- 751 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BEDENİMİZ HÜZÜN KOKMAYA BAŞLAR
Bir annenin acısı nasıl dindirilir? Bir bilen var mı dostlar? “Yürek yakan canavarlar etrafımızda kol gezerken,” içimiz nasıl rahat olur. Geçen her dakika içimizi eritirken, yetimleşen bedenimiz hüzün kokmaya başlar.
Gözyaşları yakarken yüreğimizi, farkında olmadan ağlar benliğimiz. Yıkılır ruhumuzun taneleri, özlem ateşi sarar herbir yanımızı ve hüzünle dolar içimizdeki anılar. “Mırıldandığımız eski şarkılar aklımıza gelir.” Bazen bir göl kenarında ve bazen de bir ırmağın yanıbaşında buluruz kendimizi. İçimiz sızlar, tüylerimiz ürperir birden ve ağlamaklı oluruz. Bir dağın tepesinde olmak isteriz ve dakikalarca bağırmak isteriz. Bazen ağlamak güzel gelir insana.
Aslında hepimiz yalnız bir hayatın içindeyiz ve bir çok yaşanacak olguların adayıyız. Yaşamın bize bahşettiği doğanın, ıslak zeminler üstünde çırpınan kuş misali gibi hüzünlerimiz. Zamana küsmeden, yaşamayı becerebilmektir hayat.
“Bir insanı bir daha görmeme ihtimalini düşünün.” Bir daha göremeyecekmiş gibi vedalaşın. İçinizde hasret kalmasın. Dünya fani, gün doğmadan bir çok şey yaşanıyor! Biz ’biz olalım’ değerlerimize zamanında ’sahip çıkalım.’ Acılarla boğuşan insanlar vardır, kendini ifade edemeyecek kadar masum.
Mehmet Öksüz