- 1508 Okunma
- 5 Yorum
- 9 Beğeni
insan unutur hatırlat/ılmazsa..
dahası...
hiç-bir-şey
eksik kalmayacak
daha fazla/
senin kadar inan...
avuç içlerimde
darası alınmamış yokluğun
ve ceplerimde ağırlıklar...
kapıları açık bıraktım
ayaz/tenimdeki
soyuyorum tabanlarımın
yüzgeçlerini
soyuluyorum sana...
dur/dum...
gözüme kaçıyor
ışığı kılçığın,
gerisi kırpmalar/
düş bozumları/
karanlık...
yine geceyle sen düştün alt dudağıma..dudakların çekildi..ağdalı bir sıvının, üzerini kapladığı tedirginlikler gibi silkelenip, bana bir şeyler söylemenin vakti geldiği zamanlarda..telaşsız beklentiler içersindeyim şimdi.. arkama yaslanıp gözlerimi kapattım ve bekledim ki beklerken, sana olan hasretimin ve arzularımın hangi geçitleri aşılmaz kıldığını, yüreğe düşen hangi duyguların insanı hayata bağladığını, hüzünlerimi ne kadar basite indirgesem de anlar içersinde nasıl şahlandığını anlatamadım..
haklıydın..
bilmiyordum..
sözcüklerinden arındırılmış devrik bir cümle kurar gibi sevişmeyi..sevişirken yürek sözlüğümü kullanıyordum hala..ama seni çokça seviyordum..sevdiğimi dile getirme telaşımla çarşafa dolanıp, hata üzerine hata yapıyordum sana..sana yasak/lanmıştım adeta..yaklaş/amıyordum..yasakları çiğneme gayretleri içersindeyken ben..uzak durmuş olsan da sen..o buz gibi şeklini korusan da sıvının üç haline inat..fark etmiyordu..bildiğimi okuma telaşlarında, sayfa sayfa ve minnacık bir ateştin sen..çocuk yüreğinde ürkek ve sönmekten tedirgin..bir zerre su damlası ile yüreğinde olan arzuyu kaybedecek bir ateş..aşkın taakatide kalmamıştı yüreğinde..ürkek sokuldun yanıma ki acıyla irkildiğinde gülümsememde ondandı hani..ve sarıp sarmalayıp, çocukluğumdan söz etmek isterimdim sana..sıkılma olasılığın nedir bilmeden..hani diyordum içimden..bir gün otururuz evde..sol göğsüme yaslayıp seni..kaç yaşında isem o kadar sürecek bir hayat hikayesi anlatmak isterdim sana dakika dakika..çayda pişirelim hani suyun kaynama noktasında dem tutar gibi..sonrada tek şekerli duygular gibi sen anlatmaya başlasan seni..sevdiklerini, enlerini, olmazsa olmazlarını..hani misal müzik parçaları,canlıları, filmleri konuşma başında en sevdiklerim diyerek hem de..emin ol ben sıkılmam..ben seninle sıkılmamayı, seni aylarca beklerken öğrendim..seni düşsel bir boyutta hayal ederken keşfettin sıkılmamanın refahını..inan bana..bir insan, bir insanı sıkamaz..sıkılma eylemi can istediğinde meydana gelir..sen yeter ki ak.. yüreğimin hacimlerini genişletirim içime akman için ki seninde endişelenmen gereksiz..Gerektiğinden çok fedakar biriyim aslında..daha fazlasını bekleme açıkçası..herkes gibi benimde, kısır endişelerim..tamamlanmamış ideallerim..hali hazırda halletmeye çalıştığım keskin meselelerim var..bir başka bakmaya çalışıyorum, sen buna başkalaşım da diyebilirsin..bir keşke olasılığında sünmen altı edilmiş tutumlar edinip değişmek hoş..ve inan hiçte zor değil..yalnızca özgür olabilsem sorun da kalmayacakmış gibi geliyor hani.. anlaşılmak istiyorum; sevdiğim bir sanatçıdan, beğenmiş olduğum bir şarkıyı seninle baş başa dinlerken aynı anda, zamanda, aynı duyguları hissetmek arzusu bu..evet evet tıpkı bu..müziğin ritminde kaybolurken yanında değer bellediğinin olabilmesi..nötr olmanın ahenginde birleşme arzusu..hani birlikte dans edebilmek gibi..sen hastayken birinin sıcak bir tas çorba tadında sabaha kadar baş ucunda oturması gibi..üzerini açtığında örtüp arada bir terini silmesi alnı sana dönük..bir başkası için hayatın bileklerinden sıkıca tutunma çabası gibi sanki..