- 788 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“Marşlara “Senden Yardım İster, Her Düşen Dara, Yetersin Sen Onlara” dizeleri ile yansıyan Başkenttir.” / Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Seçim AYDIN ve ATİD Başkanı Birol AKMAN ile Röportaj
“Marşlara “Senden Yardım İster, Her Düşen Dara, Yetersin Sen Onlara” dizeleri ile yansıyan Başkenttir.” / Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Seçim AYDIN ve ATİD Başkanı Birol AKMAN ile Röportaj
06 Ankara: Gelişmiş birçok ülkeye örnek olacak modern yapıları, Atakule ve dev giriş kapılarıyla karşılıyor bizi.
Türkiye Cumhuriyetimizin Başkenti, Anadolu’muzun ortası ve Anıtkabir’in yeri.
Geçmiş Cumhuriyetimizin 94. Yılı Kutlu Olsun.
Zaferlerimizi taçlandıran Cumhuriyetimizin ilanı, bize kazandırdığı pek çok yeniliklerin yanı sıra Anadolu halkımız yoksulluk ve alt sınıf mücadelesini verirken, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Başkenti Anadolu’muzun ortasında kurmuş ve böylelikle milletin yardımına da yetişmiştir. O dönem, silah, güç ve erkek egemenliği tüm dünyada keza böyle ön planda iken, Mustafa Kemal Paşa’m Anadolu kadınlarımızın itibar ve göçlerine güç katmıştır. Bugün de ilkeleriyle kendimize olan güvenimize güven katan, önümüzü açan Atamızı, kendim ve tüm kadınlarımız adına büyük minnet ve saygıyla anıyorum.
Cumhuriyetimizin temel niteliğinde insan hakları: “Siyasal açıdan: Vatandaş devletin ve toplumun geleceğinden kendini sorumlu tutma bilincine erişmiş bireydir. Bu bilinç “Ulusal Egemenlik” ilkesinin güvencesidir.” Anlayacağımız Cumhuriyet, demokrasi ile vatandaş terimine yer verilmiş ve tamamen halkın iradesini gözeten bir yönetim şeklidir.
Örneğin; Saltanatlarda, ayrıcalıklı kesimlere yer verildiği için eşitlikten-insan haklarından söz etmek güçtür. “Cumhuriyetimiz 23 Nisan 1920 Cuma günü, Cuma namazından sonra Hatm-i Serifler Buhari Kiraatleri ve dualarla Ankara’da açılan 1. Büyük Millet Meclisi, “Şeriatı ve hilafet makamını korumayı” bir vazife olarak üstlenir. 29 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisinde “Yaşasın” nidalarıyla kabul edildi.” Bu topraklarda rahat ve eşit yaşayabilmemiz için az emekler sarf edilmemiştir, değerini bilelim.
Başkentimizde su sorunu
Ankara ilimiz, deniz, göl ve nehir kıyılarında kurulmayan nadir illerimizden biri diye bilinir. Ancak bir diğer bilgiye göre, başkentimizin her tarafı dere ve çaylarla dolu ama üstleri kapalı olduğunu bildiriyor. Yalnız ilimizin bugünkü su ile ilgili sorunu; ne üstü kapalı su kaynaklarının olup olmaması, ne küresel ısınma ne de çevre kirliliğidir. Bizi üzen durum, su sorununu giderebilecek kalıcı çözümleri duymamız gerekirken, Kızılırmak Nehri’nin suyu irdelenmesi ve bu nehrimizden Ankara ilimize içme ile kullanma suyu olarak getirilmesidir. Bazı bilimsel verilere göre; Kızılırmak Nehrinin doğal yapısı itibariyle klorür, sülfat ve sertlik değerleri çok yüksek olduğundan suyunun sağlığa zararlı öğeler içermekte. Bu su arıtma tesislerinden geçse de gerek evsel kullanımda gerekse endüstride, suyun kullanıldığı cihazlarda sorunlara yol açtığını bildirilmektedir. Bu tespitler ne kadar doğru veya yanlış işin uzmanlarına bırakalım. Fakat hepimizin bildiği bir gerçek var ki, oda Kızılırmak Nehrimizin tabiatına zarar gelmesidir. Bir an önce başkentimizin bu problemi, yaşamın vazgeçilmez bir unsuru olan su sorunu ne insanlara ne de doğaya zarar gelmeden giderilmesini ve Kızılırmak dışındaki seçeneklerin tekrar değerlendirilmesini dilerim.
