- 491 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Denge Ve dengesizlik Süreçleri 25
Yine bir sistem içindeki tüm üretim hareketini bir birim sayalım. Bu bir birim ürün, karşılıklı denklik oluş gerekliliğine göre herkese yeten bir birim tüketimdir. Çocuk, öğrenci yaşlı iş göremezler vs. bu bir birimin içindedir. Hayırlı kazanç sahibi nemacılar bu bir birim ürüne karşılık bir birim parayı ellerinde tutarlar. Ellerinde tuttukları paranın bir tane olan, zorunlu değiştirme değeri vardır. Değiştirme değeri gereği para; karşılığı olan kunduranın alınmasıyla bitmesi, tükenmesi, işlevsiz kalması gerekir.
Para değişilenle birlikte, para sahibinin elinde bitmesi lazımdı. Ortada hiç kundura yokken de kundura alacak olan para, sanki ortada var olan kundurayı alacak gibi elinizde durup duruyordu. İşte bütün oyun buradadır. Ortada hiçbir üretim ve kullanım değeri yokken para; yeniden üretilecek olan, tüm “bu bir birim ürünü” alacakmış gibi durup durmaktadır. Para üretim hareketinin kendisi olmuştur! Bu tam bir yanılsatmadır!
Para “toplam üretimin; farklı kullanım değerlerinin takasla kolay değişim yapabilmenin karşılığı” iken; para tüm bu durumuyla bir birimdir. Yani her birinin her bir karşılığının olmasıyla üretilen, tüm farklı kullanım değerlerinin üretilmiş olan halini biz, bir birim sayıyoruz. Bir birim üretim, kolay takas olması için para bu kolay takasın içine hiçbir artma ve eksilme göstermeden katılım verir.
Yani bir birim üretim; bir birim paradır. Eş deyişle bir birim üretim tüketim ne kadar parça üretim ve tüketim oluyorsa; para da o her kadar bir parça üretim ve tüketimdir. Ne fazladır. Ne eksiktir. Bu bir dengedir. Kolay takasla değişim kuralı gereği sistem içinde üretilen bu bir birim toplam ürün, bir milyar parçaysa; bu bir birim para da bir milyar parçadır.
Oyun şuradaydı. Siz bir milyar parça üretim ve tüketimi bir birim olukla üretmişken; bir birim para iki milyar parça üretim ve tüketimi yani iki birim üretim ve tüketimi alabilmenin hesap ve soyutlaması yapıla bilmektedir. Bir sektör kendi ürününü iki birim ürettiği zaman; mütekabiliyet esasına göre karşılığında da iki birim kullanım değeri alması gerekirken alamamaktadır. İki birim üreten yine bir birim kullanım değeri almaktadır. Yani karşı denge içindeki karşılık üretim bu taraftaki gibi iki birim üreten sektör olmakla artmaz. Üreten sektörler içine üretmeyen “sadece tüketen mal mülk sahipliği ile onların avukatı olan lümpen ve asalak unsurlar; üreten sistem içine sızmıştır”.
İşte para üretim artı üretim yapmadan tüketenlere göre olmakla saymaca değeri kazanır. Paranın hacmi; üretim kadar olması gerekirken, iki kat artar. İşte paranın saymaca karşılığı hacmi, iki kat artar. Hacmi arttıran ikinci katının, üretilmiş karşılığı yoktur. Bu hile enflasyon, paranın alım gücü, pahalılık vs. olukla üretenler üzerine yansır. Yani, bir birim para ≡ bir birim üretim olacakken; bir birim para ≡ iki birim üretim olmakla, tuzaklar kurulur. Paranın hacmi istendiğiniz kadar artırılabilir. Hâlbuki siz bir birim üretmişseniz bu bir birim sabaha kadar asla bir birimden daha fazlası olamaz.
Üretenlerin kendileri ikinci katın karşılığını almadıkları halde tüketeceklerinin iki katını üretirler. İşte paraya bu oyunu oynatmak için kâr, kazanç, mal sahipliği (huzur) hakkı vs. hileleri oynatılır. Her bir sektöre, iki kat ürettirilmiş ama iki kat farklı kullanım değeri tüketimi yaptırılmamıştı. Her bir sektör ≡ (denklik) esasına göre sanki farklı kullanım değeri çeşitliği içindeki tüketimleri iki kata çıkmış gibi üretenlere iki kat üretim yaptırılırlar.
