- 1281 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
YÜCE RABBİME BİR MEKTUP--TEBBET YEDA ( ELLERİ KURUSUN )
BU YAZIYI ASLINDA 09.01 2012 TARİHİNDE ’’ TEBBET YEDA( ELLERİ KURUSUN ) ’’ BAŞLIĞI İLE YAYINLAMIŞTIM. YANİ ALTI SENE ÖNCE....
ALTI SENE ÖNCE 5 YAŞINDAKİ MİNİK BİR KIZ ( KISACA E.K DİYE GEÇMİŞTİ KAYITLARA ) 25 YAŞINDAKİ ÜVEY DAYISI A.Ü NÜN TECAVÜZÜNE UĞRAMIŞTI. FAKAT OLAYIN KORKUNÇLUĞU SADECE MİNİK KIZIN TECAVÜZE UĞRAMASI DEĞİLDİ. AYNI ZAMANDA ÜVEY ANNEANNESİNİN DE YARDIMIYLA CİNSEL ORGANI KIZGIN BİR MAŞA İLE DAĞLANMIŞTI.
ZAVALLI ÇOCUĞUN BİR BAŞKA ÇİLESİ İSE ANNESİNİN İNTİHAR ETMİŞ, BABASININ İSE HAPİSTE OLMASIYDI. DEDESİ VE ÜVEY ANNEANNESİ İLE YAŞIYORDU EĞER YAŞADIĞINA YAŞAMAK DENİRSE.
İŞTE 09.01 2012 DE DİREKT OLARAK ALLAH’A YAZDIĞIM BU MEKTUBU BUGÜN EYLÜL VE LEYLA’NIN TECAVÜZE UĞRAYIP KATLEDİLMESİ ÜZERİNE BİR KEZ DAHA YÜCE RABBİME ARZEDİYORUM.
--------------------------------------------------------------------------------
Allahım !
Uzun zamandır hiç kimselere mektup yazmıyordum. Kimselerden mektup almadığımdan olsa gerek. Kimselerden istediğim bir şey de olmadığına göre ne gerek vardı kağıdı, kalemi, zarfı, pulu boşuna harcamaya? Ama bu gün yazmam gerekti. Sen her şeyi gören ve bilen olduğun için de en anlamlısı sana yazmak olacaktı. Ben de öyle yaptım.
Ey Rabbim !
Senin merhametin de boldur, azabın da? Rahman ve Rahim olan da sensin. Şiddetli azap verici de.
Tüm mahlukata sunduğun bunca nimetin, senin Rahman ve Rahimliğinin tecellisi.
İyi de Ya Rabbim.
Azabın nerede? Gazabın nerede?
Minicik iki çocuğa tecavüz ediliyor. Aç bırakılıyor biri, öteki hayvan misali ısırılıyor. En vahşi şekilde öldürülüyorlar.
Ey Allahım!
Nerede gazabın? Niçin gök kubbeyi indirmiyorsun zalimlerin kafasına? Azap meleklerini niçin göndermiyorsun yer yüzüne?
Ey Allah’ım !
Ben, kalbi taş gibi kaskatı bir garip kul olduğum halde ciğerlerim kan ağlarken sen o yüce merhametinle nasıl sabrediyorsun bu zalimliğe?
Ya Rabbim !
Benim elimi kolumu devletimin kanunları, polisi, jandarması, emniyet güçleri ya da oralara kadar gidecek maddi imkanlarımın olmayışı, veyahut korkak ve aciz bir kul olmam bağlarken hâşa senin elini kolunu bağlayan nedir ki ebabil kuşlarını gönderip de helak etmiyorsun bu zalimleri?
Ey İsmail’e kıyamayıp da İbrahim’e kurbanlık gönderen Rabbim ! İbrahim’e kıyamayıp da ateşe ’’ Sakin ol ’’ diyen Rabbim ! İsa’ya kıyamayıp yanına alan, Musa’ya kıyamayıp Kızıl Deniz’i yaran, Yunus’u balık karnında muhafaza eden, Yusuf’u kuyulardan ve zindanlardan kurtaran, Eyüp’ü çilelelerinden hâlas eden Rabbim ! Eylül ve Leyla’nın çektiği azap hangisinden azdı ki sabrettin?
Ey Rabbim !