6. Haftamızda, Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Sn Seçim AYDIN ve ATİD Başkanı Sn Birol AKMAN Ankara ilimiz hakkında bizi bilgilendirecekler.
Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Seçim AYDIN’IN Röportajı
Ankara sizin için ne anlam ifade ediyor?
-Benim için Ankara, Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’nun amblemine yansıttığımız “Sevgi Çiçeği” motifinin renkleriyle ifade edilen Anadolu’dur, Türkiye’dir.
Marşlara “Senen yardım ister, her düşen dara, yetersin sen onlara” dizeleri ile yansıyan Başkenttir.
Canlı bir kültür yaşamı ile tüm salonlarını, tiyatrolarının her gece dolu olduğu 4 senfoni orkestrası ve uluslararası festivalleri ile yaşayanların ve ziyaretçilerin günlerini dolduran, toplantıların, konferansların kentidir.
Yapılması gereken ATO bünyesinde oluşturduğumuz, Ankara Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ANKZB)’nun proje üretme ve yaşama aktarma çalışmaların tüm kurum ve kuruluşlar tarafından destek verilmesidir.
Viyana gibi yaparsanız Çöp Fabrikanız kentsel bir değer kazanır; ziyaret edilir. Ya da çöp arabalarının dolaştığı sokaklarda araç kullanamadığınız, yürüyemediğiniz bir kent olursunuz.
Hızlı trenlerle kentler arası bağlar kurarsanız çevrenizde 18 saatlik bir halka oluşur, sevgi çiçeğinin ulusal ve evrensel içeriğini paylaşırsınız. Hepsi bizim elimizde, kendimizi yönetme gücümüz var, sadece çevreyi iyi okuyalım,
Mevcut duruma bakan, haline yanan insanlarla olmuyor. Ankara’da ANKZB olarak bunu kaldırmaya çalışıyoruz.
Cumhuriyetin ilk yıllarından beri kitaplara konu olan yayınlara giren Ankara özellikle tiftik keçisi nedeniyle yabancıların ilgisini çekmiş bu ticareti arkeolojik yapısı ile birleştiren Ankara tarihi araştırmaları çok eski yıllardan beri yapılmıştır. Halen KOÇ Araştırma (Keçiören) Merkezinde ilgilenenlerin başvurusuna açıktır.
Ankara kadrini kıymetini bilen gezginlerin çok keyif alabileceği yüzeysel olmayan ilgiye açık bir kenttir. Programlar böyle yapılırsa yenilikler, yeni turist tanımına uygun dünyadaki yeni eğilimlere uygun hale gelir ve yakınan yapısından övünen bir yapıya ulaşılabilir.
Kaplıcalar, Etkinlikler, toplantılar, Mutfak, Kültür ve çevresel zenginlik programlanabilir bir kaynak olarak bekliyor.
Hacı Bayramı Velinin ne gi bir öngörüyle yaptığını bilmediğimiz Roma Anıtına dayalı hoşgörü ifadesi olan Dergahı ve Edirne’ye kadar uzanan Anadolu’yu saran düşüncesi Yunus gibi gezenlerin ilgisi için Ankara’da hazır bir enerji yaratıyor.
Ben Ankara’da her konumda siyaset, ticaret, turizm, yönetim kurulu üyesi olarak yer aldım. Katkılarda bulunmaya da devam ediyorum. Yenilikçi akımların peşindeyim. 15000 diplomatın yaşadığı bu kentte yumuşak diplomasi, kamu diplomasisi alanında yapılabilecek önemli çalışmalara Başladık yakında güzel haberler vereceğim.
Ankara kentsel yapısı nedeniyle kendini dolaştırabilecek bir kent. Ancak dışardan gelenler (22 milyon AŞTİ; 10 milyon TAV) öğrenciler, TEKNOKENTLER ziyaretçileri ve AVM lerde yoğunlaşan ilgiler nedeniyle değişik bir tanıtım ağına ihtiyaç var.
