- 1186 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
17 YAŞ EN YAŞ ALTINCI BÖLÜM MUSA KIZI ALIRIM DİYOR
ALTINCI BÖLÜM Musa kızı alırım diyor
Bir gün sonra Nurcan yine elinde yemeklerle gelmişti. Bak kızım , bu baban ,artık fazla oldu . O uğursuza söyle ,benim paramı versin ,yoksa kızını .ikerim onun. Ay Musa zaten yapıyorsun ya . Korkma ben söyleyeceğim, o para senin hakkın Musa’ cığım. Üstelik benim için neler kaybettiğini düşününce inan ki, gözüm babamı da, anamı da görmüyor. Seni seviyorum lan manyak . Şu haplardan var yanında değil mi? Yutunca acayip oluyorum be Musa . Birkaç gün sonra Musa, Hüsmen Efendiye haber salıp onlara akşam yemeğine geleceğini bildirmişti. Hüsmen’i bu cüretkar teklif delirtmeye yetmiş, ana avrat sövüyor, evde terör estiriyordu. O piç kim oluyor da ,yok yemeğe gelecekmiş de, yok önemli bir şey konuşacakmış da, haber yollayabiliyor. Onun ağzını burnunu kırıp, kapıdan siktir edeyim de görsün gününü. Karaman’ın çingeni , diye bağırıp duruyordu.
Ama beklenen akşam olduğunda , evin hiçbir hazırlığı olmamasına karşın , Musa mahkemelere çıkarken giydiği ,tahliye olurken eski bir mahkumun ona verdiği tek elbisesi olan lacivert takımlarını çekmiş , cart kırmızı kravatını ve üst cebine taktığı kırmızı mendiliyle tam bir damat edasıyla kapıya dayanmıştı. Kapıyı açan Nurcan, onun elindeki çiçek demetini almak isteyince Musa ,O senin değil , diyerek arkasında beliren kız annesine uzatmıştı.
Hüsmen ;elinde çiçeklerle salona girip ona , Hüsmen Efendi, misafirimiz var, diyerek elindekileri masaya yerleştiren karısına ve onun arkasından sırıtarak içeriye dalan Musa’ya şaşkın şaşkın bakıyordu. İster istemez ona doğru eğilen Hüsmen’in eline yapıştığı gibi, şapur şupur öpen Musa’ ya hiçbir tepki gösterememişti. Gözleri Musa’ya hayran hayran bakan Nurcan’a , takılı kalmış gibiydi. Neler oluyordu bu çirkin herifle kızının arasında? Musa daha sonra karısının da elini öperek, ceketinin düğmelerini açıp, üçlü kanepenin ortasına çöreklenmişti. Nasılsınız soruları Hüsmen ve karısından gelmeyince bu sefer o sormuştu, kendinden emin. Nasılsınız Hüsmen Amca? Siz nasılsınız valide hanım? Nurcan’a bir şey sormamıştı. Kız bir koşu mutfağa gidip, ona nasıl içeceğini bile sormadan kahveyi ocağa sürmüştü. Biraz sonra gelen fincan, o kadar ağzına kadar doluydu ki, Musa hafiften birazcık sarsınca, kahve tabağa dökülmüştü. Bu da onun epey heyecanlı olduğunu gösteriyordu. Kadınlar gülümserken Hüsmen efendinin üzerinde, en ufak bir hoşgörü yoktu sanki. Ne vardı Musa? Paranı mı istemeye geldin? Sadece paramı değil Hüsmen Amca, bu sefer kızını da istemeye geldim. Allah’ın emri peygamberin kavliyle kızın Nurcan’ı eşim olması için istiyorum. Hüsmen Efendi , adeta çıldırmıştı bu cürete. Hiçbir şey söylemeden dışarı çıkmıştı salondan. Birkaç dakika sonra elinde bir tomar parayla dönmüştü içeriye. Al lan paranı. Şimdi defol buradan. Allah’ın emri ileymiş. Ulan senin Allah’ın var mı lan? Beni delirtme be uğursuz adam. Sen önce bir aynaya bak da , ondan sonra kızımı kendine yakıştır. Sen hırsızlıktan yeni çıkmışsın dışarı. Başka şeyler de söylüyorlar da neyse. Şimdi efendi gibi çık git evimden. Seni bir daha görecek olursam polise bildiririm. Anladın mı beni sapık herif. Musa, ne söyleyeceğini şaşırmıştı. Önce şöyle bir baktı üçünün de yüzüne. Onu asıl Nurcan’ın yüzü ilgilendiriyordu. Gözlerinde ki hüzün önemliydi. Nurcan’ın yüz ifadesinden cesaret alarak, Büyük konuşuyorsun Hüsmen Amca. Ben kızını seviyorum. Ondan vazgeçmeye de hiç niyetim yok. Verirsen verirsin, vermezsen ben alırım.
