- 641 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Alan Düğünleri
Açıklama:Bolu’nun Kıbrıscık ilçesine bağlı 5 ayrı köye birden Alan Köyleri denilir. Bunlar Alanhimmetler, Balı Köyü, Aşağı Köy, Küçük Köy ve Çalkara Köyü’dür. Benim babam bu köylerden en büyüğü olan Alanhimmetler’de doğmuş.. Çocukluğumun Alan Köyleri’nden bir kesiti anlatmaya çalıştım.
.."1970 ila 1980 arasındaki 10 yıl Alan köylerinin değişim yıllarıydı. Daha önce geniş arazileri, yüzlerce koyunu, keçisi olan insanlar şehir yaşamına özenince topraklarını birer birer terk etmeye başladı. Beypazarı, Nallıhan ve Bolu, vefâkar, yiğit ve mert insanları Köroğlu’nun bağrından söküp söküp aldı.
Şimdi yaşları 40’ın üzerinde olanlar çocuklarına Alan Köyleri’nin o dönemdeki dayanışma ve yardımlaşma ruhunu anlatsa, kuşkusuz çocukları yakalarına yapışır ve sorarlar: "Bu güzellikleri neyin karşılığı olarak terk ettiniz?"
Şehirlere dağılan Alanlılar göçle birlikte kazandıkları yanında mutlaka kaybettiklerinin de muhasebesini yapmalı.
Binlerce küçük baş hayvanın gezdiği bayırlar boş kaldı. Şimdi tarlalar hüzünlü, çeltik tarlaları ağlıyor.
Ben şimdi yaşları 20’nin altında olan ve nüfus kağıtlarında Alan Köyleri’nden birinin adı yazan gençlerin kolundan tutup, çocukluğumun Alan düğünlerine götürmek istiyorum;
"Yıllardan 1975 idi. Dokuz yaşımdaydım. Şuan kimin olduğunu tam hatırlayamıyorum ama Alan’a düğüne gidiyordum. Çeltikdere’den yürüyerek Alanhimmetler Köyü’ne vardık. Alanhimmetler babamın doğduğu köydü. Çeltikdereli Koca Abdullah’ın kızı Safinaz’a aşık olmadan önceki köyü.
Adını "Musa Pehlivan" diye her yere duyurduğu, çayırlarında güreşler tuttuğu köyü.
Alanhimmetler Köyü’ndeki halam beni çok severdi. Makbule halam Alanhimmetler’de, Ayşe halam ise Balı Köy’de yaşıyordu.
Okul tatillerinde birkaç gün halamların yanında kalırdım. Şöyle dört davullu, dört köçekli bir Alan düğünü oldu mu babam beni birkaç gün önceden halamlara yollardı. Çocukluğumun Alan düğünlerindeki sevgi, saygı ve dayanışmayı bir daha başka bir yerde hiç göremedim.
Alanlılar düğünlerde biraz deli dolu olurlardı.
Başta Alanhimmetler olmak üzere bölge köylerin kendilerine göre adetleri vardı.
Oyunları bile farklıydı.
Hele Oğlan Kınası Gecesi oldu mu yer yerinden oynardı. Köyün tam ortasına büyük bir ateş yakılır, bu eğlenceye gelenler kalabalığı tabancalarıyla selamlardı.
"Tak... tak.. tak " sesleri dağları taşları inletir, insanlarla birlikte bütün mahlûkat bir hafta boyunca düğün yapardı. Biz tabancalardan sağa sola sıçrayan boş kovanları toplar, duvak günü "kimin daha çok boş kovanı" var diye yarışırdık.
Düğünlerde herkes toplumda o güne kadar edindiği yer kadar değer görürdü. Köklü sülâlerden gelenlere saygı gösterilir. Herkes nerede ne konuşacağını bilir.
Düğün evinden yayılan sevgi ve hoşgörü bütün köyü kaplardı. Çocuklar biraz mız mız edince, "Oğlum bugün düğün" diye uyarılırdı. Bir de belalılar vardı. Ama onlara kimse ilişmezdi. Düğüne gelenler sadece düğün sahibinin değil, bütün köyün misafiri olurdu. Bütün Alanlılar düğün sahibi için bir haftalığına nerdeyse işi gücü bırakırdı. Kusursuz bir düğün sonrası, Derelilerin, Depeli Ardılıların, yada Gırbızlıların, "Adamlara helal olsun" diyeceğini herkes bilirdi.
Yersiz bir davranıştan bütün Alan köylerinin zarar göreceği de bilinir ve deli dolular frenlenirdi. Kış düğünlerinde hiç bir misafir dışarda kalmasın diye köyün bütün evlerinde misafir odaları açılır, sobalar yakılırdı. Karnın aç mı tok mu diye sorulmadan sofralar kurulurdu.
Alan düğünlerinde aradan geçen 27 yıla rağmen unutamadığım bir güzellik de Himmetler çevresinde olan köylerdeki insanların birbiriyle kaynaşmasıydı. Aşşa Köylüler, Balı Köylüler, Kuçuk Köylüler düğünlerinde dışarıya karşı "Alan Köyleri" imajı verirdi.
Yaşlılara hürmet gösterilir, gençlerin sırtı sıvazlanır, çocukların başı okşanırdı. Alan Düğünleri beni o kadar etkilemişti ki, 7-8 yaşındaki çocuk halimle, "Allah’ım Alanlılar bizim köyden bir kız alsa da bir düğün görsek" diye dua ederdim. Sanırım benim bu dualarım sayesinde Dere’den Alan köylerine, Alan’dan Dere’ye epeyce gelin ablamız geldi-gitti.
Geçen yaz yine bu mekanları gezdim. Attığım her adımda karşıma davullarıyla harman yerinde allı pullu köçeklerini kovalayan davulcular çıktı.
Hamdi’nin Kürt Dayı’nın, "Derelile cümleten hoş geldiniz" sesi kulaklarımda yankılandı. Ve mahşeri kalabalıkta yerinde duramayan ata bindirilmeye çalışılan al duvaklı gelinler gözümün önünden geçti. Gezmekten biraz yorulup, Alanhimmetler harman yerinde bir taşın üzerine çömeldim.
Kulağıma şu ses geldi: ""Hayrola Dere bebe. Bir şey mi kaybettin?" Sessizce cevap verdim. "Evet... Hem de çok şeyimi."
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.