Ey akıllı milleti
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İki kez sayfama girdim yazı yazmak için internet bağlantım kesildiği için yarıda bırakı gönderemedim.
diliyorum bu sefer aynı sorunla karşılaşmam..
Bugün insanlık için olağan belki ama benim için her zaman olağanüstü bir olayı gözlemledim. Bana
biraz uzak bir mesafeden olsa da. Karşıdan engelli arabası gibi görünen bir aracın çevresine insanlar
toplanmışlar, yerde sanki sadece kara bir ceket gibi duran yaralıyı seyrediyorlardı. (Olayın iç yüzünü
anlamak için keşke yanlarına gitseydim.)Ne olup bitiyor.Acaba engelli arabasına bir araç mı çarptı da
geçti derken. 112 acil servisi geldi. Başları türbanlı hemşireler ve bir görevli hızla indiler. Yaralıyı
benden taraf bir araç örttüğünden yapılan işlemi göremedim.Az sonra 112 aracı gitti.Çevrede biriken
kişiler de dağıldılar. Ben olayın şokuyla hâlâ pencerenin önünde duruyor. Ne oldu bitti diye kendimce
sorguluyordum. Yaralının yattığı yerde kan falan var mı diye görmeye çalıştım. İki iz görünüyordu.Ben
daha yerimden ayrılmadan bir genç geldi, özürlü arabası sandığım küçük aracın yanına.Üstüne oturup
motoru çalıştırdı. Son hızla huzurevi yolunda jet gibi uçtu. Bu bir engelli aracı değilmiş meğer. Yaralı
kişi de engelli değilmiş. Sanıyorum bu kişiye bu motorsikletli kişi çarptı. Öyleyse bir insanı yaralayan
belkide ölümüne neden olan kişi neden serbestçe motoruna binip uzaklaştı. Hem de yediği halttan az
sonra. Bu hızla bir kişiye daha çarpıp yere devirebilir.
Burada nerde adalet, nerde insanlık diye soruyor yüreğim. Bizler nasıl insanlar olduk.Deli miyiz yoksa
akıllı mı? Akıllılarımız böyleyse, acaba delilerimiz nasıl? Çıldırmamak işten bile değil. Ey dünyamızı
yönettiğini iyi idare ettiğini düşünen akıllı milleti. Biraz geri çekilin de bari şu deli sandığımız kişiler
yönetsin dünyayı. Her yerde kan gözyaşı, açlık ve daha tanık olmadığımız neler neler..
Not: Bugün kaza olan yere gidip bakan komşularıma apartmanın kapısında rastladım. Hemen dünkü
kazayı sordum. Ne oldu, nasıl oldu diye. Bu motorun kasasına seksen yaşlarında bir adamı
oturtmuş götürüyormuş, sanıyorum daha sonra motoru gelip götüren genç. Motor yana yatıp
devrilmiş. Yaşlı adamın omzu kırılmış. Kafası gözü yarılmış. Hastaneye götürmüşler. Komşular
alel acele bir yere gidiyorlardı. Bu kadar öğrenebildim.
07. 08. 2017 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
" Başları türbanlı hemşireler ve bir görevli hızla indiler"
Bunun yerine; "şortlu hemşireler ve bir görevli" deseydiniz yine aynı tepkiyi alacaktınız. Oradaki vurgu hiç şık durmamış ve bunu söyleyince alınmışsınız. Yazarken kasti bir nedeniniz olmasa bile, okura hoş gelmediyse ve genel kanaat böyleyse çıkacak bir sonuç olmalı nihayetinde.
Selamlar.
glenay
Orda türbanlı hemşireler varsa vardır. Şık duru durmayacağına bakmam.
Bu yüzden kaybetsem de doğruyu yazarım; bildiğim, gördüğüm doğruyu.
Eleştiri kervanına katılayım dediniz yani..
Teşekkürler,
selâmlar..
Burada yorum yazan Özlem hanım sayfama bir iki kez uğramıştır. Onun dışında bazı yerlerde doğru tespitlerine rastladım ve takdir ettim. ( başka yazılardan bahsediyorum) Başka ca tanışmışlığım yoktur.
