Mavi Düşler Yolcusu ( Munzur’dan selam)
Sevdamı ve özlemlerimi yükleyip yüreğimin terkisine, alıp gölgemi yanıma dağ ova çekip gidiyorum insanın ve kirliliğin olmadığı uzak dağ doruklarına. Ormanlar dolaşıyorum, dağlar, nehirler … Ağaçlar dikiyorum bulutsuz adalara, çiçekler suluyorum keyfimce... Yıldızlar arkadaşım, kuşlar yoldaşım oluyor… Şiirler topluyorum gün boyu mavi göğün altında…
Bir sevda rüzgarı esiyor uzaklardan, bir ılık meltem, alıp götürüyor hayallerimi nazlı çocukluğumun anılarına…
..../
Gözlerimi kapatıp dalıyorum mavi düşlere, Bir demet süsen kokusu yağıyor üzerime , bir demet sümbül kokusu.Yağmurdan sonraki mis gibi kokan toprağın kokusu...
Çocukluğum, ilk gençliğim düşüyor aklıma; bir dağbaşındayım işte, bir göl kıyısında suya daldırıyorum ayaklarımı, rüzgarla konuşuyorum. Suların nazlı nazlı akışını duyuyorum, serin serin esişini rüzgarların, bir kelebeğin kanat vuruşunu duyuyorum, bir ceylanın ürkekliğini, bir kumrunun yakarışını...
Mavinin masumluğunu, kırmızının sıcaklığını, yeşilin cıvıltılarını hissediyorum. Sesimi alıp götürüyor sular uzak denizlere ... Mavi ve dalgalı bir denizlerde küçük bir tekne oluyor kalbim; ki, rengi düş mavisi. Duygusal bir limana sığınma çabalaması içinde.
Mavi yolculuklarını düşlediğim uzaklar, cennetin sonsuz güzelliğini andırıyor. Günahsız bir yaşamın yeri olan cenneti. Dans eden güvercinler, bembeyaz kanatlarındaki her bir tüyü kalbimin içine topluyorum. Bembeyaz papatya tarlalarından papatyalar savuruyorum gökyüzüne. Beyaz güvercinlerin pencereme bıraktığı sevgileri yolluyorum gökyüzüne... Sonra mavi düşleri koynuma alıp uyuyorum.
Bir yağmur sonrası güneşin sıcaklığıyla beraber gökkuşağının renkleri doluyor içime. Kalbim ve ruhum huzura ulaşıyor. Mutluluğa kavuşuyor bedenim. Hiç bitmesin istiyorum bu huzur dolu dakikaların, sonu gelmesin istiyorum.
Uzaklar hep bir sevda ritmi taşıyor yüreğime, bir aşk masalı, bir rüya iklimi taşıyor. Bir leylak mevsimi, bir huzur kokusu, bir gönül iklimi taşıyor…
Göklerin yanağından süzülen bir damla gözyaşı gibi durdum hep gurbet ellerde, gözleri buğulu bir sevda yolcusu gibi, hiç bir liman tanımıyordu beni, hiç bir gemi almıyordu, hiç kimse anlamıyordu gözlerimdeki boşluğu... Her akşam hüznünü kuşananan gözlerimi... Anladımki bir dağ çocuğuyum ben, şimdi mutluluğun ve huzurun doruklarındayım, uzak dağbaşlarında.... Yüreğinde özlemler büyüten herkese selam olsun bu uzak dağbaşlarında...
Nuri CAN
17. 05. 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.