- 1157 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ALLAH BELANI VERSİN PİS SÜBYANCI.
İki gün önce yazdığım ’ Hepiniz Tahtalıköye Gidersiniz İnşallah’ Başlıklı yazımda ülkemizde adı Tahtalıköy olan pek çok köy olduğunu, bunlardan birinin Mesela Tokat İli Niksar ilçesine bağlı olduğunu ama yazımda ondan değil Kocaeli ilinin Karamürsel İlçesine bağlı olan Tahtalıköyden bahsedeceğimi belirtmiştim.
Yazıya yorum gelmiş: ........’Gelelim, Tokat ilimizin Niksar ilçesindeki Tahtalıköye.......
Besbelli ki yazının tamamı okunmamış. Çünkü ben Karamürsel’in Tahtalıköyünden bahsediyorum ve yazıya koyduğum resimler de oraya ait.
Neyse yine de teşekkürler. En azından bir kaç satır da olsa okunmuş yazı.
Şimdi gelelim yukarıdaki resimdeki olaya.
Bu resmi bir öğrencim paylaşmış.
Resmin altında Sözcü Gazetesi ibaresini görünce kendisi de dahil bu resmi gören hiçbir Allahın kulu resimle ilgili haberi okuma zahmetine katlanmadan yorumları sıralamışlar.
Şöyle:
BİR YORUMCU-İğrenç sübyancı
RESMİ YAYINLAYAN ÖĞRENCİM- Evet çok iğrenç ne yazık ki
BİR BAŞKA YORUMCU- Allah’ım milletimize akıl fikir versin millet iyce yoldan çıktı ortalık berbat.
RESMİ YAYINLAYAN ÖĞRENCİM- Allah çocuklarımızı korusun çok korkuyorum onların başına geleceklerden
BİR DİĞER YORUMCU- Yuh. Yok artık.
Hani bir yazımda bahsetmiştim. Rahmetli annem eve aldığımız gazeteleri eline alır, bazen dakikalarca bakardı. Biz ’ Anne! okuma yazman yok ama gazeteyi elinden bırakmıyorsun’ Dediğimizde ’Resimlerine bakıyorum evladım’ Diye cevap verirdi. İşte bu öğrencim ve onun paylaşımına yorum yapanlar da aynı durumda. Okuma yazmaları olduğu halde maalesef resimlere bakıyorlar. Çünü sadece resimlere değil,resimlerle birlikte verilen linke bir göz atsalar olayın çok farklı olduğunu görecekler.
Resimde ne var peki?
Gördüğünüz gibi 35 yaşında bir erkek 11 Yaşında bir kız ve 40 yaşlarında bir kadın.
Kıyafetlerden anlaşılacağı gibi küçük kız gelin, 35 Yaşındaki erkek damat, 40 Yaşlarındaki kadın da küçük kızın annesi.
Böyle baktığınızda gerçekten de ortada iğrenç bir durum var. Yani bir çocuk gelin olayı.
Ama olay tam olarak böyle değil.
Bakın olayın aslı ne?
Yazının linkini : bit.ly/21j3zy7 Tıklayıp okuyalım.
’ABD nin Newyork kentindeki Times meydanında yapılan ve dünya çapında büyük yankı uyandıran ’ Çocuk Gelin’ deneyinin bir benzeri Antalya’da yapıldı. Antalya Rotary Kulübünün Atatürk Parkında gerçekleştirdiği ’ Toplumsal Duyarlılık Testi’ adlı deneyde damatlık giyen 35 yaşındaki Kenan Yelken, gelinlikli 11 Yaşındaki tiyatro oyuncusu Deniz Kaynak ile el ele tutuşarak Halkın içinde gezdi. Pazar günü olması nedeniyle kalabalık bir ortamda yapılan deneyi gerçek sananlar, çocuk gelini görünce büyük şok yaşadı.Bazı kişiler damada tepki gösterirken, bazıları da polisin neden duruma müdahale etmediğine şaşırdıklarını belirtti. ’
Yani efendim olay bir ’Toplumsal Duyarlılık Testi’ O an Antalya’da Atatürk Parkında bulunan insanlar bu testten başarı ile geçmişler olaya koydukları tepki ile. Ancak bu olayın resmini sosyal medyada paylaşanlar maalesef sınıfta kalmışlar olayın bir mizansen olduğu yolundaki haberi okumadan sadece resme baktıkları için. Çünkü ortada ne bir sapık sübyancı var, ne çocuk yaşta bir gelin, ne de on bir yaşındaki kızını neredeyse kendi yaşında birine eş diye veren bir anne...
Bu arada benim gözümden kaçmayan bir durum daha var: Hani derler ya ’ Şeytan ayrıntıda gizlidir’ Diye...
