- 1578 Okunma
- 6 Yorum
- 4 Beğeni
BÖYLE BİR KADIN İNSANI TAM ORTASINDAN ÇATIR ÇATIR ÇATLATMAZ MI SİZCE DE ?
Maalesef yolum oldukça uzundu ve metrobüste oturacak başka bir yer yoktu. Zaten o gün oturacak yerin olması da bir mucizeydi. Evet, Maalesef ellili yaşlarda olan şişman bayan ve ben yaşlardaki herifin arkasındaki bir kişilik boş yere oturdum. Daha doğrusu oturmak mecburiyetinde kaldım.
Şimdi denilebilir ki ’ Yahu ! Bir buçuk saat yolculuk yapacaksın ve sen oturacak yer bulmuşsun. Daha Allahtan belanı mı arıyorsun da ’Maalesef’ diyorsun?’
İlk bakışta haklı olabilirsiniz o zaman buyrun bu ikilinin konuşmalarına dahil olalım biz de. Neden maalesef dediğimi ancak böyle anlarsınız
-Rüya’cığım ! Biraz yavaş konuşalım olmazsa ha? Bak millet rahatsız oldu.
-Amaaaan sen de Samet. Kim rahatsız olabilir ki herkes kendi havasında. Kimsenin bizi salladığı yok.
-Yok ama öyle deme. Bak, arkamızdaki ihtiyar rahatsız oldu galiba. Saldırmaya hazır pitbul gibi bakıyor.
Efendim, söylemeye gerek yok. Pitbul köpeğine benzetilen benim. Aslında işin bu kısmına da pek itirazım yok zira pek çok dostum özellikle Ramazan aylarında, iftar öncesi o son bir iki saat içinde pitbula dönüştüğümü söylerler hep. Asıl kızdığım konu kafasında saç kalmamış bir dekolte kafanın bana ’ İhtiyar ’ demesiydi. Tam herife ’ İhtiyar sana benzer’ Diyecektim, kadın atıldı:
-Bey amca, konuşmalarımızdan rahatsız oluyor musun?
Öfkeyle ama kısaca cevap verdim:
-Evet.
-Cidden rahatsız oluyor musun?
-Ne demek cidden rahatsız oluyor musun?
-Soruma soruyla karşılık verme. Cidden rahatsız oluyor musun sen onu söyle.
-Pardon hanımefendi. Size ciddi ciddi rahatsız olduğumu kanıtlamak için ne yapmam gerekiyor?
-Kaçamak cevap veriyorsun. Adam gibi ’ Rahatsız oluyorum.’ veya ’Hayır, rahatsız olmuyorum’ desen dilin mi aşınır?
Allahım, Ya Rabbim, resmen çatmıştım belaya.
-Bakın hanımefendi. Bir insan rahatsız olduğunu daha nasıl anlatır bilemiyorum.
-Gayet kolay. ’Rahatsız oluyorum’der, olur biter. Bu kadar basit bir şeyi neden bunca yokuşa sürüyorsunuz ki?
Yahu kadın resmen ’ Gel beni boğ’ Diyor ama yanında Samet olacak sünepe var. Ona pek erkek denemez ya yine de bir erkeğin yanında kadına el kalkmaz. Hoş kadına hiç bir halde el kalkmaz ama bu tamamen başka bir şey...
Kadına bir şey yapamayacağım besbelliydi. Yanında Samet olmasaydı da farketmezdi. Kadın beni silindir gibi ezer geçerdi. Resmen yer, kemiklerimi de kürdan niyetine kullanırdı.
Umutla Samet’e baktım ’ Kurtar beni Samet. Al şu kadını başımdan’ Dercesine ama Samet bir kaç saniyeliğine de olsa rahatlamış olmanın huzuruyla hiç mi hiç oralı değildi. Rüya’yı saracak bir kafa bulmuş, kendi kafasını kurtarmıştı. Böyle bir fırsatı bir daha kim bilir nerede ne zaman yakalardı? Nitekim kafasını cama dayayıp dışarıyı seyretmeye başladı sanki manzarayı hayatında ilk kez görüyormuş gibi.
Ne yapıp edip bu Rüya denen kadını tekrar Samet’e musallat etmeliydim. Aksi takdirde- bir taraftan da iftara sadece iki saat kalmış olması hasebiyle- ben bu kadını her an öldürebilirdim. Yani bu kadın o Ramazan aylarında zincire vurulmuş olan şeytanları bile çıldırtırdı da o şeytanlar tüm zincirlerini kırarlardı. Öylesine bir afetti.