İki kat ürettirilen üretimin bir katı; kumaşa karşı kundura olmakla gerçektir. Somuttur. İkinci kat ise üretim karşılığı olmayan; sanal bir karşılığa (sömürüye) göre ürettirmedir. Paranın saymaca hacimle olan alım gücü üzerine, mal sahipliği, kâr gibi üretmeyen fasonların tüketimi biner. Karşılık üretime denk gelmektedir. Bu sanal denk geliş; ticaret, helal kazanç gibi usturuplu hırsızlıklara denk gelir.
Demek ki paraya özgü yeni bir yansıma olan durum; köleci sistemin mal sahipliği olan hilesi şimdi para adamlığı sürecine evirilmektedir. Karşılığı üretilmemişken bile; paranın kendisinin tükenir olmaması nedenle para orta yerde hala takasa karşılık gibi durup duruyordu. Para sanki üretim yapmışsınız gibi bir sahipliği size zannettirir. Bu paranın birinci yanılsatma yüzü olmasının oyunudur.
Sistem bir birim üretimle, bir birim tüketimdir. Üretim ve tüketim “karşılıklı oluş” esasına göredir. Sistem içinde üretmediği halde tüketen mülk ve para sahipleri vardır. Bunlar karşılık ürün üretmezler ama üretmiş gibi karşılığı tüketirler. Tarafların tüketilecek olan karşılık ürünleri nedenle üretenleri artmadığı halde; tüketilecek olanlarla tüketenlerin sayısı artar. Böylece Mütekabiliyet esası bozulur. Siz, size karşılığını sunmayanlar için sunmayanların sahiplikleri nedeniyle onlara üretmeye başlarsınız.
Mütekabiliyet esası içine girip te mütekabiliyet esası içinde üretmeyenler; sistem içindeki “karşılıkla üreten” oluş denkliğini bozarlar. Mütekabiliyet esasına göre olan sistem içinde, karşılığını sisteme vermeden pay alanlar yüzünden; sistem içinde tüketenler artar. Bu nedenle toplam da, mütekabiliyet esasına göre bir birim üretmeniz gerekirken; mütekabiliyet içinde olmamakla iki birim üretirsiniz.
Üretim köleci sistemle önce mal mülk sahipliği için yapılır olmakla; üreten bilinç mal mülk sahipliği ilişkilerine iman ettirildi. zorunluluğun bilinci unutulmuş ya da unutturulmuştu. Şimdi de üretim para için yapılan bilinç olmakla, üretim hareketi mütekabiliyet sizle oluyordu. Üreten elinde mütekabiliyet esasına göre bir birim para tutar. Mal sahipliğinin elindeki para, üretim tüketim esasına göre bir birim olmak yerine; üretmeden sahipliği olması nedenle efendilerdeki para üretenlere göre iki birim hacme sahip oluyordu. Üretmenin karşılığı yerine, kâr, kazanç, para, mal mülk sahipliği vs.nin denkliği almıştı.
Üretime değil; kolay takasa karşılık olan para; ortam içine ikili bağıntıyla yansımaya başlar. Para Mütekabiliyet esasına göre üretim tüketim kadar olur. Üretim bir birim olduğuna göre parada bir birimdir. Üretim parçalı ve kişi başına olduğuna göre; para da üretim kadar parça; her biri üreten olan tüketenler kadar parçalıdır. Yani bir birim üretim ≡ bir birim paradır. Ne daha azı ne daha fazlasıdır.
Üretmeyenler sahipliği nedenle tüketirler. “Sahiplik üretime denk getirilmekle” süreç enfekte edilir. Üretmeyip te tüketenlerin tüketim karşılığı farklı kullanımlı bir emek üretimi olacakken; mal-mülk sahipliğini ya da para sahipliğini emek üretimi yerine koyarlar. Üretim hareketi içinde olmayan bir durum üretim hareketi gibi işlem görür. Süreç sömürü sistemine dönüşür. Tüketimim karşılığı üretim olması gerekirken; tüketenler tarafından üretilmeyenler zorunlu olurla üretim yapanlar üzerine bir kat daha yansır.
