- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TUTULMAYAN ÖĞÜTLER
Yaşlı başlı, tecrübeli insanların neredeyse ortak bir dertleri vardır: tutulmayan öğütler… Ve her dönemde de aymazlık ilk defa oluyormuş gibi gelir insanlara. Sanki kendi gençliğinde o ve onun nesli çok nasihat dinliyormuş gibi kabul eder ve yeni neslin nasihat dinlemezliğinden yakınır.
Gerçekten şu çağın yeni nesli mi söz dinlemez? Sanmıyorum, genç her çağda gençtir ve az veya çok nasihati dinlemek istemez. Dinlemese de olgunlaştığında o öğütlerden yararlanacak, o da kendinden sonrakilere aynı öğütleri verecektir.
Bu kısır döngünün nasihat eden kısmında olan biri olarak şapkamı önüme koyup bir de bizim hatalarımızı düşündüm. Bir başka ifade ile: hep mi dinlemeyen kabahatli, bizde hiç suç yok mu?
Her şeyden önce kendi gençliğimizi unutmamalı, sütten çıkmış ak kaşık zannetmemeliyiz, kendimizi.
Tutulamayacak öğütler yerine, daha makullerini seçmeliyiz.
Kendimizin yapmadığı bir şeye gençlerden istememeli, isteyeceksek de önce kendimiz yapmalıyız. (sigara içmemek gibi)
Olur olmadık yerlerde ve bıktırasıya öğütler vermek yerine; az ve öz olmalı öğüdümüz ve genci kırmamalı.
Bazen nasihat sözle de olmaz, davranışlarla da nasihat edilebilir.
Hepsinden de önemlisi, hoşgörülü olmayı unutmamak gerekir.
Dedim ya bizde kabahat yok mu?
Geçmiş zamanda ikiz kardeşler aynı eğitimden geçerek vaiz olmuşlar. Okulda aynı eğitimi alan ikizler başarı olarak da birbirlerinden ayrılmamış. Mezun olunca da ayırmamış devlet onları aynı ile vaiz olarak vermiş.
Gelgelelim ikisi de aynı şeyleri anlattıkları halde cemaat birini daha can kulağı ile dinler, diğerinin vaazlarında cami boşalırmış. Duruma bir anlam veremeyen dinlenmeyen vaiz halen hayatta olan annesine gitmiş. Elini öpüp hatırını sorduktan sonra kardeşiyle olan farklılığından söz etmiş ve sebebini ona sormuş. Anne, önce hık mık etse de sonra demiş ki:”Oğlum, ben ikinize de abdestsiz süt vermedim. Ama bir gün sen hastalandın, o kadar ağladın ki, gidip abdest alamadım. Bir defa sana abdestsiz süt verdim. Seni dinlememeleri işte bundandır.” der.
Ne dersiniz, bizi çocukların dinlememesi nedendir acaba?
NASİHAT
Faydası olmayan bahardan, yazdan
Yüce dağ başının kışı makbuldür.
Cahilin yaptığı sohbetten, sözden
Âlimin hayâli, düşü makbuldür.
Lokma yeme muhannetin elinden,
Kurtulamazsın acı dilinden,
Namertlerin kaymağından, balından,
Merdin kuru-yavan aşı makbuldür.
HÜDAİ söyler incecikten,
Ehl-i hâl olmayan, ne bilir hâlden?
Bilgisiz, duygusuz, anlayışsız kuldan,
Ölülerin mezar taşı makbuldür.
AZİZ MAHMUD HÜDAİ HZ.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.