Gelelim Devrim hanıma cevaba ;
Bakınız efendim bu sayfaya yazdığımız herşey zaten seçki kurulu ve yönetim tarafından okunuyor. Yani kendi aramızda mesajlaşmıyoruz... Demek ki yazının güne gelmesinden hoşlanmadım derken bu yazıyı güne getiren ekibe bir eleştiri yapmış olduk zaten. Gereksiz savunmacılığa soyunurken acaba kurduğunuz saygı falan sözleri ile o bahsettiğiniz seçki kuruluna bu sayfada fırsat yaratıp yağcılık mı yaptınız pek bilemedik.
Nazik hanım ben size oldukça düzeyli ve elimden geldiğince usturuplu bir eleştiri yaptım.Sözlerimi istediğiniz şekilde degerlendirebilirsiniz. Bu sitede bildiğin çöp diyebileceğimiz yazı müsveddelerini paylaşanlar var. Neden gidip onlara bir şey demiyoruz bir düşünün. Çünkü sizde bir ışık var ve isterseniz çok daha iyisini yazabilirsiniz.
Bu yazıyı bir kaç gün uğraşıp sayfaya koysaniz muhteşem bir eder okurduk belki de. Bunları söylemenin nesi yanlış?
Ama tepkileriniz ve verdiğiniz yanıtlar yanılgı da olduğumu düşündürdü. Eski sempatim yok diyebilirim.
Sevgilerimle
Yanlış yere eklemişim son yazdıklarımı; özür dileyetek buraya yeniden ekliyorum.
Hımmmm... şimdi netlik kazandı her şey...
Demek ki bugüne kadar sayfanıza gelip beğendiğimizi belirtmediğimiz için eleştiri yapmaya da hakkımız yok. Ama sitenin böyle bir kuralı olduğunu hic duymadım ben; yani "en az bir kez bile beğenmediğiniz bir kisiyi eleştiremezsiniz" diye bir şart yok.
Ve hani yorulmuştunuz Nazik Hanın?! Dinlendiniz de tekrar mı geldiniz yorumlara cevap yazmaya? Bu arada keşke biraz da düşünüp taşınsaydınız...
Dokuz yıldır bu sitedeyim. Kimseyi gereksiz yere pohpohlamam veya yermem. Sizi eleştiren diğer üyeleri okurum evet; ama hiçbiriyle canciğer kuzu sarması değilim. Hoş; olsam da değişmez benim için. Yeri geldiği için söyleyeceğim; lisede teyze kızının dersine girip hak etmediğine inandığım için dersinden geçer not vermeyen biriyim ben; yani hakkaniyet duygum gelişmiştir.
Sanırım siz de sadece övgü isteyen üyelerdensiniz. Evet; sayfanıza ilk kez yorum yazmıştım; ama itidalli bir yanıt alsaydım çok daha sık gelecektim belki. Bir okuyucu kaybettiniz mesela; bilmem bu size bir sey ifade ediyor mu..?
Neyse...
Son cevabımdır bu. Çünkü asgarî paydada bile aynı dili konuşmuyoruz maalesef...
Esenlikle...
glenay
Diyorum ya bana bir eleştiri yetti de arttı.
Diğerleri gereksiz geldi..
Hâlâ kendimi toparlayabilmiş değilim.
Siz ve başkaları
bir yerlere toplanıp beğeni yapmaya devam edin.
Zaten okumanızı veya insanın kendisini düzeltecek yönde yorum yazmanızı
beklemiyorum.
Ben sizlerle aşık atamam.
Ooo sizler nerde, ben nerdeyim..
Ben kendi halinde okuyup yazan biriyim..
Bırakın beni..
Aynur Engindeniz
Sevgili Nazik içten ve güzel bir yazıydı. Turbana da takmadım. Seni tanıyorum başını örttüğünü de biliyorum.
