Erik dalı gevrek olur
Dualarınızın hemen kabul olduğu olur mu? Benim oluyor. Geçenlerde bir gün, buranın pazar günü
hava çok sıcaktı. Elimdeki dolu pazar poşetler beni yormuş, yolum olan parkın gölge bir bankına
oturmuş dinleniyorken içimden şu duayı ettim. Yarabbi çok yoruldum. Ne olur yorgunluğumu
hafifletecek birini gönder. Parkın geçiş iki yolundan biri olan yolun önündeki bankta beş dakika
sonra önümden pazardan aldığı yükleri parayla taşıyan bisikletli araba geçerken yavaşladı sürücü
bana selâm verdi, ben de onu selamladım gülerek. Nereye gidiyorsunuz dedi,parkın sonundaki şu
apartmana götürüyorum bunları. Siz de yükünüzü götüreyim. Allah razı olsun diyerek yanımdaki
büyük bir hoşnutlukla alarak arabaya koydum. Evime az kala, yükümü alıp evime doğru yürüdüm.
Dün yine benzer bir durum yaşadım. Halamın torununun kına gecesi vardı. Kardeşim gidiş saatini
aksatmayarak geliyor musun diye sordu. Daha yeni yiyordum yemeğimi. Siz gidin ben hazırlanıp
gelirim dedim, adresi iyice öğrendikten sonra. Nerde olursam olayım yanımda sevdiğim arkadaş
olması hoşuma gider. Cennetin bile arkadaşsız tadı çıkmayacağına inanırım. Yemeğimi yerken
dua ediyordum. Ne olur Allah’ım yanında oturmaktan hoşnut olacağım bir arkadaş gönder diye
bu kına gecesinde. İsteyerek gitmiyordum çünkü. Kalabalık, bir sürü gürültü arasında bir de tek
başıma oturmak hiç hoşuma gitmiyordu. Kardeşlerim benim arkadaşım olamadılar. Zaten kına
gecesine gittiğimde kardeşlerimin bana yer bile ayırmadıklarını gördüm.
Geceye hazırlanıp yola koyuldum.Gittiğim yere kardeşim öncede gittiğimizi söylemesine rağmen
yine başka bir halamın torununun kına gecesini anımsamama rağmen, yerini anımsamıyordum.
Binalardaki numaralara bakarak yürüyordum, kaldırıma karşı yoldan iki kişinin geçtiklerini
gördüm. Bunlar benim hem çocukluk arkadaşım, hem de sonradan akraba olduğumuz Kezban
yengem ve kardeşiydi. Sevinçle adımımı hızlandırdım.Kına gecesini yapılan salonun az ilerisinde
idik. Yengemin omzuna dokundum. Baktı şaşkınlıkla. Acaba onlar mı diye yürüdüm dedim. Çok
sevinmiştim. Çocukluk arkadaşlarımı görmek beni mutlu etmişti. Hal hatır sorduk, konuştuk.
Nezihe bize gidip, bizde kalalım dedi. Onların bu candanlığı sevgisiydi bana onları sevdiren.
Kapıda bizi Kıbrıs’ta yaşayan kına gecesi kızının halası gülerek karşıladı. O da dahil, herkes yaşlanmıştı.
Tabii kişilikler aynı kalmıştı.Radife yine aynı Radifeydi. O diş çektirmekten korkan. Ağzında tek tük diş
görünüyordu güldüğünde.Sahi bu dişleri nasıl çektirmişti. Radife bizi gülerek karşılayıp içeriye götürdü
Kardeşlerim ve diğer akrabalar pencere önüne oturmuş gülümsüyordu bize. Özellikle yengeme selâm
verip, hoş geldin, nasılsın derken. Yeğenim bana yerini vermişti ama az sonra Radife bir masayla geldi.
O masayı çevreleyip oturduk.
Çok uzattım sanırım. Pek çok duam gibi bir duam daha kabul oldu. Sevdiğim arkadaşlarımla birlikte
geçirdim geceyi.
Biraz da kına gecesinden söz edeyim. Şimdiki kına geceleri bizim genç kızlık dönemimizdeki gibi değil
artık. O zaman ellerinde mumlarla bile gelmezdii genç kızlar. Bir alelade kına tasıyla yüksek yüksek
tepelere ev kurmasınlar türküsü eşliğinde,yine gelin kız güne özel bir gece kıyafeti giyerek çıkardı.Kına
yakılacağı zaman avcunu yumar açmazdı ki kaynana bir altın koysun avucuna. Kına yakılırken gelin kızı
ağlatmak için acıklı türkü söylenirdi.Bir yandan da kızın ve annesinin yüzüne bakılırdı.Acaba ağlıyor mu
diye.. Şimdiki kına geceleri de kızlar da anneler de farklı. Önde kızlar ellerinde mumlarla çıkıyor. ( Bu
kına gecesinde bütün kızların başlarında küçük pembe beyaz yapma çiçekli taçlar vardı. Başı türbanlı
olanlar bile takmışlardı. Bu kızlar oğlan evinden gelenlerdi. Kız evinden gelin kızın kardeşi de birinden
aldığı tacı güzel bir topuz yapılmış başına koymuştu.) arkada gelin elinde süslü tefi sallayarak oynaya
güle geliyor. Şimdiki kına gecelerinde türküler neşeli, kıvrak ağlatan değil oynatan cinsten. Benim iyi
bildiğim türküler değil ama coştu oynadı kızlar. Gelin bizim zamanımızdaki gibi değil artık. Nazlanarak
kalkımıyor oyuna. Daha doğrusu gelini kaynana kaldırırdı oyuna. Göğsünün üstüne para takardı. Düğün
dernek benim diyor şimdiki gelinler teflerini şıngırtadarak gülüp, oynuyorlar. Böylesi mi iyi bilmiyorum.
Karamanın koyunu sonra çıkar oyunu. İnşallah sonu iyi olur.
Geceden ayrılırken Nezihe’nin bize gidelim önerisini kabul etmedim. Sesten başım şişmiş, havasız sıcak
ortamdan bunalmıştım. Eve kadar bu esintili Ankara havasında yürüyecektim kardeşlerimin yanında var
ve yok arası..
Bu öyküm erik dalı nazik olur olacaktı. En çok bu türküde coşup oynadıkları için. Yine öyle olsun. Erik
dalı nazik olur.
23. 07. 2017 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
keşke deneme başlığı altındaki bölüme ekleseydin Nazik zira öykü olarak algılayamadım.
umarım darılmazsın sonuçta birbirimize ışık tutuyoruz.
sevgilerimle canım.
glenay
Baştan yazıyı nasıl yazacağımı tam kestiremiyorum
yazımı doğrudan buraya yazdığım için.
Çoğunlukla anı da olsa, deneme de olsa
öykü diye işaretliyorum.
Yorumuna ve uyarına
gönülden teşekkürler canım.
Sevgiyle..