- 1003 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
ESKİDEN BÖYLE DEĞİLDİ ANADOLU İNSANI
Eskiden böyle değildi Anadolu İnsanı
Na müsait imkanlarla yaşar,sabanla toprağını sürer,arpa unundan yaptığı yavan ekmeğine şükrederdi.
Birbirini ve komşusunu kardeşi kadar sever,yok imkanları ile misafirsiz geçen gününe hayıflanır,dört sene
at sırtında yada ayağında eski bir çarıkla en zor şartlarda askerliğini yapar yine de öf demez bundan şeref duyardı.
Bir toplu iğne bile üretme imkanı olmayan Devletine büyük bir sadakat ve samimiyetle bağlı olurdu Anadolulu.
Akrabasını ve büyüklerini sayar,küçüklerini sever ve şefkat gösterir,edebi ve hayayı bir hayat düsturu bilir,toprağından kalkan 20 teneke buğdayı ve bir o kadar da arpa ile 10 nüfusluk ailesinin geçimini yapar, Devletine ve Milletine asla kem laf söylemez ve söyletmezdi Anadolulu.
Şimdi yeşil kart Devletten,evde yatan hastasının ev o hastasına bakan ev bireyinin maaşı ve iaşesi devletten,bedavaya yakın bir bedelle muayene ve tedavi devletten,okulda çocuğunun kitapları devletten ve daha sayılamayacak kadar bir çok hizmeti ve nimeti devletinden karşılıksız alan ama o devletini her fırsatta suçlayan insanlarımızda var aramızda ve malesef onlarda öz Anadolu çocuğu.
Söyle sana ne oldu Anadolu
Söyle sana ne oldu ey ecdat yadigarım
Söyle sana ne oldu en kutsal Vatan Toprağım
Söyle sana ne oldu ey şanlı Anadolu’m
Kimle çizdi kimler açtı bu şerefli insanlarını bozan bu kötü yolu
Eski şerefli insanların karakterleri ile harmanlanmış yiğitlerin yaşadığı bir Anadolu bir Türkiye dileklerimizle
Kardeşlik ve İslam şuuruyla birbirine kenetlenmiş Anadoluluların yaşadığı bir Anadolu bir Türkiye dileklerimizle
YORUMLAR
Selamlar değerli üstadım. Ne de güzel bir konuyu ve toplumun kanayan yarası durumundaki bir hususu ele almış ve sorgulamışsınız. Sözü edilen sonuç ve veya sonuçların çokça nedeni var elbette. Siyasi neden diye kısaca topu oraya atmak biraz gerçeklerden kaçmak veya kaçamak cevap vermek olurdu. Elbette bizlere rol-model olanların da suçu yadsınamaz. Buna ilave edilecek hususlar: beslenme tarzımız, teknoloji düşkünlüğümüz, ticarî mülahazalarla sürekli tüketime yönlendirilen örgütlü bir saldırının ortak hedefi oluşumuz, değerlerimizdeki ciddi manadaki aşınma, vb. diye nedenleri sıralamak mümkün. Bunalrın herbiri birbirini tetikliyor ve bağımsız da değiller. Ne var ki, toplum bizim, gençlik de bizim. Onları kazanmak, bilinçlendirmek ve antipropagandaya karşı da örgütlemek gerekir. Toplumsal dıyarlılığımızı yazınızda sözü edilen nitelikli duruşun görüldüğü ve yaşandığı zamanlara taşımak noktasında, herbirimize ciddi görevler düşüyor kananatindeyim. Bu vesile ile, verdiğiniz emeğe ve gösterdiğiniz duyarlılığa teşekkürlerimi ve bilhassa da saygılarımı sunuyorum.
Değerli dost; Aziz Üstadım,
Hani bir söz var " Arap kültürünü din saydık.." diye.. Bana göre çok doğru ve eksiği var.. "Arap kültürünü din; batı kültürünü medeniyet sandık.." Böylece öz benliğimizi kaybettik. 80'li yıllarda göreve başladığımda bir köyden geçerken hangi kapıyı çalsam " Bir Hoş geldin " ile karşılanırdım. Yabancı bir köy.. Yabancı bir yolcu.. Bu gün gitsem ne göreceğim.. Bu Aziz Milletin Saf çocuklarını; Uyduruk - Öz benliğine yabancı- Eğitim programlarıyla; Adı Milli Eğitim olan ( Asla Milli olamayan) Eğitim sistemimiz ve Avrupalılaşma aşkıyla yanan biz öğretmenler bu hale getirdik.. Allah sevgisini, cehennem korkusuna dönüştürdük.. Hani nerede komşusu açken tok yatmaya Müslüman.. Biz nüfus cüzdanı Müslümanı olduk. Bunu Batı kültürüne borçluyuz.. Bunlar benim kişisel fikirlerim.
Saygılar, selamlar..
Evet..
"Kanaatkardı" insanımız...
Çalışmayı severdi, yük olmazdı kimseye, devlete de tabii.. Utanırdı çünkü, "KUL HAKKI DER", asla uzanmazdı hak etmediği lokmaya!
Maalesef... Demem lazım... Tembelliği, hakka, hukuka uymamayı "siyaset öğretti"
Oy avcılığı!
"Bizden" yaklaşımı...
Özellikle "anasını, babasını parayla bakmak" gibi bir utanç... Daha yeni ve bize asla yakışmadı...
Bu pilav epeyce su götürür Tevfik Bey.. "Sen, ben" tartışmasına döner, doğruyu yazsan bile..
Yakınmakta haklısınız ve doğrudur tespitleriniz..,
"Eşeğin aklına karpuz kabuğu düştü" bir kez!
ne zaman unutur, ne zaman düzeliriz bilmiyorum..
Tebrik ve teşekkürler...
İblisi unuttuk, Dinimizin gereğini hafife aldık, Medeniyeti (Maddiyatı) kutsallaştırdık, Yeni nesilleri hazıra alıştırdık, Modalara, boyalara, gavurlara alıştırdık, Emeği, kanaati, rafa kaldırdık,
Hem içeride, hem dışarıdan, düşmanlar çok., İbliste, piyonların da hile çok... Münafıkları... unuttuk, Dizileri, sanalları çok sevdik.... Bize Ne? Size Ne? Her yerde Sözde özgürlük, Bitti bağlılıklar, bitti umutlar, Başladı yalnızlıklar. Cehalet, ille Diplomalı cehalet Medeniyet diye bizleri etti şuursuz.
Emeksiz umut olmaz. Umudumuz emek verdiklerimiz, vereceklerimiz, dualarımız, Yeni ecdadına vefalı Evlatlarımız.. Döneceğiz o günlerde inşa Allah.
Ömrünüz,yazılarınız, okurlarınız bereketli olsun, umutlar yeşersin İnşa Allah.
Ustam her yerde bilgisayar var medeniyet var yalan var doğru var cahil var akıllı var insan işte bu ilk önce kimin kayık sağlamsa birde paranın gücü zaten gerisi teferruat güzel bir yazı güzel bir konu
Tevfik DÖLEK
Değerli Üstadım
Allahü Teâla cümlemize ve cümle Ehli İslama
Hakikat yolunda hakkaniyetle yürümeyi
İslam ve iman kardeşliği bilinciyle huzur içinde yaşamayı
Hak aşkıyla yanarak kamil bir mümin olmayı
Nasip eder İNŞALLAH
SELÂM VE DUA İLE