GORDION AVM bir Gordion Tanıtım Merkezi olabilir. Bunu ANKAMALL de denedik, kısa bir sergi olarak ilgi oluşturdu, ancak tanıtım gelişmelerin izlenmesi gereken bir süreç . OSTİM’e yakın merkez bir sanayi açılımı için kullanılabilir. Eskişehir yolundakiler kentler arası bir nitelik kazanabilir. Yeni gardaki AVM neler var bilmiyorum. Tanıtımlardan izliyorum ama Avrupa garları gibi insanların uğrak merkezi bilgi merkezi olabilir. Anadolu Medeniyetleri müzesinde Ankara Bölümü mutlaka çok özel bir yere kavuşmalı.
Eski Garın çevresi Ankara’nın yeni Ziyaretçi ve etkinlikler merkezi olmaya çok uygun. Binalardan arındırılmış bir düzenleme ile kentin nefes aldığı Kaleden AOÇ’ye kadar ilk yapılışındaki gibi GENÇLİK veren bir merkez olabilir. Altındağ Belediyemizin projeleri HAMAMÖNÜ, ALTINKÖY her zaman ilgi alanı. KALE çevresi halen değer kazanıyor. Özel müzeler ve sanat sokakları ile.
Kültürle, sevgiyle yaşayabileceğimiz bu kent için kendi reçetemizi kedimiz yazabiliriz. Biraz etrafa bakmak, basını izlemek, dijital ortamı kullanmak yeterli.
Bir tek sorumuza cevap olarak bunca bilgileri bizlerle paylaşan Ankara Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Sn Seçim AYDIN Başkanımıza teşekkür ve saygılarımızı sunarız.
ATİD Başkanı Birol AKMAN Röportajı
Ankara denince ilk aklımıza ne gelmeli?
-Bildiğiniz gibi Ankara güzel ülkemizin Başkentidir. Ankara denince benim aklıma ilk gelen Anıtkabir’dir. Ankara’ya gezmeye gelecek yada Ankara hakkında meraklı olanlar için İlimizin neleri meşhurdur diye sıralamak gerekirse;
Ankara’da Anıtkabir, Atatürk Orman Çiftliği, Ankara Kalesi, Kızılay simidi, Beypazarı Kurusu, Ankara balı, Ankara tavası, Ankara döneri, toyga çorbası, entekke böreği, Mamak kurabiyesi, Çubuk turşusu, Kazan kavurması, Ayaş dudu, batak helvası çok meşhurdur. İç Anadolu’da, bozkırın ortasında, yemyeşil ve birçok doğal güzelliğe sahip modern bir şehirdir Ankara. Çok eski ve önemli bir yerleşim yeri olan şehir Cumhuriyet’in kuruluşu ile başkent olmuştur. Günümüzde tarihi varlıkları, doğal güzellikleri, sakin ve düzenli kentleşmesi, eğlence mekanları, sevimli ve keyifli cafe, bar ve restoranları ile her mevsim farklı güzel, yılın her dönemi yerli-yabancı pek çok kişinin ziyaret ettiği bir şehirdir.
Ankara ismi nereden gelme?
-Anadolu’da yer adlarının başlı başına öyküleri vardır. Her yer adı, bize o bölge hakkında tarihi ipuçları verir. Ankara sözcüğü hakkında birden fazla öykü anlatılıyor. Bölgede yapılan kazılar, paleolitik, neolitik, kalkolitik çağlarda burada yaşayanların var olduğunu gösteriyor. Bölgede bilinen ilk yerleşkenin adıysa Ankuva. Bir Hitit kenti olan Ankuva’nın ünlü krallarından Gordias’ın oğlu Midas, birgün bozkırda bir gemi çapasına rastlar. Frigce’de çapa anlamına gelen Ankyra adı bu yeni kentin de adı olacaktır. Bozkırın ortasında gemi çapasının ne işi olduğu birçok araştırmacının kafasını kurcalamıştı. Burada bir zamanlar bulunan bir iç deniz olduğu, denizin sonradan kuruduğu ve bu çapanın o dönemlerden kalmış olabileceği görüşleri ortaya atılmıştı. Oysa kentin adının köklerini Ankyra sözcüğünün diğer anlamlarında aramak gerekiyor. Ankyra sözcüğünün bir diğer anlamı da “yol kesen” demek. Hızla giden gemilerin yavaşlaması yada durması için kullanılan demirlere bir benzetme yaparak, yol kesen adı veriliyordu. Asıl anlamıyla yol kesenlerse, bölgenin ticari ve askeri yollarının kesi yerinde kurulan kalelerdi. Bölgede düşman saldırılarını önlemek, tüccarları korumak için bulunan bir askeri amaçlı bir hisarın sonradan büyüyerek bir yerleşim yerine dönüşmüş olması, yerleşim yerinin kalabalıklaşarak bir kent haline gelmesi daha olası görünüyor. Kent Frigyalılar’dan sonra sırasıyla Lidya, Pers, İskender, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenlikleri yaşadı. Selçuklu döneminde kentteki üzüm bağlarından dolayı Farsça engür (üzüm) sözcüğünden yola çıkılarak kente Engürü adı verildiği de anlatılanlar arasında. Bir başka rivayete göre Ankara kalesi halka angaryayla yaptırıldığından buraya angarya adından yola çıkılarak Ankara adı verilmesi.
