- 473 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Müslümanlar Uyanıp Birleşelim
İçimiz kan ağlayarak izliyoruz haberleri. Kudüs Şehri’nin İsrail’in başkenti olmasıyla ilgili prosedürü ABD başkanı yürürlüğe koydu. Bunun için bütün İslâm Âleminin gözünün içine baka baka gerekli imzayı attı. Büyük başarısını pervasızca reklam etti kameralar karşısında. Dünya barışına ne büyük katkı sağladı!
Sam Amca’nın yaptığı insanlığın öldüğünün, Ortadoğu’da barış güvercinlerinin yıllarca hiç uçmayacağının postal sesleridir. Evet, insanlığın, mertliğin, dürüstlüğün öldüğü günleri yaşıyoruz. Nedir bu yapılanlar. Bir tarafta öldürücü silahlarla donatılmış işgalci İsrail askerleri karşı tarafta savunmasız Filistin Halkı. Kadınlar, çocuklar…
Savaşın da bir hukuku vardır. Savaş az da olsa birbirine yakın güce sahip ordular arasında yapılır. Haydut devlet ABD, en modern silahları vereceksin İsrail Devletine savunmasız halkı kıyıma uğratacaksın. Ve de kendini barış havarisi olarak lanse edeceksin! Libya, Irak, Afganistan ve Suriye’ye yıllardan beri ne getirdin kan ve gözyaşından başka! Yıkılan kentler, yağmalanan tarih hep senin eserin…
Boşuna demiyor Mahsuni “Amerika katil katil…” Ne güzel, sen en öldürücü nükleer silahlarını yapacaksın. İsrail yapacak öldürücü bombaları. İran yapmayacak. Türkler ancak benim silahlarımı benim iznim olursa kullanır diyeceksin. Garantörlük hakkımızı kullanarak Kıbrıs’a çıkacağız. Bize silah ambargosu uygulayacaksın. Feto denen ruhunu satmış bir belayı yıllarca besleyip ülkemizin ve İslam devletlerinin başına bela edeceksin.
Şimdide İsrail’e koşulsuz destek verip Orta Doğuda sayende bir türlü sağlanamayan barış ümitlerini bitireceksin. İsrail askerlerinin savaş hukuku ve insanlığa sığmayan caniliklerine göz yumacaksın…
Sam Amca budur. Dev silah sektörünün ürettiği silahları satmak için ayrılıkçı güçleri besler, semirtir. Bölgesel çatışmalar çıkarır. Bazen ülkeleri işgal edip işgal ettikleri ülkelerin zenginlik kaynaklarına el koyar.
Gelelim işin en acı yönüne. Bugün dünyada en çok silah ithal eden ülke kim biliyor muyuz? Bu ülke Müslüman Filistinli kardeşlerinin barbar İsrail askerlerinin ayakları altında ezilmesine ses çıkarmayan Suudi Arabistan’dır. Suudiler silahları ABD’den aldıklarını ve O ülkenin silah sanayisini finansa ettiklerini bilmeyenimiz yoktur.
Suudiler başta olmak üzere birçok İslam devleti ve krallıkları ABD’nin güdümünde İsraillilerin vahşetine ses çıkaramıyor. Arap devletlerinin idarecileri Bin Bir Gece Masallarında betimlenen lüks ve şaşaa içinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bilim adına, icatlar adına, üretim adına maalesef Arap Âleminde yaprak kıpırdamıyor.
Hz. Ali, Muaviye arasındaki ihtilaflardan beri İslam Âleminde olması gerektiği gibi bir birlik sağlanamadı. Daha sonra mezhepler ortaya çıkınca ayrılıklar çatışmalar bir türlü barışa evrilmedi. Yıllarca papaların sömürüsü altında yaşayan Hristiyan dünyası reform hareketleri ve laik sistem sayesinde aralarındaki mezhep savaş ve uyuşmazlıklarını çözdü. Biz Müslümanlar maalesef hâlâ aramızdaki mezhep uyuşmazlıklarını çözemedik.
Peki, kutsal kitabımız Kuran-ı kerim ne diyor Müslümanların birbirlerini sevmesi ve birlik içinde olmaları adına:
“ Ümit Şimşek (48/FETİH-29: Muhammed Allah’ın Resulüdür. Beraberindekiler ise kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûda, secdede, hep Allah’ın lütuf ve hoşnutluğunu ararken görürsün. Yüzlerinde de secde izi vardır. Bu onların Tevrat’taki tasvirleridir. İncil’deki tasvirlerine gelince: Onlar filiz vermiş, git gide güçlenmiş, kalınlaşmış, nihayet gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Onlarla Allah kâfirleri böylece öfkelendirir. Onlardan iman eden ve güzel işler yapanlar için, Allah bağışlanma ve büyük bir ödül vaad etmiştir.)”
