- 465 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye'de Siyasetin Geldiği Nokta Bu Maalesef
’’Bu iktidar dünyanın en doğru işini bile yapsa alkışlayacak halimiz yok. Halkımız bize muhalefet görevi verdi. Görevimiz bu’’ dedi.
’’İyi ama Engin Altay... Halkımızın size ’dünyanın en doğru işine bile muhalefet edin’ diye bir görev vermedi ki!’’
’’Halkımız size ’doğruya doğru, eğriye eğri’ diyerek muhalefet etme görevi verdi.’’ BASINDAN-AHMET HAKAN
Siyaseti Seveniniz de var sevmeyeniniz de... Böyle densizlikler maalesef oluyor ülkemizde... İktidar Partisi on beş yıldır kesintisiz başta... İktidarda ki partiler çoğu zaman yıpranır, yıpratılır eğer ki muhalefette aklı başında partiler varsa... Lakin o aklı başında partileri şimdiye kadar göremedik maalesef. Adamların sözcülerinin vekillerinin konuştuklarına bakar mısınız? Evlere şenlik... Halkımız bize muhalefet görevi verdi ise ilanihaye muhalefetteyiz demeye getiriyor milletvekili arkadaş...
İktidarın milletvekilleri de kıs kıs gülüyorlardır. ’’Bunların içinde bu kadar saf ve damdan düşer gibi konuşanlar olduktan sonra biz bunları daha çok, suya götürür, susuz getiririz, muhalefette tutarız.’’ diye seviniyorlardır... Düşünüp dururum zaman zaman acaba başka ülkelerde de böyle kısır siyaset ve kısır siyasetçiler, devlet adamları var mı diye? Pek de göremiyorum...
Eleştirini yap kardeşim, iktidarın yanlış yaptığını gördüğün zaman, ama doğru yaptıklarını da takdir ediver bir zahmet... Bilakis o zaman partin de halkın gözünde ’’Gerçekleri görüyor bunlar diye.’’ büyüyecektir...
Bir zamanlar meclis sıralarında uyuyan milletvekilleri vardı... Bir zamanlar çiğ köfte partisi düzenleyenler de vardı meclis de... Bir meclis, hem de adı TBMM yani Türkiye Büyük Millet Meclisi ise iktidarı ve muhalefeti ile yeri geldiği zaman ulusal tüm konularda bütünleşmesini bilmelidir... Vatanperverlik bunu gerektirir... Öyle git ona çamur at, buna çamur at, sonra da izi kalsın düşüncesi hiç de hoş değil... Yıllardır iktidara gelemiyorsa muhalefette ki partiler, iktidarı sorgulayacaklarına çuvaldızı kendilerine batırıp da bir kendilerini sorgulasınlar önce...
AHMET ZEYTİNCİ