Gün başarını kutlarım. Sevgiler güzel yüreğine. Selamlar.
glenay
Yazının içinde türban geçince anlatmak istediğimi bozmuş mu canım sen söyle. İyi ki yazı güne düştü.. içini döktü bazıları..
Selâmlar sevgiler, iyilikler canım.. öpüyorum..
Özlem Tarhan
Demek ki bugüne kadar sayfanıza gelip beğendiğimizi belirtmediğimiz için eleştiri yapmaya da hakkımız yok. Ama sitenin böyle bir kuralı olduğunu hic duymadım ben; yani "en az bir kez bile beğenmediğiniz bir kisiyi eleştiremezsiniz" diye bir şart yok.
Ve hani yorulmuştunuz Nazik Hanın?! Dinlendiniz de tekrar mı geldiniz yorumlara cevap yazmaya? Bu arada keşke biraz da düşünüp taşınsaydınız...
Dokuz yıldır bu sitedeyim. Kimseyi gereksiz yere pohpohlamam veya yermem. Sizi eleştiren diğer üyeleri okurum evet; ama hiçbiriyle canciğer kuzu sarması değilim. Hoş; olsam da değişmez benim için. Yeri geldiği için söyleyeceğim; lisede teyze kızının dersine girip hak etmediğine inandığım için dersinden geçer not vermeyen biriyim ben; yani hakkaniyet duygum gelişmiştir.
Sanırım siz de sadece övgü isteyen üyelerdensiniz. Evet; sayfanıza ilk kez yorum yazmıştım; ama itidalli bir yanıt alsaydım çok daha sık gelecektim belki. Bir okuyucu kaybettiniz mesela; bilmem bu size bir sey ifade ediyor mu..?
Neyse...
Son cevabımdır bu. Çünkü asgarî paydada bile aynı dili konuşmuyoruz maalesef...
Esenlikle...
Aslında başlık defter okuyucularına çok uymuş.
Sanki bir şeylerin öcünü alır gibi yazara/yazıya bu denli yüklenmeler..
Görünen o ki defterin kaliteli meyve veren ağaçları bu yazıyı güne getiren ve buna değer bulan tümü edebiyatçılardan oluşan seçki kuruluna eleştiri getiremiyor. Eski vakur saygın terbiye sınırlarını bilen üyeler gibi davranamıyor.
Burası Nobel Ödülü verilen bir alan değildir. Her üyenin kendi yeteneği bilgisi ve isteği doğrultusunda yazıp çizme özgürlüğüne sahip olduğu amatör bir sitedir.
Kimsenin diğer kişiye bilgiçlik öğretmenlik hocalık gösterisine kalkışmaya hakkı yoktur.
"Gittikçe anlıyorum ki edebiyat; insanlığın ortak malıdır ve her yerde, her zaman yüzlerce; ama yüzlerce insanda ortaya çıkar, biri ötekinden biraz daha iyi becerir ve ötekinden biraz daha su yüzünde kalabilir, hepsi bundan ibaret.
Özlem Tarhan
Buraya olumsuz eleştiri yazan herkesin yönetimi eleştirebilecek kadar da yüreği vardır emin olun.
Ve biraz da sakin olun lütfen; bodoslama dalmaya gerek yok. Kendi sağlığınız için en azından..!
glenay
Eleştiri dozunda olursa ben de kabulüm ama bence bu kadar olmaz.
Niyetlerini anlamış değilim.
Üstelik sayfama uğrayıp bir beğeni bile yapmayan kişiler..
Ben bu yazının edebi olması için bir uğraş vermedim.
Gönüllerine sağlık seçici kurulunun anlatım demek ki hoşuna gitmiş,
güne seçmişler..
Ben yoluma bildiğim gibi devam ederim.
Beğenmeyen yazımı, şiirimi okumaz o kadar.
Ben öyle yapıyorum.
Nasıl yazdığını bildiğim, beğenmediğim kişilerin yazısını okumuyorum.
Size tekrar teşekkürler,
sevgiler..
Filiz Şahin.