Kültürel faaliyetleri nelerdir?
-Çağlar boyu Anadolu Medeniyetlerinin beşiği olan Ankara, Başkent olmasından sonra özellikle kültürel etkinlikleri açısından hızlı bir toplumsal gelişme ve yenileşme içerisindedir. Eski Anadolu kültüründen günümüze değin birçok uygarlığın uğrağı olan İlimizde gelenek, görenek ve kültürdeki gelişmelerin derin izlerini genellikle kırsal kesimde daha belirgin görmekteyiz.
İlin özellikle; Dikmen, Çankaya ve Gaziosmanpaşa semtlerinde eski Osmanlı mimarisinin taklidi ile başlayan akım; modern mimariye dönüşerek şimdiki çağdaş Türk mimarisinin biçim ve stiline önderlik etmiştir. Bununla birlikte Ankara Kalesindeki eski konak ve evler hemen hemen hiç bozulmadan günümüzde de yaşamaktadır. İlimizde 30 civarında resmi ve özel müze, yeni tesisleri ile bir Milli Kütüphane, 43 halk, 1 gezici ve 1 çocuk kütüphanesi mevcuttur Ayrıca ulusal ve uluslararası kongre turizmine hitap eden çok sayıda resmi ve özel organizasyonlar kültürel faaliyetleri canlı tutmaktadır. İlimizde kültür ve sanat etkinliği gösteren 343 dernek ve vakıf faaliyette bulunmaktadır. İlimizde 418 matbaa, 32 sinema, 8 devlet tiyatrosu ile 21 özel tiyatro faaliyetlerini sürdürmektedir.
İlimiz Başkent olduktan sonra müzecilik alanında başarılı çalışmalarla adını duyurmuştur. Anadolu Medeniyetleri (Arkeoloji) ve Etnografya Müzeleri Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kurularak, eserleri ile hızla zenginleşen müzelerimizdir.
Kırsal alandan alınan kalıcı göçün dışında, bir üniversite kenti olması dolayısıyla aldığı mevsimlik göç de, kültürel yaşam üzerinde etkili olmaktadır. Genç ve göreli eğitimli bir nüfus, kentte etkinliklerin oluşumunda ve tüketiminde, önemsenecek bir öğe olarak görülebilir.
Ankara’yı diğer illerimizden ayıran tarihi ya da coğrafi konumunun özelliği veya özellikleri nelerdir?
-İç Anadolu’nun kuzeybatısında yer alan Başkentimiz, Kırıkkale, Çankırı, Bolu, Eskişehir, Konya, Kırşehir ve Aksarayİle komşudur. İlimizin en yüksek noktasını 2.015 m. yüksekliğindeki Işık Dağı, en geniş ovasını 3.789 km²’lik yüzölçümü ile Polatlı Ovası, en büyük gölünü yaklaşık 490 kilometrekarelik yüzölçümü (İl içi) ile Tuz Gölü, en uzun akarsuyunu yaklaşık 151 km.lik (İl içi) uzunluğu ile Sakarya nehri, en büyük barajını 83,8 kilometrekarelik yüzölçümü ile Sarıyar Barajı oluşturmaktadır ve ilde 14 doğal göl, 136 sulama göleti ve 11 baraj bulunmaktadır. İlin başlıca akarsuları ; Kızılırmak, Sakarya Nehri, Ankara Çayı, Kirmir Çayı, Ova Çayı ve Balaban Çayı’dır. Başlıca gölleri; Tuz Gölü, Mogan Gölü ve Eymir Gölü’dür. Başlıca barajları; Sarıyar Barajı, Kesikköprü Barajı, Çubuk-1 Barajı, Çubuk-2 Barajı, Bayındır Barajı, Kurtboğazı Barajı, Çamlıdere Barajı ve Asartepe Barajı’dır.
