sapkın algı dalgası
şu ’’bayım’’ diye hitap edenlere sinir oluyorum
yani gerçek hayatta tanımadığınız birine öyle mi sesleniyorsunuz anlamak güç
bir de;
kalbinde saplı bıçağa aldırış etmeden
başkasının poposuna batan diken için
gözlerinden sular seller misali yaş dökenleri de
acayipliğin daniskası bu
başka bir şey değil..
YORUMLAR
fransız
"Bayım" kelimesi toplum olarak bize çok uzak
"Beyefendi" daha bir konuşma dilimize yerleşmiş
her ne kadar nadiren duyulsada :)
ha farkındalık yarattığımızı sanıyorsak o zaman hakkını vermek lazım
yoksa eğreti duruyor
bazı şiirlerde kullanıldığı zaman bana itici gelmiyor
şair dillerinden aşinalığımız var nede olsa
diğer konuya geçersek
Özdemir Asaf güzel özetlemiş
"Kendi bahçesinde dal olamayanın biri, Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor".
fransız
keşke bize has olan ve çok oturaklı bulduğum ''beyefendi'' şeklinde bir hitap tercih edilse..
evet şiir dilinde ''bayım'' yerine ''beyefendi'' yazılsa çok iğreti duracağı aşikar.. bu yüzden abartılmamak kaydıyla kullanılması yerinde olur diye düşünüyorum.
eh Asaf 'ın sözü konuya noktayı koymuş diyelim..
herkes gördüğü hatayı kırmadan dökmeden dile getirirse daha iyiye yol alabiliriz diyorum
sevgiler..
hiç tanımadığım biri tarafından çileden çıkarılmışsam
bay kelimesi ne çok anlam yükleniyor hayret edersin :-)
tabi bakışlarım ve ses tonumu da ekleyince kızılca kıyamet ...
Filiz Şahin. tarafından 6/14/2017 7:10:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
fransız
fransız fransız fransız
adını nasıl tonladığı duyabilseydin keşke dostum
bayım,madam ufff makmazel. karekter isimleri üretmek ve üretilen isimleri kullanmak baya bilir çoğu zaman.aslında ben çok ilgilenmiyorum dilini açabilmek için olabilir ama kendi karekterini üretmek o kadarda zor olmaması gerekiyor.işin özü herkes kendini anlatmanın bir yolunu bulup yol ve yolcuyu oynuyor ee sorun ne peki ? fransız, paşam yazılanların bir telaşı oluyor defter vb gibi yerlerde beğenilme güdüsü ve yenisini yazma güdüsü tabi bu konuda ben biraz şanslıyım galiba defterde ilk günlerim acemiyim korkuyorum heyecanlanıyorum bu işi yemiş yutmuş birisi beni göz ucuna koydu ve her astığım yazıda şiirde ağzına geleni söyledi . beni perişan etti öyle böyle değil sonra zamanla duruldum sıradanlaşıp soyutlandım kuşkum yok okunma, okunmama teleşım yok. aklımda büyüyenleri asıyorum .ama gerçekten yazmak okunacak bir şeyler paylaşmak zor zanaat yapabilen kalemlere selam olsun .kafanı seviyorum dostum eyw
fransız
bunların hepsi anlaşılır şeyler lakin kişinin kendisini zoraki bir değişim içine sokması gibi bu.. olmadığı bir şeyi olma çabası...
nasıl desem,,,
beyaz spor ayakkabı üstüne lacivert takım elbise giyip aynanın karşısına geçerek sadece takım elbiseyi görmeye çalışmak gibi
ve işin kötü tarafı.. etrafındaki hiç kimsenin bu rüküşlüğü gördüğü halde a aaaa ne kadar da şık oldun demesi gibi vs vs
çenem düştü anasınısatim :)
eyvallah diyeyim.. teşekkür ederim
herşey aslında başkasının hayatını yaşamakla ilgili bence...
insanlar ne zaman başkalarının hayatına burnunu sokmayı bırakır,
kendi hayatlarına, iç'e dönerler
işte o zaman bir umut...belki...
belki demişken de eklemeden yapamayacağım,
-ki'ler benim günlük konuşma dilimde olduğundan sanırım
yazılarıma da çok uğrarlar...
seviyorum ne yapayım, ötesi yok ...:)
dostça...
fransız
bazen farkında olmadan kendimizle özdeşleşmiş parmak izi misali sözcüklerimiz ya da üslubumuz olabiliyor..
misal.. ben ''bir'' ile 'misal'' sözcüğünü sık kullanıyorum ve buna sinir oluyorum aslında :)
teşekkür ederim Deniz
dostlukla.