Değerli Nazik Hanım;
Keşke yazı yazmaya ayırdığınız vaktin birazını olsun, yorumları tarafsız ve gerçek bir yazar kimliğiyle okuyup anlamaya ayırsaydınız...
Yazıda;
1. Asıl amaç, "nereye gidiyoruz" gibi önemli bir noktaya parmak basmaktı madem; o hemşirelerin türban veyahut başörtüsü konusu neden vurgulandı; kaldı ki; önemli olan ne olursa olsun işini iyi yapmak değil midir? Bir hasta, doktor ya da hemşireyle karşı karşıya geldiğinde bununla mı ilgilenir, yoksa kendisine nasıl muâmele ettiğiyle mi?!
2. Yazıda cidden çok fazla imlâ hatası var; sadece klavye hatası ya da dikkatsizliktendir
diyemeyeceğimiz kadar çok. Bu konudaki hassasiyetinizi artırıp hatalarınızı düzeltme konusunda ciddi bir eğilim göstermelisiniz derim ben âcizâne...
3. Biraz daha anlayış lütfen... Bir yazı yazıp onu bunca insanın beğenisine sunuyorsanız, beğenilmeme veya onaylanmama ve dolayısıyla eleştirilme ihtimalini de baştan kabulleniyorsunuz demektir. Ki sizi eleştiren isimler bu sitenin ciddi meyveler veren dopdolu ağaçları...
Sevgi ve hoşgörüyle kalın lütfen...
Özlem Tarhan tarafından 8/8/2017 3:54:14 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
Cevap vermeyeceğim.
yazı ve şiirlerimi doğrudan bu sayfaya yazıyorum.
Beni okuyan böyle kabul etsin.
Şu defter var ya şu defter bana neler öğretti neler! Bazılarında Ne çok başörtüsü türban her neyse sevgisi korumacılığı var.Ana konuyu unutup buna yormuşlar akıllarını. Gariplikler ülkesinde bir garip yolcu işte!
Emeğinize sağlık.
glenay
içimi rahatlattın.
Yazıya türban yakışmamış.. Sanıyorum böyle bir yazı da yazmam gerekecek.
Bir etkii yorum hakkım olsaydı yorumunuzu seçerdim.
Ben ne anlattım, onlar ne anladı..
Tekrar teşekkürler,
sevgimle..
Nazik hanım lütfen yanlış anlamayın.Yazınızın güne gelmesini hoş karşılamadım. Daha önceki yazılarınızda da imla hataları çoktu.Ancak burada affedilemeyecek kadar çok. Yazdığınız içeriğin edebiyat açısından nerede olduğunu bilemedim. Olayı anlatış tarzınızdan kaynaklı bir sıradanlık var. Duygularınızı ifade edişinizde aynı sıradanlıkta.
Bir resim yapmışsınız ve buradan bakınca sadece taslak gibi duruyor. Öyle bile olsa bir eskize bakınca muhteşem diyebilmeliyiz oysa. Güzel bir tablo yaratmak için emek vermek gerek.
Ben yazdığım yazıların mükemmel olduğunu düşünmüyorum. Sizden iyi olduğumu da söylemiyorum. Ama ben isterim ki sizi okuduğumda öğrenebileyim. Damakta unutulmaz bir tat bıraksın Nazik hanım. Şiirleriniz gibi olsun yazılarınızda.
Daha önce bu netlikte bir eleştiri yapmadım size. Kırılgan bir yapınız var .Sizi üzmek hiç istemem.Ama çaba harcıyorsunuz madem birileri gerçekleri söylemeli diye düşündüm.
Bir fikri eleştirmek konusu mesela. Başında türban var diye asla kimseyi ötekileştiremeyiz. Bir insanın neyi temsil ettiğini uzaktan bakarak anlayamayız. Bizim kurumda mini etekli bir müdüre hanım fikren iktidar yanlısı olmadığı için öyle çok kişinin canını yaktı ki görmelisiniz. Hanımefendi Atatürk düşmanı,rejim değişikliğini savunan, altındaki memurlara gestapo gibi davranan bir vicdansız. Onu sokakta görseniz beynindeki kötülüğü asla fark edemezsiniz.
