Az önce başımın etini yercesine söylenip duruyordu höt möt. Bakın sayfam bile çizgi çekti altlarına
bu anlamsız sözcüklerin.Bir anlamı varsa,bilen söylesin. Hergün annemden gelirken bizim apartman
bahçesinin duvarına kalın, koyu renkle yazılmış bu yazıyı okuyor, höt mötlüyorum resmen.

Annem bugün yatağına kendisi yatabildi. Şiş bacaklarını kaldırıp yatağın üstüne koymayı başardı.
Kaldıramasaydı yardım edecektim. Bacağını kaldırırken Nazife bacağımı kaldırıp koyardı dedi. Ben
anneme yardım etmediğim için değil onun hareket ederek bacağının güçlenmesine yardımcı olmak
istedim aslında. Annem zaten yürümeyerek, yeterince hareket etmeyerek, kendine büyük kötülük
ediyor. Tıpkı yıllar öncesinde bahçeye gelip giderken bir tanıdık görünce arabasına hemen bindiği
erkek kardeşim evlenip, eve gelin geldiğinde onun çorabına dek ayağına getirmesine sevindiği gibi.
Buraya bir höt möt gerek.. höt möt.. Annem kendini hötledi.

Aparman bahçesine ilk adımımı atar atmaz gözüme benim alt kattakilerin kuruttuğu dikenli çamla
bakışıyoruz. Bilmem sararmış kurumuş uçlarıyla görüyor mu beni. Ramazan ayının son günleriydi.
Yine evime giderken bahçede benim alt katımda oturanların çam ağacının altını kazdıklarına tanık
oldum. Yukarıya bir şey demedim ama kızgınlıkla çıktım.Daha öncede arka taraftaki iki çam ağacı
sökülmüş karşı boş araziye atılmıştı. Bu çamın kaderi de aynıydı. Dayanamadım. Pencereyi açarak
seslendim:

- Ne yapıyorsunuz böyle?

- Çamı söküyoruz.

- Neden, çam size bir şey mi yaptı?

Şaşıran adam, anlamaz gibi yaptı:

- Ne diyorsunuz?

Bir yerinize bir şey mi yaptı diyecektim nerdeyse, vazgeçtim:

- Çam ağacı size ne yaptı diyorum. Şu ramazan gününde bu yaptığınız günah değil mi? Bir ağaç
kesen bir insan öldürmüş gibi olur.

- Kökleri çok geniş oluyormuş bu çamın. Apartmana ziyan etmesin diye söküyoruz.

- Kimden izin aldınız. Herkesin haberi var mı?

-Sizin haberiniz var sanıyorduk.

- Ama yok işte. Hiç duymadım. Ya Fatma biliyor mu bunu?

Ses yok.

Diğer iki çamı da söküp attılar çöpe. Onlar kurudu dediler. Kurumamıştı. Yemyeşil yerde yattığını
gördüm. Kurumamıştı dedim.

Bütün olumsuzluklardan bunaldım.. höt , möt..

Ertesi gün akşam anneme gittiğimde kardeşim Fatma gece teravih namazından sonra bizim apartman
sakinlerinin benim için toplanacağını söyledi. Ben de ikinci kattakinin dediğini söyledim. Daha sonra
en alttakine misafir geldiği için toplantının ertelendiğini söyledi aynı komşu. Hâlâ ses seda yok. Ağaç
kurudu. Ağaç kurudukça ağacı sökene içimden sen de böyle kuru diyorum. Onca sıcak havalarda hiç
bir zaman ağaçların sulandığını görmedim. Bahçe rezilleri oynuyor.. Buraya da bir höt möt gerek..

Dışarıya çıksam daha öyle höt möt diyecek şey var kii.. Anıtkabir sorunu.. Milli eğitimin müfredatı..
çok.. hööttt!..

19. 07. 2017 / Nazik Gülünay