Bir İğne Ucu Kadar Kuru Yer Meselesi!
Öncelikle şunu belirteyim; ramazan ayındayız, hadi biraz din iman geyiği yapayım düşüncesi değildir.
Ana dili Türkçe olduğu halde kendi adını bile Arapça yazan, Türkçe bir sözcüğün içinde H harfi varsa bu harfi hırlayarak çıkaran ve bunu dini bir gerekçeye dayandıran bir toplumun budalalıklarından gına geldiği için bir tür boşalımdır yalnızca. Umulur ki, bu kafaya sahip insanlar 69 pozisyonunda bir porno yıldızının Arapça çıkarılmış porno bir dergide fotoğrafını görmesinler.
Ve hala ’Tanrı değil, Allah’ uyarısı yapan abidiklerin, sözlü dualarını bile Arapça yapan gubidiklerin, Yaratıcı’ya Türkçe bilmiyormuş gibi davrananların bizlere dayattığı, ’Arapça kutsal bir dildir ve bu dildeki en kutsal sözcük de Allah’tır.’ demelerini anlayamamış biri olarak Allah sözcüğünün nereden geldiğini merak ettim.
Çünkü her dil için her sözcüğün bir doğumu vardır. Öyle kafanıza göre bir sözcük türetemezsiniz. Örneğin; selfie sözcüğüne ülkece bir karşılık aradığımız zamanlarda TDK’nın çaresizliğinin nedeni budur. Yani sözcük uyduramazsınız, sözcük doğurursunuz, doğar. Selfie sözcüğünün ’özçekim’ olarak kabul gördüğü zamanlarda, bir arkadaşıma ’Dur sana bir özçekim göndereyim’ dediğimde, ’O ne be?’ diye sorulu cevaplamıştı. Çünkü Türk olduğu halde, Türkçe bir sözcüğü anlayamamıştı. Nedeni ise, bu sözcük doğmamış, uydurulmuştu!
Yani şunu söylüyorum; bir Arap bir sabah uyanıp, ’Ben şu taptığım şeye bundan sonra Allah diyeceğim’ demedi. Allah sözcüğü Kur’an indirilmeden önce de, Arapça’da vardı. Peygamberimizin babasının adı Abdullah idi örneğin.
Peki Kur’an inmeden önce ne anlamında kullanılıyordu ve nereden doğmuş olabilir? Dün gece ben bu soruyu dert ettim kendime!
İmam- hatip lisesinde öğrenciyken bu sözcüğün ’El-İlah’ sözcüğünden evrimleşerek Allah olarak söylenmeye başlandığını öğrenmiştim. Dün gece düşünürken ise, ’Ulan el-ilah sözcüğünden geldiyse, neden hala Arapça’da ilah sözcüğü var?’ dedim. Hani bu şey gibi, ’maymundan geldiysek neden hala maymunlar var?’ diyen kuru kuru salavatçıların sorusu gibi.
Dilbilimine ilgi duyan, az da olsa Arapça gramer birikimi olan biri olarak Allah sözcüğünün kökünü bulmaya çalıştım ama başaramadım. Tek bir sözcükten türemediği olasılığını da bu arada düşündüm.
İleri sürülen savlardan bazıları şunlar:
Dünyanın bilinen en eski dili olan Aramice hakkında derin araştırmalar yapan ve bir Süryani milliyetçisi olan Naum Faik (1868-1930), Allah sözcüğünün ’Al’ ve ’La’ sözcüklerinin birleşmesi ile türediğini ileri sürer.
Al: Tanrı
La: İyelik eki (Tanrım)
Sonuna eklenen H nin ise, Arapça vurgu harfi olduğunu birçok sözcükle örnekleyerek söyler: Allah, Yallah, Vallah gibi...