Fetih süresi gayet anlaşılır ve net. Peygamberimizle beraber olanlar kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler diyor. Daha başka: İncil’deki tasvirlerine gelince: Onlar filiz vermiş, git gide güçlenmiş, kalınlaşmış, nihayet gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Onlarla Allah kâfirleri böylece öfkelendirir.
Demek ki Müslüman dünyası bizler; birinci İslami Kaynak Allah kelamı olan kutsal kitabımızın buyruklarına uyup aramızda birlik ve beraberliği oluşturamıyoruz. Böyle olunca dün İngiliz, Fransız, İtalyan, Rus… bugün de ABD ve İsrail Müslümanları postallarının altında çiğnemektedir.
Çözüm: Uzun vadede, öncelikle birleşmek. Demokrasiye geçmek ve demokrasinin tüm kurallarını çalıştırmak. Bilime, sanata önem vermek. Bilim insanlarına özgürce çalışacakları ortamlar hazırlamak. Kısa vadede ise yine tüm İslam halklarının birleşip Gandi örneği pasif direnişle barbarları durdurmaya çalışmak olmalıdır.
YORUMLAR
Atalar sözünde der ki "iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır.biz bu aşamayı çoktan geçmişiz.artık çuvaldızı kendimize en acımasız şekilde batırma zamanındayız.
Neden sorusu çok geç kalınmış tabana yayılmamış bir soru.
üretmiyoruz.
akıl ,bilim,kültür ,sanat,sanayi,teknoloji çevre...gibi konularda eksiklerimiz saymakla bitmez.
demokrasimiz,adalet eğitim denetim sistemlerimiz doğru işliyor mu?
haksızlık ve hukuksuz karşısında ezici çoğunluğumuz aynı safta neden toplanamıyor
suçu ABD,AB,İsrail gibi dış güçlerde arama hastalığını bize kimler bulaştırıyor acaba?
İBRAHİM YILMAZ
Ekliyeyim, başarısız olanlar birey ya da toplum sürekli şark kurnazlığına kaçıp başarısızlık nedeni olarak başkalarını suçlarlar. Öz eleştiri yapıp olayları neden-sonuç ilişkisi içinde irdeleme, bilimi ve aklı çalıştırma yoluna gitmezler.
ve iktidarı bir şekilde kapmış olanlar aydınlanmanın önünü keserler. Eğitim-öğretim sistemini bozarlar....
İlgi ve içtenliğinize teşekkür ederim. Evet, çuvaldızı kendimize batıralım...
Emeğe ve sanata sonsuz saygımla...
Dünya ülkelerinin tamamına yakın yöneticileri ya Bilderberg, ya lions, ya rotary, yada mason kulüpleri mahsüllerden oluşmaktadır..Ülkelerin tabanları ile tavanları arasındaki uçurumlar giderilmedikçe ezilmekten,ötelenmekten kurtulamayacağız..tabi buda dediğiniz gibi birlik ve beraberliği sağlayamamaktan kaynaklanıyor..
Müslümanlar acilen kendilerini sindirilmişlikden, pısırıklaştırılmışlıktan, özgüven yitirilmişliğinden kurtulmalı..böyle gitmez seviyesine cesaretle ve ilimle gelineceğini kavramalı diye düşünüyorum..
Dönüşüm, gelişim hayra alemet gibi izlenimim var ve ümitliyim..
yazınız anlamlı, içeriği dolu ve faydalı..
teşekkür ederim..
dua ile..
İBRAHİM YILMAZ
Aklın yolu bir. Alıntıladığım fikirlerinizin altına koşulsuz imzamı atarım. Demek ki doğrularda birleşiyoruz. "
Müslümanlar acilen kendilerini sindirilmişlikden, pısırıklaştırılmışlıktan, özgüven yitirilmişliğinden kurtulmalı..böyle gitmez seviyesine cesaretle ve ilimle gelineceğini kavramalı diye düşünüyorum..."
Önemli olanda bu.
Emeğe ve sanata sonsuz saygımla.