'Ben biraz ertesi gün gibiyim. eksiğim, unutkanım, öyleyim.'
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hıncahınç doluydu salon.
Kapıdan içeri geçtiğimde karşılaştığım kalabalık, konserden vazgeçip eve geri dönme fikri geçirdi aklımdan ama şarkılarını dinleyeceğime dair o’na söz vermiştim…O’nun için gelmemiş miydim buraya...Vazgeçme fikrini hemen attım aklımdan…Peki ne yapacaktık? Süham’a baktım...İkimiz de oldukça yorgunduk aslında ,kısa bir bakışma ve tuhaf gülümsemeden sonra salondaki merdiven sıralarında oturmaya karar verdik. Yan yana oturmamıza imkan yoktu,mecburan arka arkaya oturduk.
Bir merdiven sırasında oturup şarkı dinlemek…
Ve ruhumu şarkıların uçsuz bucaksız enginliğinde gezdirmek mümkün olacak mıydı ,emin değildim..
Koca bir salonun içinde bir merdiven sırasında oturup bir şarkıyı bu salonda yer alan sayısını bilmediğim kişiler gibi hissedebilecek miydim? Diğerleri gibi…
Hepimiz aynı yere odaklanıyorduk aslında ..Nereden baktığımız farklıydı sadece..
Bir merdiven sırasından önce sahneye sonra salona çevirdim yüzümü, buradan bakmak sonradan ilişmek gibiydi hayata..
Tuhaf bir duygu aslında…Ama ben hep böyleydim..Her şey ’hep sonradan’ olurdu benim için..
Hani bir filmin başlamasına saniyeler kala filme yetişmek gibi…Otobüsün kapısının kapanacağı anda elinizi kaldırıp‘‘hey! ‘’diye seslenirsiniz otobüsün sizin için durduğu anda nefes nefese arka kapıdan yüzünüzde telaşlı bir ifadeyle ve hafif bir tebessümle atlarsınız ya içeri..Gözlerini üzerinize diken otobüsteki insanlara bakıp içinizden ‘’Bakın, ben geç kaldım ama artık sizlerden biriyim.’’dersiniz.
Oysa onlardan biri değilsinizdir, olmazsınız da…
Merdiven sırasından şarkı dinlemek…
Hayat da aslında bundan ne kadar farklı ki....Hep koşar adım ve telaşlarımızla sonradan yakaladığımız -hatta ait olmadığımız-mekanların yakınlarında ama içinde olmayan bir yerde var olmak gibi değil miydi hayat?
Bazen bize ait olması gerekenler de dahil-hep başkasının olmuyor muydu? Bizden öncekiler ,geç kalmayanlar, zamanı yakalayanlar…
Kısacası bizim gibi olmayanlar…
Etrafıma bakıyorum da ne kadar sakin herkes, değiller de öyle mi görünüyorlar sadece? Umarsızlıkları mı saklıyor yüzlerinden çekilen çizgileri?
Peki siz, telaşa kapılmadan her şeye yetişen, herkesi ve her şeyi kendi dünyası etrafında şekillendirenlerden biri olmak istemez miydiniz?
Yoksa bu merdiven sırasında her gelip geçenin size istemli ya da istemsiz dokunması ve eğreti bir ifadeyle ‘’Pardon’’ diyerek sinirlerinizin bozulduğu bir yerde durmaya ne kadar tahammül ederdiniz?…Ve o yüzeysel ‘’Pardon’’ sözünü işitmemek için birinin size yaklaştığı anda biraz daha öte tarafa çekilerek ezik bir ruhla şarkının büyüsünü ne kadar hissederdiniz?
Siz, bir merdiven sırasında şarkı dinlemek gibi hayata uzaktan bakmakla yetindiniz mi hiç?
‘’İtilmişlik’’ duygusu ne zaman sadece gerçek anlamında yer alır hayatta? Ve en çok ne zaman sarar insanı, hiç düşündünüz mü?
‘’Hissetmek ne büyük ağırlık…’’ değil mi?
Her şey bir ayrıntıdan ibaretse yaşamda, hatırladığımız her şey gözlerimizin aynasına kazılıyor belki de..
‘’Bir kereye mahsus yaşanan her an
Kendi hatasını bir daha düzeltilemeyecek biçimde
İçinde barındırır.’’
Cama düşen yağmur damlalarını seyrediyorum, camın üzerinde oluşan o çizgiler ve hüznün müthiş ahengi…
Şimdi tam zamanı…
Hor gördüğümüz ve yitirmek için özel çaba gösterdiğimiz doğadaki en ufak detayı düşünün.