İndir artık azabını. Gönder artık kıyametini. Kül et artık bu dünyayı. Varsın içindeki nesli tükenmeye yüz tutmuş iyiler de yansın. Nasılsa yanmaktalarEylül, Leyla ve daha nicelerine yapılan zulmü gördükçe. Her gün yanmaktansa bir kerede yanar giderler.
Ey Rabbim !
El açıp da yalvaracağım senden daha kudret sahibi bir varlık yok. Göster Ya Rab kudretini.
Seri-ül Hisab ( Hesabı çabuk gören ) olduğunu göster Ya Rab.
Sen her şeyi gören, işiten ve bilensin. Bizim bilmediğimiz ne hesapların vardır senin. İsyanımı affet Allah’ım.
TEBBET YEDA ( ELLERİ KURUSUN )
YORUMLAR
Çocuklar, çocuklarımız, bizim yavrularımız!
Onlara kıyan vicdansızları Allah kahretsin dilerim
Elbette hukuk, devlet düzleminde neler yapılacak boyutu da aklımızda, gönlümüzde, sohbetlerimizde
Öncelikle yeni, yepyeni bir terör hareketi olabilir mi demekten de kendimi alamıyorum
Yurdun dört köşesinde bir yerden düğmeye basılmış gibi çocuk kaçırmalar dikkat çekmekte çünkü
Toplumu güvensizliğe, korkuya, giderek infiale sevk etmek değil midir terörün gayesi?
İşleyen çarkların çarkına tükürmek misali değil midir hedefi terörün?
Alın terinin düşmanı değil midir kahpe terör?
Diğer bir boyut yine herkes hukukçu, savcı, avukat, hâkim konumuna geçti bile
Herkes sosyal bilimci, ilahiyatçı pozisyonda
Küçümsemiyorum hiç şüphesiz
Sosyal psikoloji kanalize oluyor, ediliyor belki de
Ne çare ki, iğrenç suçlara ceza biçerken ekseri tek boyutlu baktığımız kanaatindeyim
Suç/ceza diyalektiği öyle bir denklemdir; sosyoloji, psikoloji, psikiyatri, ekonomi, hukuk, inanç ve değerler, ahlak hep birden devreye girip irdelenmiyorsa ağız çalkalamanın, gargara yapmanın ötesine geçemeyiz vesselam
Sapık kimdir, nasıl bir dünyası vardır sorusu bile elbette katledilen yavruların canının kıymeti ve toplumsal duyguların incinmesinin önüne geçmemekle, geçemeyecek olmakla beraber önem arz eder
Ceza boyutunda yapılan önerilere bakıyorum; bazıları sosyal psikolojiye şablon kesmekten öteye gitmez kanımca
Mesela dilim dilim doğramalı böylesini söylemi, ben kendimde muhtelif durumlarda söylediğim cinstendir
Ne ki bilirim ilmi, hukuki, gerçekçi değerinin olmadığını
Hay senin ilmine, hukukuna, gerçekçiliğine diyecek yurdum insanına selam ve sevgilerimle!
Şu kadar ki, bu tip istemler tatbik edilmediği sürece dile getirilir de, tatbik edilirse yadırganır, bizzat olmalı diyen toplum bile hayret bi şey ya diyebilir, tekrarlandıkça ise ilk baştaki reddediş yerini kanıksamaya, kıyıcılığın toplumda meşruiyet kazanmasına da yol açabilir diye düşünüyorum
Takdir edersiniz ki, asıp kesmek istidadında bir duygusal yapımız vardır normalde de
Beri yandan şöyle bir bakıyorum da; ceza seçeneklerinden biri hadım etmek
Bence sanıldığı kadar işlevsel değil
Sapıklık beyinde başlar beyinde de biter açıkçası, cinsel organda değildir kaynağı hani
Hadım etmekle cinsel gücü elinden alınmak isteniyor kuşkusuz kişinin
Ne var ki, kuvvetle muhtemel cinsel gücü zaten yok
Sağlıklı olsa, cinsel gücü yerinde olsa ihtimal sapıkta olmaz o şahıs
Sağlıksızlığının, güçsüzlüğünün intikamını alıyor da olabilir
Eeee, hadım etsen ne hanım etsen ne öyleyse?
Diğer bir ceza tasavvuru kısas
Şüphesiz Allah'ın yasasına dayanarak
Kısasta hayat vardır söylemi ayet-i kerime kaynaklı islami bir değer olarakta karşımızdadır
Allah'ın kanununun işlevsel olmadığını, olmayacağını söylemem ne mümkün?