23 subat 1905 günü ABD de avukat Paul Harris, kömür tüccari Silvestre Schiele, maden mühendisi Gustav Loehr, tüccar terzi Hiram Shorey adlı dört Yahudi tarafından tarafindan kurulan ve ilk toplantılarını dönüşümlü olarak kendi evlerinde yaptıkları için ’ Dönüşümlü’ anlamına gelen ’Rotary’ adı verilen, sadece beş yıl içinde yani 1910 da 16 şube açan, bu gün ise tüm dünyaya yayılmış Uluslararası bir örgütlenme olan bu Masonik ( kendileri reddetse de öyledir.) teşkilatın böyle bir testi yapması hiç kimsenin midesini bulandırmamış her nedense. Ama dediğim gibi: Okumak yerine resimlerine bakıyoruz. Hoş okusak da beynimizi sadece bir noktaya yönelttiğimiz için başka ayrıntıları göremiyoruz ya o da işin bir başka üzücü tarafı.
Pis sübyancılara her zaman tepki gösterelim ama artık şu Erol Taş’ı oynadığı kötü adam karakterinden dolayı kötü bir adam zannederek Adana’da taş yağmuruna tutan eski Yeşilçam filmleri fanatikliğinden de kurtulalım. Ne Kenan Yelkenci adlı oyuncu pis bir sübyancı ne de Deniz Kaynak adlı o küçük kız mağdur bir çocuk gelin.
YORUMLAR
Yurt dışında yayınlanmış bu çocuk gelin videolarından bir kaçını ve halkın durumu gördüğü an verdikleri tepkileri izlemiştim.
Bir yazıyı gördüğüm zaman tam anlamadan asla yorum yapmam. Verilmiş bir link varsa da ille ki bakarım. Artık hakikaten okumaz bir toplum olduk. hatta sosyal medyada kelimeler kuşa döndü, resimlere yazılara yorum yerine ikonik simgelerle cevaplar veriliyor veya hiç okumadan aman gönlü olsun kişinin diye beğen tuşlarına basılıyor vs.
Daha neler göreceğiz bakalım.
Toplumsal duyarlıklı bir yazı daha Usta Kalem'den. Bilerek mi yapıyorsunuz bilmiyorum ama yazınız, birden fazla sosyal probleme dikkat çekiyor özünde.. İşte benim, yazınızdan çıkarımlarım ve...:
Okuyup, araştıran, öğrenen ve bilen bir toplum değiliz.
Çocuk gelinler ve sübyancılık gibi sosyal yaralarımızda bile, toplum olarak cılız sayılabilecek tepkilerimiz oluyor sadece.
Rotary vb pek çok örgütün kendilerini gösterdikleri yüzünden daha önemli olan, gizledikleri yüzüdür. Ki bana göre de esas önemli olan durum budur. Bahse konu örgüt ve benzerleri masonik yapıları kontrol eden üst yapılar, armageddon savaşının yaklaşmakta olduğunu düşünüyorlar ve bu savaşın yaşanacağı varsayılan bölgeyi, muhtemel ki bu özel savaşın özel şartlarına hazır hale getiriyorlar.. Ortadoğu'da son yıllarda yaşanan gelişmeleri bir de bu pencereden görmek ve hem millet hem de Devlet olarak bu bilinçle önlem almak gerekiyor.. Daha önce yazdığınız bir konu muydu bilmiyorum ama belki size yeni bir yazı da yazdırır bu savaş ve hazırlıkları..
Saygımla Hocam...
Hüseyin Çolak tarafından 7/28/2017 12:22:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli hocam, bir bütünlük kurma bilincinin birçok bileşeni vardır...
Bu bilinç, bütünlüğün kurgusundaki yerini görür önce; bu görünün başı, ortası ve sonu samimiyet, sorumluluk ve tutarlılıktır: Bütün bunlar ise zihinsel bir namus ve yetkinlik gerektirir...
Bu tarih ve toplum sürecinde, bu bilinç henüz bir kültür haline gelmedi...
İnsanımız hâlâ düşünce, tefekkür tembelidir, dolayısıyla da samimiyetsiz, sorumsuz ve tutarsızdır...
Ayrıntılara dikkat etmesi de beklenemez...
[Geçen gün tv'de bir ilahiyatçı, ilahiyat öğrencilerine nelerin farz olduğu şeklindeki soruya sakal bırakmak, türban şeklinde cevaplar verdiklerinden bahsdiyordu...]
Şimdi şu sosyal deney ortamında;
-N'oluyor, film mi çeviriliyor?...
-Kızcağızın bir dileği mi yerine getiriliyor?...
-Kızcağızın sayılı günü var da son dileği mi yerine getiriliyor?...
-......?
-......?
Gibi ihtimalleri öncelikle düşünmesini, iyimser, olumlu olmasını bkleyemezsiniz bu insandan...
Çünkü insanımızın düşünce yelpazesi geniş değildir; at gözlüğü ile bakmak denir ya...
Defter'in kadın üyelerinden biri bir yorumunda, evine gelip giden erkek kardeşi için komşularının 'dost' dedikodusu çıkardıklarından bahsediyordu...
Daha ne denebilir, değerli hocam...
Bak televizyondaki evlendirme veya cinayet aydınlatma programlarına...
Müslüman olduklarına bin şahit ister!...
Vesselam...
Selam ve saygılarımla.