Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
aytekin hoca
aytekin hoca

DİLLER NASIL DOĞDU?

Yorum

DİLLER NASIL DOĞDU?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

988

Okunma

DİLLER NASIL DOĞDU?

DİLLER NASIL DOĞDU?

İnsanların kafasını meşgul eden sorulardan biri de, dillerin ilk olarak nasıl ortaya çıktığı konusudur.
Dillerin ortaya çıkışı aslında inançlı insanların kafasını hiç karıştırmaz. Onlar bilir ki ilk insan olan Hz. Adem dünyaya indirildiğinde konuşmayı biliyordu. Belki bundan sonra dillerin nasıl çeşitlendiği konusunda kafa yorulabilir.
Kafa yorun insanlar oturup ciddi ciddi teoriler bile geliştirmişler. Bu teorilerin tamamı da “Evrim Teorisi”ne dayanıyor. Belki açıktan bunu söylemeseler de hepsinde ortak nokta insanların belli bir zaman öncesinde konuşmayı bilmedikleri üzerine. Bir başka ifade ile insanoğlu binlerce yıl öncesinde konuşmayı bilmiyordu. İsterseniz bu teorileri şöyle bir gözden geçirelim.
Teorinin birinde birlikte iş gören insanların çıkardıkları seslerin ilk sözcükleri oluşturduğu öne sürülüyor.
İkinci teoride ilk sözcüklerin tabiattaki ünlemlerden, hayvanların seslerinden oluştuğunu savunuyor.
Buna benzer birkaç teori daha var ama, hepsi olsa olsalara dayalı. Adı üstünde teori. Ortaya atan atıyor ve çekiliyor bir kenara. İspata da gerek yok zaten.
Daha önce demiştim ya; bizim teorilere ihtiyacımız yok. Aslında Kur’an-ı Kerim’de anlayana güzelce anlatıyor yüce Rabbim. Bakara Suresi 31,32,33. ayetler:” Allah Âdem’e bütün isimleri öğretti. Sonra onları önce meleklere arz edip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, şunların isimlerini bana bildirin, dedi.”,” Melekler:Ya Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz, senin bize öğrettiklerinden başka bizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz alîm ve hakim olan sensin, dediler.”,” (Bunun üzerine: ) Ey Âdem! Eşyanın isimlerini meleklere anlat, dedi. Âdem onların isimlerini onlara anlatınca: Ben size muhakkak semavât ve arzda görülmeyenleri bilirim. Bundan da öte gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da bilirim, dememiş miydim, dedi”
Bu ayetlerden de anlaşılıyor ki, Hz Adem sadece konuşmayı değil eşyanın ismiyle birlikte onlara ait olan bilgileri de biliyordu. Elbette ki Havva da biliyordu ve birbirleriyle olsun, çocuklarıyla olsun konuştular.
Aslında bu bilgi bence yeterli ama isterseniz bir de mantığınıza danışın. Tabi bunu yapmadan önce oldukça gelişmiş dillerin gramerlerini de bilmeniz gerekiyor. İsterseniz biz en yakınımızdaki Türkçemize bakalım.: bu kadar gelişmiş, bu kadar kurallı bir dilin tesadüfen ortaya çıktığına inanmak pek doğru gelmiyor. Zaten dillerin tanımında “Temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış, gizli anlaşmalar bütünüdür.” Gibi bir tanım var. Bir başka ifade ile taşa taş demek için milletin fertleri bir araya gelecek ve buna karar verecek. Mesele tek sözcük olsa iyi de: bu kurallar, cümle yapıları, deyimler derken koskoca bir dil yapısı olsa olsa ile açıklanamaz. İşte burada benim mantığım diyor ki, her dilin öğreticisi Allah’tır. O bir şekilde peygamberlerine öğretti, peygamberler de görevlendirildikleri milletlere… Alın size bir teori daha. Hem de ayakları diğerlerinden daha iyi yere basan bir teori.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Diller nasıl doğdu? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Diller nasıl doğdu? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DİLLER NASIL DOĞDU? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL