- 751 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kapıyı Son Çalan Haberci...
yorgundu kadın, kendinde değildi
torunlarını gözetiyor, uzaklara dalıyordu
yılgın bir rüzgar sarmış gibiydi içini
ciğerlerinin yağı eriyordu sanki…
bir ateş gelmiş yakmıştı her şeyini
bir o görebiliyordu…önüne yığılan külleri
elindeki emanete baktı adam
bu kaçıncı mektubu taşımasıydı hatırlamadı
sanki yüz yıllık bir acı taşıyor gibiydi
dimdik durmak…teselli olmakta gerekliydi
göğsüne dokundu…sancı vardı
her an düşecekti toprağa…direnecekti!
kadın yorgunluktan sedirde uykuya dalmıştı
oğluydu kınalı saçlarını okşayan…
“anam diyordu anam hakkını helal et”
o sıra evinin merdivenleri çıkan bir adam da vardı
kapıyı çalıyordu…tok bir sesti seslenen
torunlarının başına toplanmasıyla uyandı
“nine bir adam geldi seni çağırıyor” demişlerdi
kadın şaşkındı…tuhaftı kısa bir an dalmıştı…
torunlarından destek alarak ayağa kalktı
misafir içerdeki oda da onu bekliyordu
kadın içeri girer girmez ayağa kalktı
hal hatır soruldu ayak üstü
kadın anlamıştı bu haberciydi…rüyasında beklediği
göz gözeydiler…ikisi de aynı acıyı paylaşıyordu
adam mektubu çıkardı cebinden
tam okuyacaktı ki kadın susturdu
“ahmet’imin ruhu şad olsun
sende yorma kendini…”dedi
adam kadının ellerine yapıştı
“mehmetcik’ ellerinden öpüyor anam” dedi
kadının dili tutulmuştu…askeri şehit olmuştu
haberci vazifesini yerine getirmişti
vatan uğruna toprağa sarılan bir yiğidin
son emanetini teslim etmişti
sanki bütün habercilerin…acısını yüklenmişti
bir anaya söylenmesi en zor olanın habercisiydi
kadın ayağa kalktı…habercinin gözlerinden öpüp
“tüm mehmetlere benden selam söyle” dedi
bir ana acısının yangınında yanarken
gölgede serinleyen mehmetlere son selamı göndermişti…
İlknur Köknar (Sokak Kaçkını)