- 518 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
FİRARIM FİGANIMDIR (EDEBİ METİN)
Hani sonsuza akış var ya. Yürek gibi sahipsiz. Dilek gibi menzilsiz. Gecelerin kahredici yanlızlığına, ölüm uykuları katan o akış var ya. Özledim işte. Ne yapayım. Engel olamadım tükenişime.
Oysa baharı birlikte karşılayacaktık. O sarı hazan rüzgarlarını ve beyaz kış tipilerini ve çığlarını birlikte aşacaktık evrenimizde. Ama zamanın kara gözleri ve yağlı kurşunlarına yenildi masum sevdamız.
Ne sen geçebildin ayrılık köprüsünden. Ne ben çoğalabildim azgın dalgalarımda. Boğulduk, zulmet gecelerinin şeytani anaforunda. Kaybolduk yılkı atlarının çaresizliğinde, esrik şarkıların duble bilmecelerinde.
Soruları hep ben sorardım. Sessizliği hep sen okşardın gözlerinle. Susardın. Susuşuna susardım asırlarca. En berrak pınarların sularına susarcasına. Sanki zamanı alıp koltuğumuzun altına, tarihin serdengeçti masallarına sığınırdık yuvasız kuşlar gibi sahipsiz.
Sarılırdın bana. Bir sarmaşığın heyecanı, sabrı ve mahmurluğuyla. Dev bir çınara dönüşürdüm öyle anlarımızda. Heybetin en güçlüsü, iradenin ve cesaretin en ölümsüzü gelip kurulurdu gönül payıtahtıma.
Gitmemeliydin. Bitmemeliydi rüya. Sevinmemeliydi, uğursuz ayrılık oburu kuşlar. Yem olmamalıydı kem dillere, nazar mavisi gözlere, daha yeni yeni filizlenen o günahsız sevdamız.
Sitemim odur ki Tanrı’ya; bir defa kavuşmadan tenim tenine, ebedi ayrılığımız tahakkuk etmemeliydi sevdanın takvimine.
Ağlama sakın! Okurken yürek yangınımın şu mazlum satırlarıma düşen vefasız küllerine dokunurken gözlerinle. Yak beni ey yar. En azılı alevlerinle kurtar ruhumu bedenimden. Hiç acımadan yalvaran bakışlarıma.
Biliyorum ben bu sonu hak ettim. Kendi ellerime yaktım kendi ellerimle söndürdüm bu sevda yangınını. Bedenim feda olsun kor alevine bana olan siteminin ve intizarının her galebesinde.
Ebedi müddet sevdasızlıktır cezam. Yokluğun gerekçeli kararımdır idam yaftamda. Firarım figanımdır biliyorsun sadece. Sana kavuşmak kıyametim olsada şu yalan Dünya’da.
Eğer bir son varsa bu benim sonumdur emin ol. Eğer bir yaşam varsa bu senin saadetindir benden sonra huzur bul.
Yanlızca bir gün bir karanfil görürsen akıp çağlayan bir ırmağın sularına kapılıp giden. Bilki onu Tanrı’dan ben istemişimdir. Bilki son defa bir dilek dilemişimdir cehennem meleklerinden. Alıpta o karanfili, indirip yeyüzüne sana olan gözyaşlarıma ithafen. Her gün kenarından geçtiğin ve durupta bir an sularına gözlerinin değdiği ve sonra bir ah çekip yeni hayatına yürüdüğün ırmağa bırakmaları için.
Sen yeni hayatına yürü. Bense o karanfile tutunarak yanlızlık okyanuslarının ebedi misafiri olayım kıyamete kadar. Budur son dileğim.
Ben seni çok sevmiştim sevda meleğim...
Ben seni çok sevmiştim masum bebeğim....
Ben seni çok sevmiştim
Çok.....
Su akıyordu
Bedenim istemese de
Nehirlerinde
Yüreğimin
Su akıyordu
Ve köşelerini tutmuştu
Ayrılık gemilerinin
Ve ben eriyordum
Pişmanlığını ararken
Mektuplarının
O hiç yazılmayan
Hasret kaoslarında
Sonra..
Bir kırlangıç uçuyordu
Baharı bekleyen
Ülkelerin çocuklarına
Su ağlıyordu
Ve ben
Kana kana içiyordum
Ela gözlerinden
YORUMLAR
Ne güzel işlenmiş AŞK…
İlmek ilmek..
Su gibi...
Dupduru…
Bu kadar güzel aşkın masal kahramanı iki sevgili umarım hiç geçmezler ayrılık köprüsünden…
Aşkları ayrılık oburu kuşlara yem olmaz hiç bir zaman…
Zaman sarıp sarmalasın sizi/aşkınızı güz yapraklarından.. Sıcacık olsun yüreğiniz kış tipilerinde üşümesin/birbirlerine sokulsun tipiden korkarak…
Ve sizin kaleminiz hep yıldızlı kelimeler döksün sayfalara…
Yaşamı dile getirsin diye…
Sevgi ve saygılar bir kere daha size/kaleminize…
Ebedi müddet sevdasızlıktır cezam. Yokluğun gerekçeli kararımdır idam yaftamda. Firarım figanımdır biliyorsun sadece. Sana kavuşmak kıyametim olsada şu yalan Dünya’da.
Eğer bir son varsa bu benim sonumdur emin ol. Eğer bir yaşam varsa bu senin saadetindir benden sonra huzur bul.
İnsanın içini acıtıyor bu hazin cümleler..
Güzeldi albayraklım...
Gönlüne sağlık.