Bayım kelimesini gördüğüm an okumayı bırakıyorum ben. Baydı çünkü. Bir de "sol yanım" vs.
Annem Marimar'ı izlerken çok ağlardı. "Ah zavallı yavrucak, ah fakir, ah zavallı evladım." der, onu bu hallere düşürenlere gözyaşları içinde beddua ederdi. Üstelik bu sadece anneme özgü bir şey değildi. Mahallenin bütün kadınları onun gibiydi. Kendileri çok harika bir hayat yaşıyormuş gibi. Bir ara Marimar hamile olduğunu söyledi. Annemlerdeki mutluluğu görmeliydiniz. Sanki kendi torunu. Çok istiyosan ben de çocuk yapabilirim anne" deme gafletinde bulundum birgün. Öyle ya Marimar da bekardı, ona seviniyordu da bana neden sevinmesindi. Topuklu terliği burnumun üzerine yiyiverdim. "Terbiyesiz geri zekalı" diye de bağırdı arkamdan. Yani böyle işte. Biz toplum olarak başkasının derdiyle acılanmayı severiz.
Selamlar.
Denizce
Aynur Engindeniz
fransız
ne diyeyim..
eksiksiz ve abartısız .. anlaşılır bir yorumdu
teşekkür ederim.
Bayım kelimesini kullanırım hakaret etmeden veya yerin dibine koymadan önce genelde...:))) alışkanlık :)))
Sahra, ki nin ne kötülüğünü görmüş ki?
Ben en çok damlayan musluk sesine, çekirdek yeme sesine, sakz çiğnenmesine, asimetrik asılmış tablo görüntüsüne, renk uyumsuzluğuna .... Vs sinir olurum. Hepsi şiirle ilgili gerçekten :)))
Dostlukla
fransız
çok güzeldi bu yorum..
bir eşyanın asimetrik duruşuna ben de sinir olurum.. bir kere eşya olması gerektiği yerde durmalı.. ilaveten düzgün durmalı da.. askerdeyken komutanımızın bir sözü vardı hiç unutmam.. derdi ki ; bir eşya yerinde değilse o çöptür artık ve atılmalı.. bu sözü hiç unutmam.. askerler bir şeye bakmak için yanıma gelip keplerini unuttuğunda çöpe atardım misal.. e haliyle içtima alanında kepsiz kalırlardı.. :)
İpekyildiz
Sen de çok acımasızmışsın ha yazık ben hiç kıyamazdım er'lere. Çok masum oluyorlar, hele eğitim alamamış böyle Bi şansı olmamışsa, hep elimden gelen desteği vermişimdir askeriye de stajlarımız esnasında. Hep onların hayır duası ile başarılı olduğuma inanırım mesela. Ne çok konuştum ...
fransız
erlere gelince.. inan bana sadece bir kez uyardım.. kötü bir huy belki ama ikinciye tahammülüm yok.. her şeyde aynı..
profil resmin değişikmiş.. gerçi bundan bir kere dilim yandı.. bir daha profil resminle ilgili bişey demem.. ufaktan boyumuzun ölçüsünü almışlığımız var hani :)
İpekyildiz
Kardeşliğini bil bakayım sen, cıvıma hemen :)))
Neyse ben yemek yemeliyim B'ye
fransız
şiir dilinde absorbe edilebilir yanları olabilir.. ama genelde hitap olarak kullanıldığında çok yapay geliyor kulağıma
dolayısı ile şahsi görüşüm olduğu için genel kabul görmesini umduğum bir yazı değildi..
fakat ikinci kısımdaki eleştirimin hakikaten arkasındayım.. hatta şiir yazarken ecnebi isimlerine seslenir gibi yazanları şiddetle kınıyorum :)
fransız
''sahi'' ile başlayan cümleler vurgu için iyi bir malzeme olsa da şiir dilinde, sık kullanıldığında irite edebilir..
esasen bunları söylemekle kendimin kusursuz bir lisana sahip olduğumu iddia edemem lakin herkes gördüğü abartı ya da yanlışı uyarırsa daha iyiye gidebiliriz diyorum
sizden pozitif bir eleştiri aldığıma açıkçası hem şaşkın hem de mutluyum..
sahra
fransız
uzun zaman önce bir şiire kırıcı eleştiride bulunmuştunuz ve hakikaten çok alınmıştım.. bu yüzden yorumunuzu açmadan evvel heyecanlandığımı ifade etmeliyim..
açık sözlülükten yanayım.. eleştiriye kapalı olanın yerinde sayıklayacağı bilinciyle..
saygılar.