- 902 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BEĞENİLMENİN HAFİFLİĞİ
İnsanın doğasında beğenilme isteği uyuyor.Kimimizde az kimimizde çok ama mutlaka var olan bir duygu.Kiminde hiç uyumayan bu duygu rüyalarını da süslüyor.Benliğimizin acıkan karnını doyuran,doyumsuz gıdaya ne kadar ihtiyaç duyuyoruz. Beğenilip onay görme, bu kısacık hayatta bir iz bırakıp geleceğe kalma arzusu tutuşturuyor benliği. İnsanların pek çok davranışının temelinde bu var. Bir sınırı da yok bunun. Dünyanın en büyük ödülünü alsan,yedi milyar beş yüz milyon insanın beğenisini kazansan bile daha ötesini arar benlik.
İnsanlar, yaptıkları birçok hareketin ardından, övülmeyi, takdir edilmeyi beklerken beğenilme arzusu yok zannederler.. Bazıları, yaptıkları işler için “Sadece Allah rızası için yapıyorum” demesine rağmen, bu kişiler dahi, Allah’ın beğenisi ve takdirini alma peşindedir.Kendim için beğeniyorum diyerek aldığımız elbise, araba,eşyadan sonra arkadaşımıza nasıl diye kaçımız sormuyoruz. Yani, insanoğlu övülmeyi ve beğeniyi ölesiye sever, ister. İnsanların bu denli arzuladığı “beğenilme” duygusu, kişileri günümüzde adeta kölesi etmiş durumda. Birçok insan, diğer insanların beğenisini almak için olmadık işler yapmaya başladığı görülüyor. Geçmişte de insanlar beğenilme arzularını tatmin etmek için çaba gösteriyorlardı. Ancak günümüzde bu arzu teknolojik imkanlarla iyice şiddetlenmiş gibi görünüyor.
Beğenilme isteği için kadın erkek fark etmiyor. Beğenilme arzusu, kadınlarda daha çok bedensel güzellikleri gösterme ile tatmin edilmeye çalışılıyor. Kadınların büyük bir kısmı daha alımlı, daha çekici, daha güzel görünebilmek için, güzellik merkezlerine yüklü miktarlarda paralar vermekte, estetik ameliyatları olmaktadırlar. Giyim mağazalarına, makyaj malzemelerine verilen paralara hiç girmiyorum bile.Erkekler ise güç kazanarak beğenilme ihtiyacını karşılamaya çalışıyor.Ya güçlü kaslarını göstermek,ya servet ya makam ya da araba ile güç kazanarak beğenilmeyi arzuluyor.Aslında yapılan tüm bu masrafların ardında, beğenilme duygusunu tatmin etme ihtiyacı bulunmakta.
Biz insanlarda bulunan bu beğenilme isteği o halde kötü bir duygu mudur?Beğenilme isteklerimizden vaz mı geçelim?Elbette hayır.İstesek de istemesek de bu duygular bizde olacak.Belki de beğenilme duygusu insanları geliştirebilir.Örneğin bir sanatçı beğenilme arzusu ile daha iyi eserler ortaya koyabilir,bir sporcu daha iyi oynayabilir,bir şair daha iyi şiirler yazabilir.Belki beğenilme duygumuzu erdemli hale getirebiliriz.
Beğenilmek için kendini yücelterek başkalarının üstüne basmayı tercih eden insan ne kadar erdemli olabilir.Hırsızlık yaparak aldığı araba ile yalakalıkla elde ettiği makamla,mağazadan çaldığı elbise ile,başka bir yazarın şiirini aynen ben yazdım diyerek beğenilsek ne anlamı olabilir.En çok magazin programlarında, politikacıların söylemlerinde, kendilerini beğendirmek için şekilden şekle girmeleri ne kadar inandırıcı ve anlamlı.
Beğenme ve beğenilmede iki taraf var.Biri beğenen diğeri beğenilen.Beğendiğimiz bir şey gerçekten hak ediyor mu,yoksa ben beğenirsem o da beni beğenir düşüncesi mi yatıyor altında.Ya da başkaları beğenmiş bende beğeneyim diyerek sosyal statü kazanma çabası mı?
Beğendiğimiz herhangi bir şeyi sadece kendimiz beğeniyorsak onaylamalıyız.Beğenilen veya beğenilmeyen biz isek,elbette beğenilmemek hoşumuza gitmez.Burada ya beğenilmeyi hak etmemişizdir ya da beğenen yanlıştır.Örneğin soyut resim yapan bir sanatçı iseniz,sanattan anlamayan birinin resminizi beğenmemesi ölçü olmamalıdır.Ya da çok iyi bir şiir yazmış olduğunuzu düşünüyorsunuz,ama beğenilmiyor.Kimler beğenmiyor diye sormamız lazım.Bir çok proje tübitak tarafından beğenilmezken,yurt dışında ödül alabiliyor.Nice bir çok değerli edebi eser görmezden gelinirken,o günün atmosferine uygun değersiz eserler popüler hale gelebiliyor. Sürekli beğen tuşuna basmamız istenen bir dünyada verdiğimiz onayların bir gün geriye dönüp bize ihanet olarak çarpması, bugün değerli bildiklerimizin yarın ki sefilliğini görmemiz de olası. Pek çok suret gerçeğini gizliyor çünkü.
Beğenilmek kendisi ile barışık olan ve etrafındakileri yaşamının merkezi haline getirmeyenlerin derdi olmayan arzusudur.Normal bir insanın egosunun edebiyle oturması gerekir, kendinden emin durması gerekir.Özgüveni sağlam bir kimsede kendi kendini beğenmesi yeterlidir, başkalarının beğenisi çok da önemli olmaz.Özgüven eksikliğinin giderilmesinin beğenilme arzusunu frenleyeceğini düşünüyorum.
Zaman zaman beğenilme arzusuyla hızlanan benliğimde ısınan fren balatalarımı soğutmak istiyorum buz gibi kelimeler arasında.
Edebiyatta, dünyada bugüne kadar söylenmemiş bir şeyi bugüne kadar hiç kimsenin söylemediği bir biçimde söyleyebilmek,dünyadaki edebiyat düzeyinin bir ötesine geçebilmek, insanın en derinindekine ulaşmak,oradaki kaygıyı, titreşimi, masumiyeti dillendirmek,sistemin oluşturduğu pek çok yapaylığı alt üst ederek, teknolojinin ulaşamadığı kalplere ulaşabilmek,bütün içtenliğiyle,süslü kelimeler altında ezilmeden başkalarının hayatlarına inceden dokunabilmek,beğenilmek arzusundan daha önemli değil midir?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.