- 927 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Sanal dediğimiz bu alemin ne kadarı yalan?
Her gün birbirimizi sosyal medyada görüyoruz, takip ediyoruz, beğeni ve yorumlar yapıyoruz..
Bir çoğumuzun artık bağımlısı olduğu fenomenleri var, öyle değil mi?
Ya da her gün beğenilerini ve yorumlarını görmeye aşina olduğumuz müdavimlerimiz..
Adı her neyse işte..
Bir sabah uyanıyorsunuz, ve her daim gördüğünüz kişiyi, paylaşımlarını göremiyorsunuz.
Bu ortadan kayboluş, yok oluş günlerce devam ediyor..
Ve sonra öğreniyorsunuz ki o kişi hakkın rahmetine kavuşmuş.
İçiniz acıyla doluyor, çok üzülüyorsunuz..sonuçta ortada bir kayıp var.
Ya hani sanal alem, yalan alemdi..
Peki acılarımız, üzüntülerimiz neden gerçek?
Bu camiada (sosyal medyada) hiç kayıp yaşadınız mı?
Gerçekten değer verdiğiniz kişileri kaybettiniz mi?
Ben defalarca yaşadım..
Ama bir tanesi beni oldukça fazla etkilemişti..
Ne zaman aklıma gelse içim hala aynı acıyla yanar, kavrulur.
İlk kaybım, edebiyat ve basın dünyasından değerli bir abimdi.
İkinci kaybım, bir zamanlar deli gibi aşık olduğum adamdı.
Üçüncü kaybım "meraklısına" diye başlık atıp çok değerli bilgiler paylaşan, sahafların şahı çok değerli bir ustad oldu.
Dördüncüsü ve beni en çok yaralayan ise gencecik bir kardeşimdi..
İnternet radyocusuyum. Yıllardır, hobi olarak yayın alırım arada..
Seda yeni tanıştığım 23 yaşında bir dinleyimcimdi. Babası da gelirdi radyoya, zaten vesile olanda babasıydı.
Gelir gelmez benden hemen istek yapardı.
İstediği tek bir şarkı vardı.
Gripinden: "neden bu elveda" isimli eser.
Gülerdik, şakalaşırdık, sohbet ederdik..
Ve bir gün aniden kalp krizi geçirip, gencecik yaşta vefat etti.
Ölüm haberini aldığımda çok sarsıldım.
Daha bir önceki gece bereber gülmüştük, sohbet etmiştik :(
Şimdi ne zaman o şarkıyı dinlesem, aklıma o güzel kardeşim gelir.
Mekanı cennet olsun. İçim yanar da yanar, acım katlanarak büyür.
Ve ben onu, onu hatırlatan o şarkıyı unutamam..
Şimdi size bir soru..
Sabah kalksanız ve benim öldüğümü öğrenseniz, ne hissedersiniz?
Yada her hangi bir arkadaşınız da olabilir.
Ortam sanal da olsa, ölüm tek gerçek!
Nereden çıktı tüm bunlar diye sorabilirsiniz elbette..
Biraz rahatsızlandım aslında, ve onun neticesinde bunlar geçti aklımdan..
Ben on yılı aşkın bir süredir yalnız yaşayan biriyim, şimdi bana bir şey olsa, kaç gün sonra haberleri olur, inanın bilmiyorum.
Yalnızlığın böyle kötü bir tarafı da var işte..
Boğazımda yumruk gibi bir şey, nefes almamı engelliyor.
Boğuluyorum sandım bir an, astım krizi olabilir diye ventolinimi aldım.
Geçmedi..
Belki guatrdandır.
Sitresli ve sinirli bir yapım var.
Son günlerde yoğun duygusal baskılar altında kaldığım doğrudur.
Ya da, hani ağlamak istersiniz de ağlayamazsınız, böğrünüze koca bir öküz oturmuş gibi hissedersiniz ya, boğazınız düğüm düğümdür..işte öyle bir şey.
Aman ya!
Her neyse işte, boş boş kurup düşünmektense, yazıp sizlerle paylaşma gereği hissettim.
Sakın öleyim demeyin :)
Alışmak sevmekten daha zor. Alışınca vaz geçmek beter bir şey.
Vaz geçemem sizden anlıyor musunuz?
İyi bakın zatınıza, ve en güzele emanet olun.
Dilruba Emine Genç 25 Temmuz 2018 / 00:50
YORUMLAR
Dünya bir penceredir her gelen bakar geçer
İnsan severek yaşar göçenler yakar geçer
Zaman seni şaşırtır akıldan çıkar gider
Sen bu güne aldanma bizden de bıkar geçer
Bizler eskidik ama daha eski kuşakları biliriz. Biriyle karşılaşınca nerelisin?, Hangi köydensin,? Kimlerdensin? le başlayan diyalog ilk tanışmayı sohbet ilerledikçe kaynaşmayı oluştururdu. Dost bütün çevrendi akraban sana kan bağı olan yakınlarındı. Oysa şimdi dost sosyal medyadan tanıdğını zannettiğin ancak tanımadıklarınla oluşan sadece sınırlı bilgilerle yakınlık duyduklarındır. oysa düğününde derneğinde cenazende bunları bulma olasılığın zayıftır. Adına da dost dersin. Kaldı ki iyi gününde kötü gününde ne kadar yanındalar düşünmek lazım!!!
Eskiler yaşlılara torununun torunun görürsen cennetliksin derler. Yenilerde ha işte şu gördü diye düşünür ancak cennet torununun torununu görmekle kazanılmaz. İnsan ölünce amel defteri üç şeyden dolayı kapanmaz. İlminle hayırlı icatlar yapmışsan .Okul cami köprü vs gibi hayratlar yapmışsan. Arkanda nesline dua edecek hayırlı evlat ve onların yetiştirdiği hayırlı torunlar bırakmışsan Cennetlik olursun yoksa torununun torunun inançsızsa sana yararı değil zararı dokunur zira "sizler nesbinizle birlikte sorguya çekileceksiniz" ayeti ortadadır.
Mezarlığa gidince onca mezarın sahiplerini bir düşün herkesin bir hikayesi vardır kimi gençtir kimi yaşlı kimi zengin kimisi fakir toprağın altında bunların bir önemi yok ancak bakan bundan ibret alarak yarın ben buraya konunca bana bakanlar ne düşünecek veya ben toprağın altına bedenimden başka ne koyabilirim koysam bile ne işime yarar diye düşünmek en doğrusudur.
HOşca kalın sağlıkla kalın