-Bakın hanımefendi. Rahatsız oluyorum. Gayet kolay rahatsız oluyorum. Ben zaten gayet kolay rahatsız olurum. Gayet kolay rahatsız olunca da gayet kolay zıvanadan çıkarım.Gayet kolay zıvanadan çıkınca da yer demir gök bakır... Bilmem anlatabildim mi? Hem siz benimle uğraşacağınıza yanınızdaki beyefendiye dışarıyı anlatsanıza. Bakın sanki hayatında ilk kez görüyormuş gibi dışarıyı seyrediyor. Ona anlatın, mesela şu anda Darülacezenin önündeyiz. Ona Darülacezeyi anlatın.
Kadın, yanındaki sünepeye baktı. Sonra hışımla önce bana sonra ona seslendi.
-Bey amca! Bu köpek var ya bu köpek... Yine Merdane karısını düşünüyor. Ne zaman onu düşünse işte böyle kafasını cama dayar, dalar hayallere.- Yine Merdane’yi düşünüyorsun değil mi?
Merdane kimdi, Samet’le ilgisi neydi hiç mi hiç umurumda değildi. Madem ki Rüya’nın ilgisi tekrar Samet’e dönmüştü o halde yaşasındı o Merdane...Her kim ise artık.
Samet, gözlerini camdan tekrar Rüya’ya çevirdi.
-Merdane değil, Ferdane...
-Bana o karıyı savunma.
-Yahu ne savunması? Sadece kadının adının Merdane değil, Ferdane olduğunu söylüyorum. Bunun savunmayla ne alakası var?
-Sen o karıyla konuşuyor musun yine?
-Hayır
-Cidden konuşmuyor musun?
-Ekmek musaf çarpsın ki, iki gözüm önüme aksın ki, nâna kör bakayım ki konuşmuyorum.
-Sahiden konuşmuyorsun yani?
-Konuşmadığıma dair savcılıktan sabıka kaydı da getireyim mi?
-Sabıka kaydı filan istemem. Sen bana adam gibi cevap ver. Merdane karısıyla konuşuyor musun konuşmuyor musun?
-Yahu konuşmuyorum dedim ya?
-Essahtan konuşmuyorsun yani?
-Essahtan konuşmuyorum.
-Yani mahsustan ’ Konuşmuyorum’ demiyorsun öyle mi?
Samet’in de şalterler attı sonunda.
-Konuşuyorum ulan. Konuşuyorum. Al işte hoşuna gitti mi?
- Benim ne hoşuma gidecek? Asıl senin ağzın kulaklarına vardı.
-Benim ağzım da kulaklarım da olması gereken yerlerde.
-Cidden mi?
-Hırrrrrrrr
-Hırlama bana. Hırlama bana.
Samet çaresiz yine beni işaret etti
- Bak, amca rahatsız oluyor konuşmalarımızdan.
’Amca senin babandır’ Diye cevap verecektim ama daha büyük bir tehlike vardı: Rüya...Telaşla atıldım.
-Yok yok. Vallahi rahatsız filan filan olmadım. Devam edin siz.
Rüya kafasını çevirerek sordu:
-Gerçekten rahatsız olmadın değil mi amca?
Ah ulan ahhhh. Metrobüs duraklarında yığınla polis olmasaydı da benim on dörtlüyü belime sokmuş olsaydım... Şerefsizim bir şarjör kurşunu şu kadının ağzına sıkmakta bir an tereddüt etmezdim.
-Ne münasebet hanımefendi? Bilakis zevkten dört köşe olmuş vaziyette hayretle ve haşmetle zât-ı âlinizi ve yanınızdaki bîçareyi temaşa etmekle meşgulüm.
Rüya, Samet’e döndü.
-Amcanın rahatsız olduğu filan yokmuş. Ali ile maça gideceklermiş. Ali kimse artık...
Sonra devam etti.
-Sen şimdi kaçamak cevaplar verip konuyu gargaraya getirmeyi bırak da cevap ver bana. O Merdane karısıyla görüşüyor musun yine?
Samet patladı:
-Merdane değil, Ferdaneeeee.
-Her ne halt ise. Sen benim soruma cevap ver.
-Ne sormuştun sen?
