım. Kurumuş yanaklarım ve burun akıntımla Sezen Aksu’nun tekrar moduna aldığım ’Unuttun mu beni?’ şarkısına dikkat kesildim ister istemez. Ve tekrar modundaki acılarım da eşlik etti şarkıya. Kuru yanağım tekrarlandı kaldığı yerden. O son güneşle başlayıp yağmurla biten günümden sonra güneşe bir daha rastlamadığım da aklıma dank etti. Kısacası tüm modlarım tekrara alınmıştı o son günden sonra.
Annem ’Ela, kapıyı aç kızım. Yemek yemen lazım. ’dedi üzgün ve üç gündür açılmayan kapının ardından.
Benim yüzümden üç gündür endişelenen annemi düşününce kendime olan kızgınlığımı bir kat daha arttı. Bencillik ediyordum. Belki de bu huyum yüzünden beni aldatmıştır. Bilmiyorum. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip yorganın altından çıktım, yatağımda oturdum.
Önce karşımdaki aynadan gözlerimin kan çanağına, burnumun kırmızı elmaya, saçlarımın karmakarışık hale dönüştüğünü gördüm. Kısacası bok gibiydim, hem ruhen hem de fiziken.
Etrafa savrulan çikolata poşetlerine, yastıklara, önceden aynamın önünde bulunan makyaj malzemelerine, kırılmış parfüme baktım. Oda da benim gibi berbattı. Hem odanın hem de kendi berbatlığımı annemin görmesini istemiyordum. Çünkü benden daha hassastı ve bu durum karşısında daha çok üzülürdü. Bu yüzden son beş dakikadır elinde tepsiyle kapımın berisinde duran anneme ’Tamam anne. Sen tepsiyi kapıya bırakıp içeri geç.’ dedim çatallaşmış sesimle.
’Hepsini bitireceğine söz verirsen içeri geçerim.’
’Tamam söz, hepsi bitecek.’
Ve gitti.
Tepsiyi aldım, kapıyı tekrar kilitledim. Bu durumun üstesinden geleceğimi biliyordu. Evet, bunun üstesinden gelirim biliyorum. Fakat asıl önemli nokta ’Bir ömür birlikte olacağıma inandığım ve bu yüzden tüm hayallerimi süsleyen adamın gidişinin üstesinden ne zaman gelebileceğim’ di. Üstesinden geldiğim zaman bu acılarım da dinecek mi?
Eskisi gibi güçlü olabilecek miyim yoksa sadece güçlü görünmeye mi çalışacağım?
...
Hıçkırarak,
Söz verdiği gibi tepsideki herşeyi bitirdi,
Onunla ilk tanıştığı gününe gitti,
Aynanın önündekilerini tekrar dizdi,
Yağmurlu bir günde bankta geçirdiği ânına gitti,
Her tarafa dağılan çikolata poşetlerini ve ıslak peçeteleri çöpe attı,
Semih’i atlatma ve ardından birlikte nasıl vakit geçireceklerini planladıkları âna gitti,
Yatağını düzeltti,
Planı düşünürken sevdiğinin koluna girdiği ve gülüştükleri ânda kaldı. Gidemedi.
Gözyaşları eşliğinde yatağına oturdu tekrar.
Yarım saat boyunca Cem Adrian ağırlıklı slow şarkılarla anılarına gidip geldi. Bu süre boyunca kendine ve Özgür’e de küfretmeyi ihmal etmiyordu.
Yine küfür seansının ortasında annesinin ’Kızım Semih geldi, ısrarla seni görmek istiyor.’ demesiyle cümledeki Semih’e müziği kapatıp avını bekleyen avcı gibi dikkat kesildi.
’Tamam anne. Sen içeri geçer misin? Onunla yalnız konuşmam lazım.’ dedi hâlâ annesine görünmek istemeyerek.
Ardından avını etkisiz hâle getirmek için etkili bir silah aradı.
Hızlı bir göz gezdirmesiyle balkondaki çekbazı gözüne kestirdi. Sapını başlığından çıkarıp eline aldı. Bu sırada annesi çoktan çıkmıştı.
...
Beni böyle yerle yeksan olmama sebep olan yani herşeyin elebaşı olan bu düşmanımı yerle yeksan edecektim. Bu her ne kadar fiziksel bir acı da olsa.
Avını kapana kıstıran avcı edasıyla düşmanımı odaya aldım. Hemen ardından kapıyı kilitleyip o sinirle anahtarı balkondan attım.
Odadan kaçmasını tamamen engellemiştim. Ona döndüğümde ne yaptığımı hayretle içerinde izliyordu.
Elimdeki sopayı görünce hayreti korkuya dönüştü. Dövebileceğimi biliyordu çünkü.
Ama ondan önce Semih görür görmez Özgür aklıma gelişiyle kendime ’Neden yapmıştı?’ diye sordum.
’Ne bu halin?’ dedi bilmiyormuş gibi. Sinirlenmiştim.
’Neden yaptın?’ dedim dinmeyen sinirimle.
’Ne yapmışım?’
’Neden yaptın?!’ diye bağırdım, tekrar soru sormak yerine sadece cevap vermesi gerektiğini anlaması için.
’Bak sinemada olanlarla bir ilgim yok. Hem herşeyi yanlış anladın.’
’Yanlış mı anladım?’ dedim inanamayarak. Ben bu haldeyken bile suçlanmam gözümü kararttı. Elimdeki sopayla sol koluna yapıştırdım bir tane.
’Yanlış mı anladım, ben mi yanlış anladım.’ diye tekrar edişlerimde de vurmaya devam ettim.