Bir başka görüş ise;
’Al’ sözcüğünün Aremice’den İbranice’ye, İbranice’den de Arapça’ya geçişi sırasında ’La’ takısı ile birlikte geçtiğini, bu takının Babillerin kullandığı ve dişilik belirten bir takı olduğunu söylüyor.
Sinderal - la, İzabel-la, Gabriel-la gibi... Ve Al-la sözcüğünün Babiller’de dişi tanrı, yani ’Tanrıça’ anlamında kullanıldığını ve bulunan kaynaklarda ıspatlı olduğu savı.
İbranice’nin bir evladı olarak dünyaya gelen Arapça, bizim sandığımız kadar zengin ve özgün bir dil değil aslında. Tek bir örnek vereyim; çocuğum olsa ve ona ’Sırat’ adını versem elektronik müslimler tarafından takdir edilmem olası. Çünkü ’Kitapta geçiyor yavv’! Oysa sırat sözcüğü Yunanca’dır. Henüz dünyada Arapça diye bir dil yokken, eski grekçe bulgularda sırat sözcüğünün köprü anlamında kullanıldığına defalarca şahit olabilirsiniz.
Bir başka görüş ise;
Süryanice’de tapılan şey anlamında kulanılan Alaha sözcüğünün Arapça’ya Allah olarak geçtiği, geçerken de anlam kaydırması yaşayarak tek tanrı olarak anlamlandırıldığıdır. Ki bu görüşü ortaya atan Arap mitolojisi araştırmacısı bir arap’tır; Prof. Dr. Muhammed Amdulmued.
Bir başka görüş şöyle;
Alman ilahiyatçı Wellhausen; eski Nabati yazıtlarında en çok rastlanılan sözcüklerden biri olduğunu ve ’Hallah’ olarak geçtiğini eserlerinde sıkça belirtmiştir.
Buraya kadar verdiğim ve her biri bilimsel araştırma ve verilere göre ileri sürülen görüşlerden, Allah sözcüğünün Arapça olmadığını kanıtlıyor. Allah, Kur’an’da kendinden Allah diye söz ederken, ’Bu sözcük sizin ezeli ve ebedi düşmanınız israiloğullarının dilinden doğmuştur’ demedi. Bakmadı işin bu yanına. Kaldı ki, öz be öz Arapça olsa ne değişir? İnancımıza göre kutsal olan Allah sözcüğü ve Arapça değil; bizzat Allah’ın kendisi ve bizlere bir dil yoluyla ilettikleridir.
Kur’an benim için Türkçe inmiştir! Çünkü ben Kur’an’ı ancak Türkçe anlayabilirim. Kur’an Amerika’da yaşayan bir İskoç kökenli için Amerikan İngilizcesi ile inmiştir, Kur’an Çinli bir müslim için Çince inmiştir...!
Henüz çocukken bile anlam veremediğim, adına mukabele denilen bir zırvalık var. Özellikle ramazan ayında elinde Kur’an’la dolaşan kadınlar, bir evde toplanıp Arapça Kur’an okurlar. Ramazan bittiğinde yolda bir tanesini durdurup sorun,’Bir ayda bu kitabı okuyup bitirdin, Allah nelerden bahsediyor bu kitapta?’ Size tek cümle söyleyebilirse, ’Allahu Ekber’ diye bağırıp boynuna sarılın! Anlamadığın dilde bir kitabı okumak aptallığın daniskasıdır.
Ama öyle ya, Türkçe okumak caiz değil! Allah Arapça gönderdi Arapça okuyacaksın. Beyinsiz hilkat garibeleri!
Kutsaliyet yüklenen Arapça için özellikle en tepedeki Allah sözcüğünü seçtim ki, varın aleynacıları, enescileri, talhacıları, kun fe yekuncüleri siz değerlendirin artık!
Bir Türk olarak dünyaya geldiysen üzülme kardeşim; Tanrı senin en iyi konuşabildiğin dilin Türkçe olduğunu biliyor. Sevin, Tanrı Türkçe de biliyor!