Doğaya gidin ,doğa kucaklayacaktır sizi.
Sessizliğin büyüsünde bir yaprağın suya kavuşacağı o asil ve görkemli dansını izleyin.
Her bahar koca bir alanı süsleyen gelincikleri seyredin...
Renkleriyle sizi sarmalasına izin verin.
İnsanların kendi elleriyle anlam yarattıkları ezici, yıkıcı her ayrıntının, doğada nasıl da farklı anlam bulduğunu ve ölümsüz güzellikler yarattığını seyredin..
Ruhunuzu arındırın bir limon ağacının altında durup ,yapraklarına dokunarak o eşsiz kokusuyla büyülenin..
Doğaya gidin,
‘’Su, yavaşça koştu gökyüzü altında…’’
Suyun sesi, erik ve portakal çiçekleri ve güneşin sıcaklığı çağırıyor sizi…
Kalabalıklar içinde hissedemediğiniz şarkının büyüsünü o zaman hissedeceksiniz..
Unutmayın:
‘’Çok geçten daha kötüsü yoktur hayatta.’’
YORUMLAR
''Doğanın bir parçası olmayı bilmeliydik'' demiştim bir yazımda...
Şu itilmişlik hissinden ziyade değişik olma ruh hali beni huzursuzluğum... Pek çok şeyi kimsenin bakmadığı bir yerden görebilmek gibi bir lanetim var. Bu da beni öteki yapıyor... anti sosyal ya da asosyal olmak ayırımı bu iki hissin arasında gizli sanki...
Sevgilerimle...
hena
ben de deniz ben de :)
Teşekkürler okuduğun için.sevgiyle...
Geç diye birşey yok...Belki merdivenleri yavaş yavaş çıkmak var. Ama geç yok.
Olacak olan her ne ise ve ne olması gerekiyorsa vakt i zamanında gelir ve insanı bulur.
O vaktin içindeki duygularımızdır belki de geç diye adlandırdıģımız sey.
Doğanın ahengi de kendi sırasını bekler.
Her şey gibi.
Mis gibiydi anlatımın.
Selam.
“İyi olmak doğamızda vardı; fakat çoğumuz doğal değildik.”_Terry Eagleton
Sanırım bu söz;
yeni çağın insanlığı ve doğayı nereye taşıdığını açıklıyor.
İnsan doğadan uzaklaştı
ve böylece kendinden de uzaklaşmış oldu.
Sevgiler...
hena
Ne kadar doğru bir söz...
Anlatmak istediklerimi ne iyi özetlemişsiniz.
'Bir çağ yangını bu' diyor ya şarkıda, bunu yaşıyoruz gerçekten.
Çok teşekkürler okuduğunuz için.sevgiler,saygılar..
Hiçbir şey için geç değilmiş öyle der u'mutlular..
Kutluyorum çok
Selam ve sevgilerimle sevgili hena.
hena
Çok teşekkür ederim nar,varlığın hep güzel...
Sevgilerimle..
Gerçekten hissederek ve çiçek gibi baktığımız yaşamda önce
telaşlı adımlar atarız, içimizde bir çocuk saflığı
Sonra çok şey gri bir perdenin arkasından sokağı izlemek gibi gelir
Uzun uzun kalabiliriz belki bu pencere önünde, ta ki
aniden gelen bir kuşun ruhumuza şarkı söylemesine kadar
Yaşam küllerinden doğar ve biz, saf ve masum olan herşey için
yalnızlığın hakkını veririz..
Tebrikler Hena, çok sevgiler.
hena
Yenileniyor her şey...Bazen eksile eksile bazen de hızla çoğalırcasına...
Yazdıklarıma hep değer katıyorsun beliz,
çokça teşekkürler ve sevgilerimle..
hena
Yazılarına değer verdiğim isimler benim yazdıklarımı okuduğunda biraz mahcup oluyorum aslında,
Keşke diyorum daha dikkatli ve daha iyi yazsam..
Öte yandan, benzer hisler de mutlu ediyor.Böyle işte :)
Teşekkürler Q qeu.
merdivenler bana hep kişiler arasında iletişimi hatırlatıyor. gelirsiniz ve gidersiniz. çoğalmak ve eksilmek gibi.
gerçek olan doğanın kendi sesi..o hep var..
sevgilerimle.
hena
Aslında güzeldir de merdivenler laci... severim ben.
Doğayı da
seni de :)
Nereden baktığımız işte bu yüzden önemli..
sevgiler çokça...
hena
Ne güzel şiirlerin var Mahvash..
Bence en güzel şiirlerle ulaşırsın sen, geç olmayan 'sonra'lara...'
Çokça sevgilerimle..