Böylece üreten kesim üzerine üretim, iki birim yansır. İlk birim; mütekabiliyet esasına göre olmakla artıp eksilmeyen kattır. İkinci kat üretim; mütekabiliyet sizce oluş esasına göre alım satım gücü olukla yine üreticiler üzerine yansımaydı. Ortada bir birim üretim vardır. Para da bu bir birim üretimin kolay takas değeri olurla bir birim olarak vardır. Ama üretmeden tüketenler sürecin içine sistem dışı olan bir anlayışla girerler. Bu anlayış takdirli mülk sahipliği olmakla birincil olanın yanına ikinci bir “kel alaka” olukla sisteme girer. Bu kel alaka nedenle para iki birim olur ve para bu kes de iki birim tüketime göre, yansır!
Mütekabiliyet esasına göre bir birim olan para; mütekabiliyet dışı, üretmeden tüketime katılan kazanç sahipleri nedenle de “bu bir birim para kel alaka nedenle iki birim anlamla yansır”. İşte bu paranın ikinci yanılsatma oyunu olur. Bu paranın saymaca yanının ikinci bir oynanan oyunu, olur. Siz karşılıklı üretim ilkesine göre bir birim üretirsiniz. Paranın saymaca yanı üretmeden tüketenler kadar olmakla; sizden iki birim üretim bekler.
İşte sistem içine üretmeden tüketim olukla katılanlar; tükettiklerinin karşılığını üretir olmadan, size tükettikleri kadar ikinci bir birim daha ürettirirler. Bu ikinci birim üretimin karşılığı; karşı tarafta size dönmeyen bir sağırlıktır. Bu sağırlığı “adalet mülkün temeli demekle” sizin duymanıza açarlar. Size dönmeyenin karşılığı sadece tüketilen olarak size ürettirilendir. Bir batında zorunlu olanın dışında ikinci kez üretimleri yapılmakla tüketilecek olanlar paranın kazancı olur! Mal sahipliği hakkı olur!
Bir birim üretime, bir birim kolay takasla değiştirme değeri olan paranın karşılığı; mütekabiliyet esasına göre dengedir. Oysa bir birim üreten ve tüketene karşı bir birim üretmeden tüketenler de üretenler üzerine tüketen bir maliyet oluşla binerler! Üretim yapmayan sahiplikler nedenle, üretip tüketenlerle birlikte, üretmeden tüketenler toplamı içindeki üretim; iki birim sayıya ulaşır.
Nasıl üretim hareketi içinde üretmeden tüketenlerle, tüketenlerin sayısı iki kata çıkmışsa; paranın saymaca yanı da karşılığı olmadan; üretim dışına çıkan anlamıyla; sahiplikler üzerinde salt tüketenlere göre değiştirme değeri olan bir anlam kazanır. Paranın mütekabiliyet esasına göre olan anlamı doğru. Ve kolay takas içinde para sadece değiştirme değeridir. Ürün değişilmekle tükenir. Para tükenmez.
Para, üretici tüketenler kadar olmakla; değiştirme değeri, anlamıydı. Bunun yanına üretmeyen mal sahiplerini de içeren sanal anlamın enfekte eden anlamı da kondu. “Böylece kolay takasla değiştirme değerinin yanına aldatan put olukla: sırf tüketenlere göre aldatan bir satın alama değerinin ortaya konmuş olması; üretim hareketini dengesiz kıldı. Adaletsiz kıldı. Süreç dengeyi sağlamak için sekansı içine; sadece tüketen olmakla sömürülen saymaca değer kadar bir payı daha, huzur hakkı olarak ürettirir. Bozulan dengeyi denklik içinde tutmağa gayret eder. Bunun diğer adı kâr payıdır: Kazançtır. Enflasyondur. Komisyondur. Kiradır. Arz taleptir. Müteşebbis payıdır. Finansmandır. Türlü türlü durumla türlü türlü dalaveredir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.