Ne var ki, islam kanunlarının da uygulanma şartları yok mudur?
Bir kere kapitalist sistem içerisinde yaşamaktayız
Demem o ki ekonomi, toplumsal kültürel siyasal yapılanma, hukuk, ahlaki değerler her şey seküler bir tasavvurun ürünü ve izdüşümünü taşımakta
Birey ve toplumun genetiği, kodu her öge kapitalist dünya nizamından beslenmekte
Vaktiyle İsmet Özel'in bir yazısında yer verdiği dikkat çekici bir değerlendirme aklıma gelir hep
Bizdeki meşhur deyişle "şeriatın kestiği parmağın acımaması" için o parmağın evveliyatta da şeriata ait olması gerektiği üzerinde durmaktadır bir tarihte ünlü yazarımız
Hani üstte arz ettiğim husus dairesinde; bedene göre elbise biçmek misali benliğine, kafa yapısına, an'anesine, annannesine kadar kapitalist yapılanmanın damgasını vurduğu bireylere şeriat cezası biçmek kaş yapayım derken göz çıkartmak misali adalet değil adaletsizlik getirir
Sistemsel kodların, şifrelerin, ayarların şeriat tarafından biçimlendirilmiyorsa canın sıkıldı kısas-a kısas olsun demek kof bir düşünüş olmanın ötesine geçmez, stres atmaya ancak yarar
Boşu boşuna aileleri de yersiz beklentiye sevk etmeden modern toplumunda uygulanmasını çağdışı bulsa da hukuk felsefesi düzleminde tartışabildiği idam cezasına meyletmekte fayda görürüm
Deniyor ki, idam ödüldür
Kim demiş, efendim kim demiş ödüldür?
Artık yaşamayacak olmak, bu dünyanın nimetlerine el veda demek kim diyor ödüldür diye
Çok insanın eline bıçak verseler hadi kes deseler; bir bıçağa bir kurbana bakıp Allah'ından bul pezevenk emi der ve atarsın bıçağı elinden, öyleyse bırak dilim dilim doğramayı, lokma lokma kesmeyi de ölüm cezasını tartış anlayayım
Sürç-ü lisan etti isem affola
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hocam
Saygı ve selamlarımla...
levent taner tarafından 7/4/2018 7:57:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Her zaman olduğu gibi soruna yine oldukça akılcı yaklaşmış mükemmel bir analiz yapmışsınız.
Ben özellikle '' Birileri düğmeye mi bastı '' kısmında ''Evet'' diyorum. Bir anda bu olayların böyle mısır patlağı gibi patlayıvermesi akla başka bir alternatif getirmiyor.
Selam ve sevgilerimle.
Allah razı olsun Sami hocam
Mektup içten, samimi, duygulu, sımsıcak ve son derece gerçekçi
Duanın elbette gücü vardır
Allah taktir ettiği cezayı yine taktir ettiği biçimde uygular da
Sonsuzlukta bir ömür hatta asırlık zamanlar göz açıp kapama süresi
Dolayısıyla Allah'a serzenişte bulunmak, sitem etmekte son tahlilde kendi zaman algımız ve yaşam ritmimizin sınırları içerisinde cereyan etmekte
Sizinkinden çok daha radikal bir serzeniş Mehmet Akif Merhuma ait, bilirsiniz:
"“Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz… Sen bize yangın veriyorsun!
‘Yandık!’ diyoruz… Boğmaya kan gönderiyorsun!
Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ
Câni geziyor dipdiri… Can vermede mâsûm
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki, cehennemde uyandık
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?
Ağzım kurusun… Yok musun ey adl-i İlâhî!”"
Kuşkusuz samimiyet, ihlas yüklüdür
Finalde ağzım kurusun demeyi ihmal etmediği de düşünülürse hani
Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla...
Sami Kardeşim,
Bir tarafta altı yaş ile evliliği normal gören insanlar , diğer tarafta
hayatına cinsellik ve sevgi girmemiş , bir kızın elini tutmamış genç bir nesil.
Bunları asmak bile çözüm değil. İnsanca yaşamı kuramazsan , sevgi yoksa, inanç yoksa
didin dur. .
Çözüm; aş, iş,eş ve korkusuz gelecek.
Selam ve sevgiler kardeşim.
sami biberoğulları
Altı yaşındaki bir çocukla evliliği normal gören pezevenk bile '' Evlen'' diyor. Tecavüz ederek öldür değil.
