Misket kadar bir dünyada, sen ne kadar büyüksün?
İçinde yaşadığın evi kale gibi güvenli gören, Sen yaşadığın şehri büyük sanan, sen yaşadığın ülkenin sınırlarını ulaşılmaz sanan, okyanusları ve ana karaları devasa gören küçük. oysa içinde yaşadığın dünyaya bir de evrenden bak.
Sahi yaşadığın dünya ne kadar büyüktür? Sen ne kadar büyüksün.
Topluluklar arasına ileri derecede şiddet içeren eylemlerin adı savaştır.
Hani dilinizden düşürmediğiniz barışın zıt anlamlısı. Bu savaş öyle bir şeyki her şeyi yok ediyor, Sanat nedir? insanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur.
Sanat güzel ile uğraşır. Sanat yapan kişinin kattığı duygu ve ruhla eserine canlılık kazandırılır. Savaş; sanatı bitiriyor.
Kültür Nedir? İnsanoğlunun yarattığı ve yaptığı her şeydir. Bir gurubun, topluluğun ve toplumun ayırt edici değerleri, kuralları ve maddi mallarıdır, sosyolojik olarak, bir topluma ve ya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü o toplumun kültürüdür.
Belirli süreçler içerisinde değişmez gibi görünen her kültür güçlü dinamiğe bağlıdır ve ortaya çıkan yeni deneyimler ve yeni kuşakların ihtiyaçlarına bağlı olarak değişim gösterir. Ancak; bu değişimleri uluslararası oyun kurucular tarafından dayatıldığında işte tam orada kaos kargaşa meydana gelir ve savaşlar kaçınılmaz oluyor.
Oyun kurucuların din, dil, mezhep ve kültürel farklılıklar, coğrafik haritalar üzerindeki değişim talepleri insanoğlunun yüz yıllardır bir biriyle savaşmasının nedenidir.
Savaşan taraflar bazen kime neye hizmet ettiklerini hiç düşünmezler. Emperyalizmin varlığına işçilik eden ve savaşan topluluklar bir birlerinin sanatını, kültürünü ve fiziksel varlıklarını yok eder ve oyun kurucular kendi varlığını sürdür.
Yer yüzünde yaşanan savaşlar ve ortaya çıkan manzaraları gördükçe, insan bazen insanlığından utanıyor. Hangi savaşta canlar yanmadı, göz yaşı dökülmedi ki?
Savaşlardan en çok etkilenen şüphesiz ki çocuklar, yaşlılar, bakıma muhtaç insanlar ve kadınlar dan olmuştur. Çocuklar; bir ulusun geleceğinin mimarı ve teminatıdır. Kadınlar insan oğlunun annesidir, kardeşidir. Aslında bizim hayatımızda ki en değerli varlık sebebimizdir.
Bizi biz eden, bizi doğuran anaların ayağını bastığı toprağa can fedadır. Dünyada fiziksel ve ruhsal olgunluğa erişmemiş nice insanları gördükçe, inanın bazen çok üzülüyorum, birçoklarınız gibi...
Havayı, suyu, toprağı ve içinde doğduğumuz coğrafyayı, yaşadığımız evi kirletmeden, kaliteli yaşamak varken, insanlar neden bir birlerinin kalbini kırmak, öldürmek için enerjilerini harcarlar?
Birinci ve en önemli etmen bana göre; kendi kültürel ve sosyal varlıkları ile henüz yüzleşmemiş sanattan ve kültürden uzak bir yolculuk ile zamanlarını insafsızca harcıyorlar. ya da kapitalizmin dayattığı savaşları yaşıyorlar. Kültür , sanat ve spor ile yaşamlarını renklendiren, gelecek nesillere güzel bir miras bırakmak isteyen insanlar ın sayısının çoğalması için ne yapmalıyız?
Evet tam bu noktada kendimizden başlayarak, kendimizi sorgulayarak ve kendimizi kültür, sanat ve sporda başarıya ulaştırmak için ayağa kalkmalı ve üretime katılmalıyız.
Üreteceğimiz değerler gelecek nesillerin önünü aydınlatacaktır.
Umudunuz yol arkadaşınız olsun.
Yazar Kamil Üci
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.