-İftara ne yaptın?
-Mecimek çorbası, Fırında patatesli tavuk, pirinç pilavı, ayran.
-Ciddi misin? Gerçekten de mercimek çorbası, fırında patatesli tavuk, pirinç pilavı ve ayran mı hazırladın iftara?
Samet sert bir sağ kroşe almış boksör gibi sendeledi.
-Ne hazırlamam gerekiyordu seni inandırmak için?
- Yani ciddi ciddi bunları hazırladın öyle mi? Torun nasıl? Büyüyor mu bıcırık?
Samet artık nakavt olmuştu. Tabii ki ben de.
-Büyüyor maşalllah. Alltan iki dişi çıktı.
-Sahi mi? Gerçekten de alttan iki dişi mi çıktı?
Samet, ciğerlerinde kalan son nefesle cevap verdi:
-Yahu madem ki benim ciddi ciddi cevaplar vermediğimi düşünüyorsun o halde niçin sorup duruyorsun?
İşte bu sorunun cevabını ben de çok merak ediyordum. Tabii ki bu arada merek ettiğim bir şey daha vardı: Konu nasıl olmuş da Merdane’den, pardon Ferdane’den iftarda yenecek yemeklere, oradan da torunun alt çenesinde çıkan iki dişe gelmişti?
-Hiç bir soruma ciddi cevap vermiyorsun. Ondan olabilir mi acaba?
Samet’e baktım. Evet, keldi, çirkindi, yaşlıydı,göbeği vardı, sünepenin önde gideniydi ama hiç kimse ona yalancı diyemezdi. Gayet de ciddi bir adama benziyordu. Hem bu Rüya denen kadın bana da ’ Ciddi misin?’ Diye sormuştu. Bu onda bir alışkanlık, hatta tik haline gelmişti anlaşılan. Şeytan dürttü...
-Hanımefendi. Size bir soru sorabilir miyim?
Rüya, başını bana doğru döndürdü ve merakla ’ Buyurun sorun’ dedi.
-Siz kaç yaşındasınız?
-Otuz beş.
İçimden ’ Ohaaaa’ dedim doğal olarak.
-Ciddi misiniz?
-Beyefendi size yalan borcum mu var?
Tam taşı gediğine koymanın zamanıydı.
-Hah..İşte gerek ben gerek Samet Bey, iki saattir size bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bizim size yalan borcumuz mu var?
-Ay gerçekten ciddi misiniz? Bana yalan borcunuz yok mu yani?
Yok yok, bu kadını acilen itlaf etmek gerekiyordu. Tam patlamak üzereydim ki Samet atıldı.
-Of Rüya offff. İnsanı patlatırsın vallahi.
-Gerçekten mi? Gerçekten de ben insanı patlatır mıyım?
Hani Emel Sayın’ın söylediği güzel bir şarkı vardır: ’ Rüyalar gerçek olsa ’ Bu Rüya gerçekti maalesef. Ama Rüya değil tam bir kabustu. Bir karabasan...
Ve maalesef bu hikaye bu kadarcık değildi. Yaklaşık bir saat kadar daha devam etti. Okuyucular sıkılmasın diye hepsini anlatmadım. Gerisini siz tahayyül edin gayrı.
RESİMLER:
1- Rüya ile ilk karşılaştığımız anlarda ben
2- Metrobüsten indiğim anda ben
YORUMLAR
Ben okurken resmen çatladım.
Şaka gibiymiş bu kadın. Allah yakınlarına sabırlar versin
diyorum. Ömrünü kısaltır insanın, yazık.
:)
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
:)))harikaydı..
Rüya hanım ise ayrı bir harika
Sizi ve samet beyi es geçiyorum ama bazılarına lazım böyle rüyalar..dilerim bir daha da uyanamasınlar!:))
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Buna "Rüya!" denmez ki... Kâbus, resmen kâbus!
"Birisi size kötü muamele ederse (Ben oruçluyum) deyin."
Öfke gelince akılla beraber oruç da gitmezse tabii..
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
Resimler her şeyi çok güzel anlatmış:)
Yazıyı gülümseyerek okudum ama ne yalan söyliyeyim benim bile sabrımın tükendiği yerler oldu.
Samet bey iyi katlanıyor Rüya hanımefendiye:)
Bazı rüyalar dediğiniz gibi karabasan gibi çökebiliyor insanın üstüne
Selam ve saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.