’Acıyor gerizekalı, yeter! Dur artık!’ diyince de durmadım.
’Keşke benimde sadece kolum acısaydı, ikiniz mahvettiniz beni.’ diyerek vurmaya devam edince Semih’te odanın içinde koşmaya bende elimde sopayla kovalamaya başladım.
’Tamam valla hatalıyım, dur artık.’ dedi kaçmaya devam ederken.
Yorulmuştum, bu yüzden durdum ve elimdeki sopayı geçmeyen sinirimle fırlattım. Tutmaya çalıştığım ağlama isteğim daha fazla dayanamayarak firar etti.
Bu zamansız firar edişlerinden nefret ediyordum. Çünkü hep güçlü olmak istediğim ânlara denk geliyordu. Başımı yere eğmiş ağlarken omzuna dokunan elle Semih’e baktım ’Bu hâle gelmeme sebep oldun. Eğer ona o fikri vermeseydin böyle bok yığınına dönmezdim. Eserinden memnun musun?!’ dedim son cümlemde bağırarak.
’Çok kötü görünüyorsun.’ dedi dalga geçmek ister gibi.
’Neden acaba, gerizekalı!’
Hala bağırıyordum.
’Senin o kahrolasıca fikrin yüzünden umudum, hayallerim, hayatım mahvoldu. Ve sen karşıma geçmiş dalga geçiyorsun.’ diyerek ağlamaya devam ettim. Dediğim gibi, güçlü olmam gereken ândaydım oysa.
’Hadi kalk. Şu leş hâlinden kurtulda gidelim. Buraya seni almaya geldim.’ dedi tükenmiş beni ayağa kaldırarak.
’Sana defol dedim Semih.’
’Gerçi kilidi aşağıya atmıştın değil mi, gerizekalı.’ dedi fakat bakışlarımı görünce
’Yok yok, sana demedim. Kendime diyorum. Gerizekalıyım, hem de en önde gideniyim.’ dedi teslim oldum der gibi kollarını havaya kaldırarak.
’Seni öldürmem gerekirdi ama şu lanet olası gözyaşlarım dinmem bilmiyor.’ dedim gözyaşlarımı milyonuncu kez silerken.
’Hadi güzelim, üzerini giyde çıkalım. Seni götürmem gerekiyor.’ dedi herkese göre ikna edici fakat bana göre küfür edici ses tonuyla. ’Dalga geçme artık!’ dedim son sesimle. Sinirlenmiştim bu gereksiz ısrarına.
’Sevdiğim tarafında. aldatıldım gerizekalı, sen ise gelmiş dışarı çıkalım diyorsun.’
Cevap gelmeyince devam ettim.
’Defol git tamam mı? Hayatımdan da defol git. Benim senin gibi bir arkadaşım yok bu saatten sonra.’ dedim ve ilk uyandığım pozisyona geri döndüm, battaniyeyi başıma kadar çektim, müziğe kaldığım yerden devam ettim, gözyaşlarım tahriş olmuş yanaklarımda yol almaya devam etti.
’Alo. Evet, tahmin ettiğimiz gibi katır inadı var,gelmiyor. Ancak sen çıkarırsın odadan. Ölümü göze alıp geldim buraya, daha n’apayım. Beni dinlemen için başına silah mı dayadım oğlum, dinlemeseydin. Tamam. Yalnız çılgın kız anahtarı aşağı attı, gelirken onu bulda gel.’ diye geçen telefon konuşmasına kulak misafiri oldum istemeden. Bağırıyordu, duymamak elde değildi.
Hemen battaniyeyi üzerimden atıp ’Eğer buraya ayak basarsa yemin ediyorum bu defa anahtarı değil sizi atarım balkondan. Bak, yaparım bilirsin.’ dedim demesine ama içim tamamen bambaşkaydı. O gelecekti, biliyordum. Ve özlemim ağır geldi kalbime. Dilime de ulaşmak üzere.
Bunu engellemek için başka kelimeleri döktüm dilime ’Nasıl olurda hayatımı mahveden -çok sevdiğim- pislikle konuşmamı beklersin. Bu yüzü, bu güveni nereden buluyorsunuz?’ dedim sinirli çıkarmak istediğim sesimle. Onu göreceğimin etkisi kalbimde hâlâ.
’Ne dersen de, gelecek. Konuşmanız gerekiyor.’
Konuşmasakta olurdu aslında. Ona bakmak benim için yeterliydi.
’Tamam gelsin, gelsinde cesedimi görsün.’ dedim burnumu çekip balkona yol alırken. Aslında tüm amacım onu sokağa girer girmez görmekti. Ve bunu Semih bilmese de olur.
’Saçmalama, gel buraya.’
’Eğer beni engellersen öldürürüm seni.’ dedim son derece kararlı bir şekilde. Çünkü onu daha erken görmemi engelleyemezdi.
Tekrar teslim olmuş bir şekilde ’Tamam tamam. Arayıp gelmemesini söyleyeceğim. Hadi gel içeri.’ dedi kararlı sesiyle.
Gelsin, diyemedim. Aramasını engelleyemedim, engelleyemezdim.
Tam tersine ’Şimdi arayıp söyle.’ dedim.
Kararlı olmayan karanlığımı görünce aradı. Dediğini yaptı. Onu göremeyecektim bir daha. Bundan emin olunca yatağıma geçtim. Günlerdir rutin olmuş eylemler yerini aldı.
Yaklaşık yarım saat sonra gelen telefona dikkat kesildim, isteyerek. Çünkü onunla konuşacaktı.
’Oğlum gelme dedim ya.
Ne dedin!
Hangi hastane?!’
Devam Edecek
✒Tuti
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.