- 480 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UMUDUNU YİTİRMEYENLER
On sekiz yaşından büyük tüm Parisliler sonbaharda silahlandırılmışlardı. Fakat halk yine de kendi topçu birliklerinin olmasını istiyorlardı. Belville’deki bir toplantıda işçiler top dökmeyi önermişler ve bunun için kaynak yaratılmaya başlanmıştı. Sonunda çanlar, bronz, bakır ve demir heykellerini eriterek bunlardan top dökülmüştü. Topa ’Marianna’ adını koyan Parisliler, ’Mariannacığım varoşlarda doğdu ’ diye marş söylüyorlardı. Yine yoksullardı, yine evsizlerdi, ama insanın yüreğine takla attıran, sarhoş edici bir özgürlük esintisi vardı Paris’in kestane ve ıhlamur ağaçlı sokaklarında.
İş, ekmek, özgürlük. Yurttaşlar barikatlara’ diye bağırıp siperlere girerken, kurdukları Paris Komünü’ nün hiçbir zaman yıkılmayacağını umuyorlardı. Bu umutla ayakta durabiliyor, bu umutla yoksulluklarını , açlıklarını ve yalınayak oluşlarını unutuyorlardı...
1937 Mayıs ayının sıcak bir günüydü. Havada yeşermiş ekin ve toz kokusu vardı. İspanya’da General Franco’nun Falanjistleri ile Cumhuriyetçiler arasındaki iç savaşın birinci yılına girilmişti. Silahça ve adamca çok daha az olmalarına rağmen Cumhuriyetçiler yiğitçe direniyorlardı.
Sevila topraklarındaki Guernica köyünün halkı o sabah da her sabah yaptıkları gibi tarlalarına doğru yürüyorlardı. Birden gökte uçaklar gördüler. Bombalar kendilerinin ve köyün üzerine yağdı. Yandı kavruldular. Daha bir kaç gün önce ellerindeki derme çatma silahlarla Franco’nun Falanjistleriyle göğüs göğüse çarpışırken ’No Pasaran’ diye bağırmışlardı. Yani ’Geçemeyecekler’. Çünkü umutluydular. Ne kadar yoksul olursalar olsunlar gün gelip insanca bir yaşama kavuşma umudunu hiçbir zaman yitirmemişlerdi...