ölüme inat..yaşama çabası..umma/lara ve keş kelere yetmedi hayallere rağmen hayatta ciddi mücadele edebilme gücü..imece usulü.. bir gücü..yan yana gelip... meydana getirme yetisi..ve işte sevgili ben bu yeteneğimin bir parçası olarak sokuluyorum sana..masalımsı kahramanlarımla, bire..bin baş eden efsanelerim..insancıl ve art niyetsiz birikimlerimle geliyorum sana.. Lakin bazı sorulara cevap bulamadım; kim bilir belki de gereklide değildi bu ki soruyu kendi halinde soru olarak bırakıp içersindeki anlamı muallak tutmamda ondandır belki.. mantığımdan önce, aklımı yaydım göz bebeklerine..ne kayıplarım..ne de kazançlarımın muhasebesindeyim ve bil ki ortadayım işte.. çıplağım..bir su yılan kadar çıplak ve kaygan..illada sıfatlandıracaksan melankoli de değil bu halet..ortak bir payda da buluşamamamın verdiği dar açı galiba..her kadın gibi beyazlara bürünme ve anne olma hayali..her erkek gibi zevkin doruklarında, yüreğini yedeğine alıp efkarlanma hevesi aslında..ne olur kusura bakma kafam biraz dağınık..
Ve bil ki yüreğinde, karşısındakini değer bellemiş bir insan, istemeden de olsa hatada yapabilir..asma suratını ve kızma..daral gelmesin yüreğine..hataların ardından gelen özürlerde sıradan ve güzeldir belki de..aşktaki çılgın çağlarımızı anımsayalım bir dem..az biraz muzır olmayı..içimize sığamadığımız anları..ilk öpüşme heyecanlarını..omuz silkelerken çocuk edamızla..suratımıza asılan tatlı sertliği..anlayışlı olmak mı kurtaracak insanlığın tarihini..alttan alarak mı örteceğiz sanki bunca..stresi/hüznü/acıyı ve inan bana demokrasi sana hissettiğim duygularımdan daha güzel olamaz..senin gül kokundan daha güzel olamaz..ve bil ki; dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık asla değil..sana hasret kaldığım anlardır ki iz sürer gibi bir sevdanın peşindeyim ben..sessizliğinde bile doyduğum..yeniden doğduğum..varlığını hissettiğimde huzur bulduğum..yüreğimde onu kabul etmekle gizli bir onur duyduğum..kanıksanmış, önemsenmiş ve asla sahiplenmeye dönüşmeyen..tutkuyla bağlandığım bir sevda..mavinin keskinliğinde göğe ve eğip başımı denize baktığımda seni buluyorum..yanımda bir melek gibi uzanıp yüzüne dokunacağım anları tasarlıyorum..bütün aşkların nasibine düşen şiddetten arınmış..başkalarına aynı lakin birbirimize farklı kok/tuğumuz bir sevginin yolu bu..yüreğim cesareti.. işte bu noktadan alıyor ve ben bir sır gibi saklıyorum sevgimizi ki bizim fazlalığımız var biliyorsun..bizim sevdamız fiziki güçte gerektiriyor akıl ve yürekten önce yapışık kalpler gibi, sol yanımızdaki ağırlık fazlaca..kim bilir belki de büyü/müz başka bir gezegende, göktaşlarına karışan bellek tozlarımızda saklı..sevdamıza inanmışlığımızla..erdem ve ideallerimizle.. dimdik ayaktayız..biliyorum, en az benim kadar sende isterdin huzurlu bir hayatın planlarını yapıp..dinginliğinde yaşamayı..neyi anladım biliyor musun? sevmek; ifade yoğunluğunun sınırlarını zorlayıp, sınırsızca anlatmak kadar..ifadeyi unutmakmışta ve ben sessizce uzaklaşıyorum..çünkü ben beni hissedip, anladığını..anlamak için uğraştığını..ve hatta senin yüreğinde sevilip önemsendiğimi biliyorum ki ben senin ardı arkası kesilmeyen korkularını da sevdim..dokunmadan sana..öpmeden seni..hissetmeden nefesini..az kelimelerle kurduğun soru işretlerini..o gül kokan tenini..serserice serzenişlerini..ani manevralarını sevdim..ben seni..sevginin ve yüreğinin hakkını vererek yüreğimde.. ben gibi sevdim...
hep sevdim..
ve
bil ki sevgili hasretim/sin..
(...)