- 353 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV BÖLÜM-12
BÖLÜM-12
Bundan sonra yapacaklarım biraz da Sinoplu’ya bağlıydı. Ben yine de ihtiyacım olan bazı şeylerin hepsini bir poşete doldurup mutfağın bir köşesine bıraktım. Bu arada Sinoplu’ya da bir çift lateks eldiven aldım.
Sinoplu’yu bir köşeye çekip,’’ Mutfağa bir torba bıraktım onları bodruma bırak. Murat’a da söyle o bir şey almasın. Bir de o orospuyu ne zaman bodruma çekeceğiz. O iş sende.’’
Sinoplu,
‘’ Sen merak etme biraz daha geçsin, havalar erken kararmaya başlayınca harekete geçeceğiz. Beklediğine değecek.’’
Esma,
‘’ Sabırsızlanıyorum. Bir an evvel bu hesabı kapatalım.’’
Son zamanlarda Sinoplu’nun hareketlerinde bir tuhaflık vardı. Sanki adam bir şeyler söylemek istiyor ama söyleyemiyor. Aslına bakarsanız bende Sinoplu’ya yakınlık duyuyorum. Akşam dükkânı kapatıp eve doğru yürürken babam durdu, bana bakarak. ‘’Kızım sana bir şey soracağım ama alınma.’’
Esma,
‘’ Buyur baba senden gelen hiçbir şeye alınmam.’’
Halil Dayı,
Hale’nin kitaplarını buraya getirecek misin?
Esma,
‘’ Sen ne diyorsun baba? İçin rahat olsun. O kitaplara benden başka hiç kimsenin eli değmeyecek.’’
Halil Dayı,
‘’ Sağ ol kızım Hale’nin her şeyi bizim için kutsaldır.’’
Esma,
‘’ Siz Hale’yi kaybettiniz, Ben Ayla’yı. Ne yazık ki, Ayladan bana bir mendil dahi kalmadı koklayıp öpeceğim.’’
Halil Dayı,
‘’ Ayla’nın yerini doldurmaz ama Hale’de senin kız kardeşin sayılır. İhtiyaç hissettiğin zaman Hale’nin eşyalarını öp kokla iyi gelecektir.
Sabah mekâna uğradıktan sonra kafama koyduğum şeyi uygulamaya karar verdim. Çocuklar işe koyulurken ben de Sinoplu’yu yanıma çağırdım.
Sinoplu,
‘’ Buyur Dayı, kahven şimdi geliyor.’’
Halil Dayı,
‘’ Kahveyi gelince içerim. Ufak bir işim var. Sen buralara mukayyet ol. Özellikle o deli kıza.’’
Anlamam azlıktan gelerek Halil Dayı’nın damarın basmak için, burada bir tek deli kız var o da Suna.’’
Halil Dayı,
‘’ Kafamın tasını attırma bana Sinoplu karışmam haa.’’
Sinoplu,
‘’ Tamam Dayı merak etme gözün arkada kalmasın.’’
Halil Dayı,
‘’ Hadi ben çıkıyorum, kolay gelsin.’’
Mekândan çıkar çıkmaz bir taksi çevirerek, ‘’Evlat yolumuz Güngören mezarlığı.’’
Şoför,
‘’ Tamamdır babam.’’
Halil Dayı,
‘’ Haydi Bismillah.’’
Şoför işinin ehli bir adamdı. Hiç dolambaçlı yollara girmeden, beni doğru mezarlığın önüne getirdi.
Halil Dayı,
‘’ Evlat ben burada bir, iki saat oyalanacağım. Beni gelip alır mısın?
Şoför,
‘’ Emrin başımın üzerine Halil Dayı, Haa birde senin yanında işe giren kadın var yaa, onu sakın elinden kaçırma. Çok akıl
lı biri. Biz okuyamadık ama bırak başkaları belki okur.’’
Büyük bir şaşkınlık içerisinde taksicinin söylediklerini düşünmeye başladım. Taksici nereden biliyordu, bizim kızın kitaplık yaptığını. Nereden biliyordu bana ismimle hitap etti.
Taksiyi yolladıktan sonra, mezarlıktan içeri girdim. Etrafıma bakınırken yanıma gençten biri yanaştı.
Genç adam,
‘’ Dayı kime baktın, buraları çok kalabalık ama hiç biri sana cevap veremez.’’
Gülümsedim, doğru söylüyordu. Hiç biri cevap veremezdi.
Halil dayı,
‘’ Bu mezarlığın sorumlu bekçisini arıyorum evlat ufak bir işim varda.’’
Genç adam,
‘’ Buranın bekçisi babamdır. Çağırayım hemen gelir.’’
Halil Dayı,
‘’ yo çağırma biz yanına gidelim.’’
Hemen mezarlık girişinin solunda bir kulübe vardı. Birkaç adımda kulübenin önüne geldik.
Genç adam,
Dayı, sen burada soluklan ben babama sesleneyim.’’
Biraz sonra yaşı ortayı geçkin bir adam geldi yanı başıma oturdu.
Halil Dayı,
‘’ Kusura bakma arkadaş. İşinden de alı koydum seni. Ben bir mezarlık arıyorum, ama nerede olduğunu bilmiyorum. Önce bana adını de?’’
Mezarlık görevlisi,
‘’ Adım Sabri, yıllardır bu mezarları bekler dururum.’’
Halil Dayı,
‘’ benim adım da Halil, ama herkes bana Halil Dayı der.’’
Sabri usta,
‘’ elinde bir isim ya da ölüm kağıdı var mı? Buraya gömüleli kaç yıl olmuş?’’
Halil dayı,
‘’ Elimde üç isim var. Gömüleli en fazla on dört, on beş ay falan. İsimleri ise Yıldırım, Güneş ve Ensal Ayçam. Son iki mezarda çocuk. Yatıyor.’’
Sabri usta,
‘’ Birkaç dakika bekle ben kayıt defterini bir kontrol edeyim. Oğlum Halil Dayı’ya bir bardak ayran ikram et. Biraz nefeslensin.’’
Genç Adam,
‘’ Hemen getiriyorum baba.’’
Sabri usta kulübeden içeri girdi on dakika sonra yanıma gelerek, Tamam Halil Dayı. Hadi kalk senin mezarların yanına gidelim.’’
Derinlemesine yüz metre kadar gittik. Hemen solumuzda Bakımsız tahtalarla çevrilmiş üç mezar vardı. İkisinin çocuk olduğu belliydi. Başucundaki tahtaların üzerinde yazılı olan isimler daha şimdiden solmuş zorlukla okunuyordu. Sıra şimdi pazarlığa geldi.
Halil dayı,
‘’ Bak Sabri usta bu mezarlar yapılacak. Üstü çiçek bahçesine dönecek, anlaştık mı?’’
Sabri Usta,
‘’ Tamam her şey istediğin gibi olacak.’’
Halil Dayı,
‘’ Şimdi bana bir de maliyet çıkar.’’
Al takke ver külah bir rakamda anlaştık.
Halil Dayı,
‘’ Şu parayı avans olarak al. Kalanı işi bitirdikten sonra. Ben haftaya yine geleceğim. Bu mezarlar bayrama kadar bitmesi lazım.’’
Sabri Usta,
‘’ Sen merak etme dayı, her şey dediğin gibi zamanında olacak.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.