Hüsmen efendi yatak odasında muhafaza ettiği av tüfeğine doğru giderken, kadınlar Musa’yı ite kaka, ricalarla kapının önüne çıkartarak hadiseyi önlemişlerdi. Arkasından Hüsmen efendinin sertçe fırlattığı çiçeklere şöyle bir bakarak, Kızın bana hayır demezse, kızını karım olarak alacağım, diyerek yürümüştü. Hüsmen ağa hırsını karısından ve Nurcan’dan almaya kararlıydı; Ne diyor lan bu marsık herif? Kızımı ona verecekmişim öyle mi? Öyle evlat kabul etmem ben. Bu evden çıkan asla dönemez geriye. O herifi seven kızın ben kafasını .ikeyim. Salak kızım, bir ona, bir de kendine bak. Senin yanında hastalıklı gibi kalıyor be. O orospu analı benden kız değil, kaz bile alamaz. Bunu kafana sok .
Olaylar kötü gelişiyordu. Musa alması gereken parayı ,olayı örtüp polise düşmemek için sıvacılara vermek zorunda kalmıştı. Nurcan ise onun bu olaya bulaşmaması için. böyle fedakarlık yaptığını düşünerek, kadınca bir gurur duyuyor, bu adamın onu sevdiğine iyice inanıyordu. Musa ilkokul mezunu bile değildi. Ama herkese onu lise ikiden ayrılmış olarak anlatıyordu. Hatta köyde epey malı mülkü varmış da ,bir köye gitseymiş de gibi palavralarla. Bak kızım babanın cevabını duydun. Al bohçanı bana var. Kaçan namerttir .Doğruca sizin yeni eve gidip yerleşelim. Baban ya evet der, ya evet. Ulan Karamanlı Kara Musa’ya söker mi bu palavra tehditler. Buradan iş bitince çıkmak zorundayım. Gördüğün gibi paramın tamamını da kaybettim. Hadi feda olsun senin için. Ama bir ay sonra, açıkta kalacağız. Bu yüzden bana biraz uy güzelim. İtiraz etme her şeye, tamam mı?
O gün yine inşaatın en üst katında, Neden yaptın bunu Musa? Hani kızlığıma dokunmayacaktın. Ben şimdi ne yapacağım? Ulan .mına koyduğumun kızı! Ben ölmüş bitmişim, bu memlekette sadece seni alabilirsem kalabileceğim ve sen beni o siktiri boktan zarına değişiyorsun. Sana karım olacaksın diyorum anlamıyor musun? Git annene söyle, Musa beni .ikti de. Baban da ne bok yiyecekmiş görelim. İsterse tüfeğini de alsın gelsin. Nurcan ağlamaya başlamıştı. Babası öğrenirse neler olmazdı ki. Musa göz yaşlarını katladığı bir tuvalet kağıdı ile silerken; Tamam, kızım tamam. İstersen hemen söylemene gerek yok. Sırası gelince öğrensin. Sen sadece bana varmak niyetini bozma. Seni evinin sultanı yapacağım bir de, kalıcı sigortalı güzel bir iş buldum mu, geçinip gideriz be Nurcan.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.