- 544 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PARDON MU DEDİN?
Şimdilerde "pardon" moda. Bir kabahat mı işlediniz? Pardon, deyin yeter. Yanlış bir söz mü söylediniz, pardon deyin, yeter. Bir yerde sıkıştınız da çıkmak mı istiyorsunuz, önünüzdekileri iteleyin ve sonra pardon, deyin yeter. Ne kadar kolay değil mi? Tüm olumsuzlukların kesin anahtarı "pardon" .
Özür dilemek elbette güzel bir davranış. Ancak bunun adabına uygun yapılması da bir o kadar önemli. Her şeyden önce şu pardonu kaldıralım dilimizden. Ne idüğü belirsiz, ne anlamada kullanıldığı da öyle. Üstelik dilimizde çok güzel ifadeleri de silip süpürüyor. Hani biz yeri geldiğini de özür diler, yeri geldiğinde affedersin veya üzgünüm derdik. Belki biraz samimi olsun diye, kusura bakma da der, bir tebessümle işi bağlardık. Kimi zaman da "cahilliğime ver." diye bir iğneli söz söyler, neyi kastettiğimiz de anlaşılırdı hemen.
Bir de kabahat ile özrün orantılı olması gerekiyor her halde. Küçük bir hata için saatlerce özür dilenmeyeceği gibi, birinin arabasına çarpıp hurda hale getirdiğinizde de, "Pardon" deyip geçemezsiniz.
Aslında anlamını da bilmiyoruz, sanırım özrün. Özür dileyen kişi: "Size karşı tutumum veya sözüm benim isteğim dışında oldu, özgünüm, bir daha yapmayacağımdan emin olabilirsiniz." demek istemiyor mu? Peki, özür diler dilemez yine aynı hatayı yaparsa dilediği özrün ne kıymeti kalır?
Kimi zaman da öyle bir özür diliyoruz ki, hiç dilemesek, bırakıp gitsek daha iyi olur herhalde. Bu durum için bir olay anlatılır:
Günün birinde padişah vezirine: "Ey vezirim. Sen akıllı adamsın. Sana bir görev vereceğim. Bir kabahat işleyip ardından da bir özür dileyeceksin. Ancak özrün kabahatinden büyük olacak." demiş.
Vezir bu bilmeceyi düşünmüş günlerce. Bir türlü işin içinden çıkamamış. Yine bir gün padişah önde vezir arkada, vezir düşünceli, padişah ihtişamlı merdiven çıkarlarken vezirin aklına çözüm gelivermiş. Biraz hızlanıp padişaha yetişmiş ve bir çimdik atmış. Canı yanan padişah bir hışımla dünmüş ki, hem ne olduğunu anlasın, hem de kabahate bir özür dilensin. Beklemeği de olmuş, vezir iki büklüm olup padişahtan özür dilemiş:" Özür dilerim sultanım sizi Hanım Sultan zannettim." demiş. Bu özrü duyan padişah daha bir celallenmiş. Öfkesinden kıpkırmızı kesilen padişahın ağzından çıkacak sözlerden önce vezir atılmış. " Aman padişahım siz istemiştiniz, bir kabahat yap, sonra özür dile, özrün kabahatinden büyük olsun, diye."
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.