- 568 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Rasim’in Günlüğünden
Yorgunum. Kanepeye uzanıyorum. Üzerimde günün yorgunluğu var. Yatağa uzanınca sanki sırtımdan büyük bir ağırlığı atıyorum. Gözlerimi kapıyorum. Tatlı bir hayale dalıyorum.
Dalgalı bir deniz. Saçlarımı dağıtan tatlı ve hafif bir rüzgar. El ele tutuşan çiftler ve gülümseyen hayatın tasasından uzak çocuklar.
Gözlerimi bahire çeviriyorum. Deniz oldukça dalgalı. Her dalga bünyesinden bir fazlalığı atıyor. Benim şimdi yüreğimden geçmişimdeki artıkları atmaya başladığım gibi. İki arada bir deredeyim. Bir taraftan mazinin hüznü diğer yandan ise bir yeniden doğuş ümidi. Yunus misali “Her dem yeniden doğarız. Bizden kim usanası.” Terk ettim ümidimden gayrı her şeyi… Sevdiğim fakat beni üzmekten başka marifeti olmayanları, bendenizi anlama gayretine bile tenezzül etmeyen arkadaşlarımı,düşmanlarımı ve en nihayetinde “sorumluluk” ambalajı ile bana dayatılan köleliği. Kulağıma çok güzel bir tını geliyor. Gözlerimi yana çeviriyorum. Gramafon çalan teni esmer ,gözleri ışıltılı,ortanca boylu bir çocuk. Ne kadarda mutlu … Ümidime bir gramda olsa huzur ekleniveriyor. Gerçi bu reel dünyanın kavramlarıyla ölçülemez fakat çekip gittiğim şehir hayatının bende arta kalan tortuları
İşte o tortuların zerresinin olmadığı çocukluğum ve saflığım derken…
“Rasimmm” diyen bir ses duyuyorum. Seslenen babam. Yine nakliye işi. Güdül’e götürülmesi gereken eşyalar. Nakliyeciyle pazarlık… Yine tatlı bir şekerlemeden ve rüyadan rakamların,paranın,ticaretin, asık suratlı insanların reel dünyasına
Gece saat 23.30
Güdül’den döndüm. Pazarlık tamam. Nakliyeci emmi anamdan emdiğim sütü burnumdan getirdi fakat sonunda yalvar yakar ikna ettim. Aynı zamanda patronum olan babama raporumu verdim. Yaşamımdan sıradan ve spontane kesit. Bütün bunları kaleme alırken benim kafamda hala daldığım o tatlı rüya var. Benim ruhumun sığınağı ailemle bu oturduğum ev değil, dakikasını ölçemediğim fakat daldığım başkalarına göre mütevazi fakat bana göre oldukça anlamlı olan hayallerim. Ebeveyn fırçası , akrabaların dalga geçmesi hiç umurumda değil çünkü yaşamayı seçmediğim hayatımda bana ait olan şey o minicik kurgusal dünyam. İleride çocuklarıma hatta insanlığa bırakacağım en büyük miras sanatsal kalitesi düşük buna mukabil içten,samimi karalamalarım olacak. Yüreğinizdeki sevginizin ve elinizdeki kaleminizin paslanmaması dileği ile…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.