- 866 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
“O”
“O”
Yula dedi ki, “her gördüğünü okusan ne olur sanki? Bu zihniyetle sen, merak etme ne uzar, ne kısalırsın!”
Velev ki, okudun. Hem de gorki’den ağır romanlar okudun. Ve ya Halil Cibran’dan mistik öyküler. Ya da Sylvia Plath’dan şiirler. Ne bileyim Gabriel Garcia Marquez’den yüz değil, bin yıllık yalnızlığı okudun. Yina varsay ki “Sabahattin Ali’den Kürk mantolu Madonna’yı” okudun.
Yer etmediyse o küçücük beyninde, almadıysan ibretlik sözleri üstüne, inan ki yaşamış olman bile nafile! Keza yediğin içtiğin de öyle. Ya da varsay ki, bir tembellik sonrası bağırsakların buzuldu. Yine varsay ki, en değerli vitaminler, hastalıklı bağırsaklarından transit geçti ve sen dünyayı kirletmek için sadece atık bıraktın! Daha korkunç olanı; kabızlık sonrası lime, lime burnundan geldi yediklerin! İçtiğin zaten zehir zıkkım.
İlginç! Geçip giden ömrünü görmezden gelip, hep zamanı suçladın. “Aaah azizim, zaman su gibi akıp gitti ömrümüzden” diyerek.
Yarım aklınla kazançlı çıkacağını sandın. Küfende biriktirdiğin tembelliği, onursuzluğu, ahlaksızlığı, sahtekarlığı, kötüye dair her şeyi yükledin atlıkarıncalara.
Çocukluğunu dahi yaşayamadan yaşlandın farkında olmadan!
Başın dahi okşanmadı. Çünkü buna değmezdin, çünkü mayan bozuktu! Hangi el okşamış olsa saçını, kirlenirdi saçını okşayanın ruhları.
Neye başlasan, kalırdı hep yarımyamalak. Bu yüzden sevmelerin de kaldı hep yarımyamalak.
Ne bir eli kavrayabildin sıkı sıkıya, ne sinemada öpüşmelerin oldu!
Öylesine kıskanç, öylesine hasettin ki, mutlu bir çift gördüğünde, “arabesk takılıyor.” Sandın. Kıskançlık krizine girip, salyasümük ağlarken bile, gözyaşlarınla kirlettiğin gömleğinin kolu bütün bu olanlara şahit.
Hatırla! Mendiller dolusu gözyaşı ve ucu yanık mektuplarla ben fısıldamıştım kulağına şiirleri.
Şimdi, diline pelesenk aaah ve keşkelerle geçen bir ömre ve ağzında hissettiğin kekremsi tat geçmiş yıllardan hatıra.
Bir kez daha uzatılmıştı sana eller. Oysa kavramadın, kavrayamadın. Düşerken uçurumdan, gördüğün, duyduğun yarım kalmış bir arabesk şarkı değildi. “O” gerçek bir sevendi. Baygınlık sonrası sen öldüğünü zannettin. Ama seni kurtaran,” O” entellektüel sevendi!
Efkan. Ötgün
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.