Bu sadece sıradan bir örnek Nazik Hanım ve inanın çalıştığım ortamdan size buna benzer pek çok örnek verebilirim. Lütfen insanlar hakkında peşin hükümlü olmayınız.
Kırıcı olduysam özür dilerim.
Sevgilerimle...
glenay
Bu yazıyı buraya edebiyat parçalamak için yazmadım.
Böyle olsaydı daha ağdalı süslü sözcükler kurar, sizin gibileri de memnun ederdim.
Eleştirinizi sonuna kadar okumaya bile dayanamadım.
Gerçekten çok kırılgan, nazik bir yapım var.
Bunca eleştiriniz varsa mesaj bölümünden yazabilirdiniz.
Şiirlerimi de okumamanızı tavsiye ederim, çünkü ben sizin yazdıklarınızı
okumayacağım. İsterse saatlerce uğraşın yazmaya..
Ben ne yaptığımı, yazdığımı biliyorum.
Herkes önce kendini eleştirsin..
Den(iz)
Aynur Engindeniz
Nazik abla bu yazın neden güne geldi?
Gördüğün olay ki tamamını da görmemişsin, gördüklerini yorumlamışsın yanlış anlama tenkit etmek değil amacım anlamaya çalışıyorum.Anlamıyorum. Yazarken edebi sanatları mı kullandın bilemedim.Kusura bakma ancak şu da var ta kimse kimseye çarpmadıysa! ya yerde yatan epilepsi nöbeti geçirdiyse veyahut kalp krizi vb. Bir de başları örtülü att'ler var şayet kafalarında deve hörgücü gibi bir yükselti yoksa benim için sorun yok o canlar sadece samimiyetle inançları gereği başlarını örtmüştür, Allah için örtünüyordur, ha deve hörgücü gibi yükselti varsa onlar siyasidir türbanlı derim. Bu benim için ölçüt sadece beni bağlar.
Yazılarını okumak güzel akıcı yazıyorsun lafı dolaştırıp bunaltmıyorsun okurunu sadece bu sefer ki yazın zanla yazılmış gibi geldi bana ondan sordum.
glenay
Karşıdan gördüm dediysem sadece büyük bir cadde kadar mesafe vardı
aramızda. Ve o araç, eğer dediğin gibi olsaydı anında yok olurdu. karakol da bizim buraya yakın sanıyorum sürücünün sorgusu yapıldı karakolda.
Eğer epilepsi hastası olsa 112 aracına bindirilip götürülmezdi. Orada düzelmesi beklenirdi. Benim teyzemin kızı epilepsi hastasıydı, bilirim.
Türbanı sadece türbanın artık her yere girdiğini belirtmek için yazdım. Yoksa öyküde ne işi var.( Ayrıca belki bilirsin benim de başım örtük. Sadece siyaseten kullanılmasına karşıyım.)
Zan nedir ek anlamadım.. Yazımı güne getiri demedim. Ayrıca güne değer gördülerse çok teşekkür ederim..
Teşekkürler..
Filiz Şahin.
Kaleme alınnış bu yazının konusu
Günümüzde sıkça rastladığımız ve
Dönüp bakmadığımız bir olay yani
Sosyal çürümüşlüğümüzün resmi.
Ben asıl dünyayı deliler yönetmeli
Sözcüğüne hak verdi...
Cevat Fehmi Başkut-un buzlar çözülünce isimli eserindeki deli kaymakam gibi yöneticiler lazım bu dünyaya..(bu eserin filimi de çekilmşşti.....deli deli küpeli.. Rahmetli Kemal Sunal oynamıştı) yoksa bu dünyanın gidişi gidiş değil
Selam ve saygılarımla
Tebrikler Nazik şairim
glenay
Akıllıların dünyasını görüyor yaşıyoruz.
Deli saftır, iyidir..
Çok teşekkürler Ahmet bey,
Selâmlar..