Kara iklimine uygun biçimde Ankara’da iki tür bitki örtüsü gelişmiştir Step ve orman stepler az yağış alan çukur alanlarda ve bazı platolarda görülür. Şehrin kuzeybatısında ormanlar geniş alanlar kaplar. Beynam, Kızılcahamam, Çamlıdere ormanlarında hakim ağaç türleri karaçam, ardıç ve meşedir. Tabii ormanlara ek olarak ağaçlandırma yoluyla Ankara’nın çevresi ve baraj göllerinin kıyıları ormanlaştırılmıştır. Bu sayede Ankara, dünya başkentleri içinde en çok yeşil alana sahip şehirlerden biri haline gelmiştir.
Turistik yerleri?
-Ankara; Anadolu platosunun ortasında, memleketin tam kalbinde, eşsiz bir kent. Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış, iki kez de başkent olmuş. Cumhuriyet’in ilanı ve Ankara’nın başkent oluşuyla şehrimiz sadece yüzyıllar öncesinin değil, yakın tarihin de en önemli yerleşim yerlerinden biri haline gelmiş.
Şu anda Ankara’nın 56 tane müzesi var. Hepsi de gezilmesi, görülmesi gereken müzeler. Ankara’nın tarihi yerleri, Ankara kaleleri, Ankara camileri, Ankara evleri, Ankara köprüleri ve Ankara’nın diğer tarihi yerleri ile herkes tarafında gidip gezilecek bir şehirdir. İlk olarak Hititler tarafından yerleşim yeri olarak kullanılan Ankara’yı daha sonra sırasıyla Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Bergamalılar, Makedonyalılar ve Romalılar ve son olarak da Osmanlı Devleti ele geçirmiş ve bu şekilde günümüze ulaşmıştır. Bu kadar medeniyetin yaşandığı yer olan başkentimizde bunlardan bir çok iz kalmıştır.Ankara’nın önemli turistlik noktalarını sıralamak gerekirse;
Augustus Tapınağı, Julien Sütunu, Gâvurkale, ,Külhöyük,Ankara Kalesi, Gavur Kalesi, Kalecik Kalesi, Ahi Elvan Camii
Alaaddin Camii,Aslanhane Camii, Cenabi Ahmed Paşa Camii,Hacı Musa Camii,Kocatepe Camii ,Hacı Bayram-ı Veli hazretleri olmak üzere, Ahi Şerafeddin, Gülbaba, Karyağdı Karacabey, Yörükdede, Şeyh Behaeddin, Kesikbaş, Ahmed Taceddin, Şeyh Sadreddin, Şeyh Mustafa Karababa ve Kadı Çelebi türbeleri,Kurşunlu (Mahmud Paşa) Kervansarayı, Yeni Pirinç Hanı, Çengelli Han, Çukur Han, Taşhan, Bakırhan, Suluhan, Tuzhan, Pembehan, Attarbaşıhan, Nasuhpaşahanı ve Ayazaik ,Eski Hamam,Karacabey Hamamı,Şengül Hamamı ,Çankaya Atatürk Müzesi,Anıtkabir Müzesi,TBMM Müzesi ,Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Etnoğrafya Müzesi,Devlet Demiryolları Müzesi, Sağlık Müzesi, Hayvanat Müzesi, Tabiat Tarihi Müzesi, Ulus Meydanında Zafer Anıtı, Etnografya Müzesi ve Orduevi önünde Atatürk Anıtları, Yenişehirde Güvenlik Anıtı ve Polatlıda Sakarya Şehidleri Abidesi ,Milli Kütüphane, Augustus Tapınağı,Tulianus Sütunu, Roma Hamamı ,Gordion,Elmadağ, Kızılcahamam ,Haymana, mağara ve kaplıcaları,Atatürk Orman Çiftliği,ANFA Park, Çubuk Barajı, Gölbaşı, Karagöl, Söğütözü, Ayaş Beli, Dikmen (Çuldağ), Beyman Ormanları, Sarıyar barajı, Soğuksu, Beypazarı Tekedağı, Karagöl ormanı, Deliktaş ormanı, Milli Park, Çamkoru önemli turistik yerlerdir.
