- 1670 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çantalar okulda,kitaplar poşette !
1995 ’li yıllarda MEB "Çantasız Eğitim "adı altında bir proje geliştirmiş,özellikle ilk üç sınıftaki öğrencilerin "yük altında" ezilmelerini önlemek için de uygulamaya sokmuştu.
Amaç ve niyet güzeldi.
Çantalar okulda kalacak,eve dönerken ve sabah da okula gelirken "kuş misali" çocuklar deyim yerindeyse "uçar gibi" okula gelip,gideceklerdi.
Ama bazı okullarda bunun tam tersi oldu.
Bir gün İstanbul’da bu projenin uygulandığı bir 3.sınıfa girmiştim.Biraz sohbetten sonra,dağılma saati gelmişti.
Evet,çantalar masaların altına konulmuştu,ancak sıraların üzerinde dikkat çekercesine "poşetler" yer almakta idi.Bu işte bir "bit yeniği" olduğunu sezmiştim.Ama emin olmak için "kontrol "etmeliydim.
Çocuklara,
-Çantaları okulda bırakanlar parmağını kaldırsın dedim.
Hemen hemen bütün sınıf kaldırmıştı.Ama devam edip,
-Kitapları poşetlere koyup,eve götürenler parmağını kaldırsın dedim.
Yine manzara aynıydı.
Yani proje "sulandırılmıştı."Ya da amacından çok uzağa gidilmişti.
Burada amaçlardan biri de kitapların okulda bırakılmasıydı,salt çantanın değil!
Kitap eve taşındıktan sonra,ha çanta,ha poşet fark eder miydi ki?
Şimdi yeni bir ders yılının başındayız.
18 Eylülde okullar açılacak ama "tartışmalar" hız kesmeden sürüyor.Tıpkı 1968 ’lerdeki "yediler çengelli mi olacak,çengelsiz mi?" tartışmaları gibi.
Oysa eğitimde sorun olduğu bir gerçek ama "derine "bakmak gerek.
Programa,öğretmen kalitesine,mevzuatın boyutlarına, öğrencilerin beklentileri ile sunulanın uyuşup,uyuşmadığına ve kıyaslama yaparak dünyanın neresinde olduğumuza gibi konular hayati önemdedir.
Ve "ne öğreteceğimizden" ziyade,çocuklar "nasıl öğrenirler" konularına da kafa yormak gerek.
Yukarıdan aşağıya bir idari yapı olan "hiyerarşi" yerine-yani yönetim-,çevrenin de görüş ve katkılarının alındığı bir modele yani "yönetişime" geçmek de şart bence.
Yoksa daha çok tartışır,durur ve dünya sıralamasında yerimizin çok da iyi yerde olmadığını görmeye devam ederiz.
Ama çocuklar umuttur.
Onların gözlerindeki parıltının hiç kaybolmaması dileğimle.Bu anne-baba,bakanlık,öğretmen,servis şoförü dahil hepimizin görevidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.