Düşündüklerinizde haklısınız da hemşirelerin başında ne olduğunu vurgulamaktaki maksadınız neydi orayı anlayamadım? O kadar alakasız duruyor ki o cümle orada, yazının bana göre bütün iyi niyetini silip süpürüyor. Ayrıca türban değil, başörtüsü.
Saygılar.
glenay
Ben başörtüsü örterim. Katlayıp üçgen şeklinde başıma koyarak, önden bağlarım bu başörtüsüdür.
Türban ise.. önce başlarını, saçları uzunsa topuz yaparlar en tepede. Üstüne bakın adını unuttum- o bebe takkesi gibi şeyi saç hiç görünmeyecek biçimde bağlarlar. Üstüne de kocaman eşarplarını iğnelerle
uç-muç hiç bir yeri çıkmayacak şekilde benim tabirimle düdelerler..
Türbanı aslında bir amaç güderek yazmadım yazıya. Sadece gördüğümü, gözlemimi eksiksiz aktardım. Türbandan rahatsız olan varsa, o onların sorunu..
Yorumunuza teşekkürler..
Aynur Engindeniz
Siz başörtünüzü o usül bağliyorsunuz diye doğrusu odur anlamına gelmez. Simdi burada örtü nasıl olmalıdır geyiğine girmeyeceğim. Şu kadarını söyleyeyim islama uygun başörtüsü hic saç ve boyun görünmeyecek sekilde olandır. Şimfi siz bunu başka argümanlarla çürütmeye kalkarsınız bası kapalı asagısı acık falan gibi. Buna hiç gerek yok. Bizim derdimiz bizle değil hiç de olmadı. Bu siyasilerin çirkefliğidir.
Saygılar.
Evet sevgili Glenay dost, insanlik ve adalet maalesef kayıp. 2005 yilinda motosıklet kazasinda 17 yasında kaybettiğimiz kardesimin kizi acibadem hastanesi cok yakin mesafede oldugu halde bilirkisinin gec gelmesiyle hayatini kaybetti, derinden bir of cekiyorum bu yanlislara.tebrlikler dost.slm.lar.
Oya gedik tarafından 8/8/2017 3:26:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
Güzelim insanlarımız yaşayacakken bir küçük gibi görünen ama oldukça
önemli detaylar yüzünden hayatlarını kaybediyor.
Başın sağolsun kardeşime çok üzüldüm.
Ne ilginç ki sevgili Nazik...ne mi ilginç olan?
Bu gün bir yazıya yaptığın yorum neticesi yazını yazdığını fark ettim ve bu eşsiz bir hoşluk kattı yine ortama.
Aslında bu gün bir yazı asacaktım ki senin yazını okuduktan sonra fark ettim ki bu gün başımdan geçen güncel aktarımlar var madem günümde neden olmasın deyip bunu kaleme aldım.
Bu ışığı seviyorum bazen okuyoruz ve susuyoruz zira çok derin düşünmek çok da olası hele ki insanın kafası karışık ve aklı dağınık oldu mu.
Sessizlik bile çok şeye delalet değil mi?.
Kutluyorum canım gün başarını.
Ve sevgilerimi bırakıyorum.
En iyi dileklerimle sevgili arkadaşım.
glenay
Bir arkadaşımın yazısı yazıyı anında yazmama neden oldu. Çünkü bire bir örtüşüyordu.
Şiir yazarken de bir arkadaşıma yazdığım yorumdan ilham aldığım olur bazen. :)
Çok teşekkürler dikkatine..
Selâmlar sevgiler canım arkadaşım..
glenay
Çok teşekkürler canım arkadaşım,
iyi geceler, sevgiyle..
İnsan sürekli geçmiş yılları, gençlik yılların, bu gün yaşadıklarımızla karşılaştırdıkça
hiç iç açıcı bulmuyor.
Büyüdükçe insan daha karamsar olduğundan mı yoksa hakikaten birine alışmadan diğeri meydana gelen garipliklere, değişimlere alışamamaktan mı?
Bilemiyorum :(
glenay
Yorumunuza çok teşekkürler,
sevgiyle..