Belirgin yöresel yemekleri?
-Türkiye’nin hemen her şehrinde olduğu gibi Ankara ilinin de kendine has yöresel lezzetleri bulunmaktadır. Sebze yemeğinden et yemeğine, salata çeşitlerinden tatlılarına kadar Ankara, kendini diğer şehirlerden ayırmaktadır. İç Anadolu Bölgesinde bulunan Ankara ili, bulunduğu coğrafi şartlar itibariyle zengin bir mutfak kültürüne sahiptir.
Ankara iline özgü birçok meşhur yemek, içecek, hamur işi ve tatlılar vardır. Ama Ankara denince akla ilk gelen yöresel lezzetler Ankara Tava (Fırında), Ankara Tavası, Ankara Yaprak Döneri, Arabaşı Çorbası, Ay Çöreği v.b.Bu yemekleri türüne göre sıralayacak olursak;
ÇORBALAR: Aş çorbası, dutmaç, keşkek çorbası, miyane çorbası, sütlü çorba, tarhana çorbası ve toyga çorbası en çok bilinen çorbalardır.
ET YEMEKLERİ: Et yemekleri arasında Ankara tavası, homaça, alabörtme, calla, çoban kavurması, ilişkik, kapama, orman kebabı, patlıcanlı et, sızgıç, siyel ve siyer sayılabilir.
PİLAVLAR: Pilavlar arasında bici, bulgur pilavı, oğmaç aşı, pıt pıt pilavı yer alır.
KÖFTELER: Kadınbudu köfte, mücirim köftesi, yumurtalı köfte, tohma, tiridi köfte belli başlı köfte türleridir.
DOLMALAR: Efelek dolması, mantı, şirden dolması (bumbar), yalancı dolma ve yaprak dolması en sevilen dolmalar arasında yer alır.
BÖREKLER-ÇÖREKLER: Altüst böreği, ay böreği, bohça böreği, entekke böreği, hamman, kaha kol böreği, papaç, pazar böreği, tandır böreği, yalkı en göze çarpan örneklerdendir.
YEMEKLER: Yemekler arasında carcıran, bici aşı, çılbır, çırpma, göçe, göter, kale, keşkek yemeği, köremez, mıhlama, omaç, papara, saz, tatmak tiridi, topaç sayılabilir.
HAMUR İŞİ: Hamur işi içinde bazlama, cızlama, gözleme, nevizme, olluğun koru, su böreği sayılabilir.
TATLILAR-KOMPOSTOLAR: Tatlılar-kompostolar grubunda ayva boranası, baklava, bırtlak,daşlak, ekir, fıslak, hoşmerim, kabak tatlısı, karga beyni, kar helvası, kaygana, koyter, omaç, perçem, saraylı, tiltil helvası, tuhafiye, zerdali boranası, zerdali hoşafı, vişne şerbeti yer alır.
EKMEKLER: Ekmekler sınıflamasında bazlamacın, bezdirme, gizleme, çerpit, ebem ekmeği, kartalaç, kömbe, kete, saçkıran, serit ve yarımca yer alır.
ATİD Başkanı Sn Birol AKMAN’IN bize Ankara ilimiz hakkında kısa ve öz bir şekilde bilgi verdikleri adına teşekkür ve saygılarımızı sunarız,
Ankara
Başlı not: Ay yıldızla kaplı hatıra defterimde,
Neleri hissetmedim ki, Anıtkabir gezisinde.
“Yeniden diriliş” diyen Ata’mızın meclisinde,
Çok duygulandım, Anadolu’mun ortası şehrinde
Eller kitlenmiş, birbirinden çok farklı kültürlerde,
Tüm yüz ifadesi, bakan göz hizası aynı yerde,
Ne hacet ki sormaya, kimin nereli, neticede,
Türkiye’liler Ankara’lı, Çankaya başkentinde.
Milletin ortak duygusu, Anıtkabir gezisinde,
Edirne’ den, Kars’tan vatanın birliği sevincinde.
Zaferlerini kutluyor al bayrak var ellerinde,
İç neşemle deyip yutkundum, sözün bittiği yerde.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.