- 1231 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KARA ÖRÜMCEK
Uzun zamandır bir müzenin faaliyette olmayan resim bölümünde ve bir tablonun üzerinde yaşıyordu kara örümcek.
Ancak birkaç gün önce duyduğu haberler yüzünden rahatı kaçmıştı.
Söylentiye göre müzede restorasyon çalışmaları başlayacaktı ve büyük bir ihtimalle onun bulunduğu bölüm de yeniden ziyaretçilere açılacaktı. Bu demekti ki orada yaşayan tüm örümcekler gibi kendisi de yerinden olacaktı.
Oysaki bu loş oda neredeyse onun tüm ömrünü geçirmiş olduğu yerdi. Üstelik bir sanat eseri gibi itina ile işlemişti ağını. Hatta diğer örümcekler bile takdir etmişlerdi gösterdiği bu özeni, çabayı. Şimdi yeni bir yuva bulmak, tanımadığı bir yerlerde yeniden var olmaya çalışmak o kadar kolay mıydı?
Diğer örümcekler de bu duyumdan hoşnut değillerdi ebette ki. Ancak, durumun ciddiyetini kavradıkları için, çoktan kendilerine yeni mekanlar aramaya başlamışlardı.
Kara örümceğin umursamaz hallerini görüp, onu da bir çok kez gitmek zorunda olduğuna ikna etmeye çalıştılar, ama kara örümcek ısrarla yerinden kımıldamayı reddediyordu.
Sonunda korkulan o gün geldi ve söylenenler gerçek oldu.
Müzenin görevlileri atıl duran resim odasından gün aşırı tek tek tabloları alarak, bakım yapılacakları bölüme aktarmaya başlamışlardı. Kara örümcek ise hala yaşadığı tablo üzerinde olan biteni izlerken, belki de onun bulunduğu tabloya dokunan olmaz diye ümit ediyordu.
Ama tabi ki öyle olmadı. Son kalan 1-2 tabloyu almaya geldikleri gün, yuvasını terk etmek zorunda olduğunu, ya da hayatından olacağını artık iyice anlamıştı. Zaten orada bir kendisi bir de diğer diğer örümceklerin etrafta bıraktıkları örümcek ağlardan başka bir şey kalmamıştı.
Sıra onun sahiplendiği tabloya geldiğinde artık tercih şansıda kalmamıştı. Bir kaç gün düşüncelere dalarak hiçbir şey yapmadığı için halsiz düşmüştü. Ancak son bir gayretle ağ ipi salarak kendini boş kalan duvarlardan birinin üzerine atmayı başardı.
Bu odada herhangi bir yerde de barınamayacağını biliyordu, çünkü oda baştan aşağı boyanacak ve yenilenecekti.
Hüzün içinde pencerelerden birinin aralığından dışarı çıktı. Gün ışığı gözlerini rahatsız etmişti. Duvarın üzerinde bir aşağı bir yukarı gezinerek gölgelik bir yer ararken, su borularının bulunduğu kısmın hemen yanında, derin bir çatlak görerek kendini içeri attı.
Etrafta bir iki tanıdık örümcek de görmüştü ama hayret burayı henüz sahiplenen olmamıştı demek ki. Yaşayabilmesi için uygun bir yer gibi de görünmüştü gözüne.
Çatlaktan dışarı kafasını uzatıp şöyle bir etrafına bakındı. Karşısında harika bir manzara vardı. Son anda gösterdiği cesaret ve kararlılık, onu çok daha güzel bir mekâna taşımıştı.
Onca üzüntüyü boşuna yaşamıştı. Hayattan ve mücadeleden vazgeçmediğine çok sevindi ve neşeyle yeni ağını kurmaya başladı.
Kim bilir belki de burası artık kara örümceğin daimi mekânı olacak ve burada çok daha mutlu olarak yaşayacaktı.
* * *
6-8 yaş arası
Görüşlerinizi almak için ekledim. Peşin teşekkürlerimle
YORUMLAR
Yazılarınızın birinde bir kitap yayınladığınızı ve gelirlerini çağdaş yaşam derneğine bıraktığınızı yazmışsınız.
Şaşırdım mı... Hayır... Hikaye diliniz gerçekten çok güçlü. Anlatımınız, konuyu aralamanız, okura nedeslenecek alan bırakmanız, soruları hazırlamanız çok başarılı.
Öykünün özeline gelirsek de insanın aklına karınca ile ağustos böceğini çağrıştırırken insan karakterlerinden de örnekler vermişsiniz.
Tebriklerimle yazar