Mesela Osmanlı tarihinde bizzat padişah kızlarının 6 yaşında evlendirildikleri söylenir. Bu aslında 6 yaşındaki bir çocukla karı-koca olmak değildir ya o kısmı geçiyorum. Altı yaşında evlendirilen hiç bir çocuk tecavüze uğramamıştır.
İş, aş, eş evet oldukça önemli ama onlar da yeterli değil. İşi, aşı eşi olanlar da yapıyor bu sapıklığı.
Sorunun sebebi çok daha farklı. Onu da bu gece yayınlayacağım inşallah.
Selamm ve sevgiler.
Kıymetli hocam. Şüphe siz ki yüce Rabbim izin şaşmaz bir adaleti vardır. Her hesabı er ya da geç görür. Ancak başta anne ve babalar olmak üzere din adamlarına kadar tüm insanlara da düşen önemli görevler vardır. Nihayetinde insanlık tarihi boyunca cinsel kökenli ruhsal rahatsızlığı olan insanlar hep olmuştur muhtemelen bundan sonrada olacaktır. Dolayısıyla çocuklara ve kadınlara dönük istismara, yaşanan bu iğrençlik ve caniliğe engel olma noktasına da toplumun her kesimine sorumluluk düşüyor.
Sonradan büyük üzüntü yaşamamak için Anne ve babalar (kız ya da erkek)çocuklarının üzerine titreyecekler. Öyle saldım çayıra mevlam kayıra kabilinden çocuk yetiştirmeye çeklerler.
Din adamlarının da ağızlarından çıkanı kulaklarıın duyması lazım, en azından her fırsatta İslam'a saldıran sapıkların, din düşmanlarının, eline fırsat vermemeleri için dikkatli açıklama yapmaları gerekir.
Saygı ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Allah razı olsun
Selam ve sevgilerimle.
müminun 115 yeterli cevap mıdır?
Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?"
şahsınla ilgisi yok ancak benim
kanaatim her şeyin temelinde bu tesbit yatıyor / mış gibi müslümanların sessizliğinden doğar bu vahşet o fetvaları kıllı börtlü o sübyancı hocalar verdi
kara köpeği peygambere iftira atarak öldürten 6 yaşında ki kızla evlenilir sapıklığına peygabere iftira ederek fetva verenlerde o sapıklardı sonuç ortada kimse ağlamasın birine susan ötekine yalandan ağlamasın.
Herhangi bir yerde köpeğe tecavüz edip, ya da araba lastiğine bağlayıp yakmalarına ses etmediğiniz için Eylül'ler ölüyor
yani asıl şerefsizlik bu sessizliğe bürünenlerin sessizliğinde
sessizliğinizle vahşeti
onaylıyorsunuz farkında mısınız?
hayvana tecavüz edildiğinde, tecavüzcüyü küfürle kovalayıp hayvanı öldürenlerdir suçlular, yanlışı görünce bize dokunmayan bin yaşasın diyenlerdir Eylül'lerin katilleri ...
"akletmezseniz üstünüze pislik yağar- yunus 100"
HA
ASLA İDAM İSTEMİYORUM BU TUZAĞA MÜSLÜMANLAR DÜŞMEYİN
VERECEKSENİZ
KISASA KISAS İSTİYORUM ben KISASA KISAS İSTİYORUM.
Filiz Şahin. tarafından 7/4/2018 11:50:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin. tarafından 7/5/2018 3:24:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
sessizliğinizle vahşeti onaylıyorsunuz farkında mısınız? demek suretiyle bana doğru uzattığın parmağa da cevap vereceğim.
Bir taraftan Şeriatın Ş sinden bile rahatsız olup öte taraftan şeriatın emri olan '' Kısasa kısası '' nasıl olup da istediğini ise hiç sormayacağım.
Filiz Şahin.
dostlar alışverişte görsün...
Okurken duygulandım Sami hocam.
Artık yasalardan, hukuktan umudumuzu kestik Tanrıya mektuplarla bir yaptırım olmasını bekler hale geldik.
Umarım bu mektubu tez zamanda okur veya dualarımızı duyar Tanrı. Yoksa ortalıkta dolaşan bir çok salyası ağzında kuduz pedofil sapıklara bir çok çocuğumuz kurban olacak...
Dualarınıza yürekten amin diyorum. :((((
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.