Çocuklar Konuşuyor, Dinler misiniz?
Aklını savaşta bırakanlar; aydınlığınız da, karanlığınız da sizin olsun.
Kirli emellerinizle bizi de kirletmeyiniz. Us’umuza savaşı bulaştırmayınız. Kulaklarımız yırtıldı bomba seslerinden, gözlerimiz âmâ!..Sebep kara kaplı yürekleriniz, bitmek tükenmek ve doymak nedir bilmeyen hırslarınız ve karartılmış arzularınız...
Bir an bile olsa düşündünüz mü hiç? Bu dünyaya bizi neden getirdiniz?
Gözyaşının, kederin, acı ve ölümlerin bekçiliğini yapmak, baharlarımızı çalmak için mi? Hatırlayın bir, neler vadetmiştiniz bizi kucağınıza almadan önce?
Hani nerde? Yarınlarımızı süsleyecek çiçeklerimiz, uçurtmalarımızı özgürce havalandıracak gökyüzümüz? Hani nerde huzurun adresi vatanımız? Siz bunları bize verebildiniz mi?
Biliyor musunuz, kalem tutamadan kırılan şu parmaklarımızın, dünyanın güzelliklerini göremeden kör olan şu gözlerimizin, bedenimizden eksilen şu organlarımızın sorumlusu siz savaş sevenlersiniz...Bunların hesabını varabilecek misiniz?
Bize Atatürk’ten yadigar 23 Nisanları, nerede nasıl kutlayacağımızı hiç düşündünüz mü? Kaç kardeşimiz yok oldu, kaç kardeşimiz ağlayan gözleriyle, yaralanan kalpleriyle öksüz ve yetim kaldı;bayramları ve babalarını tanıyamadan başları ayrıldı bedenlerinden...
Korkuyoruz yere ayak basmaktan, korkuyoruz tepemizden geçen her uçaktan. Toprağımız tohum kabul etmiyor; şehitlerin, öksüz ve yetimlerin iniltilerinden, ağlayan anaların, eşlerin, kardeş ve çocukların acı acı feryatlarından isyan ediyor toprak!..
Hani çantamızda kitap-defter-kalem, hani kalbimizde huzur olacaktı, güneşimiz hiç sönmeyecek, yıldızlar hiç göğe küsmeyecekti, yemyeşil olacaktı evren! Hani?..
Soruyorum size: ey savaş kurucuları, kötülükle beslenen kendini büyütüp, aklını kiraya verenler; nerede aydınlık düşlerimiz, kaybettiğimiz günlerimiz, yok olan umutlarımız, sırtımıza asamadığımız çantalarımız ve oynayamadığımız oyuncaklarımız nerede? Anlıyorum sizi; siz, bizi oyuncak sandınız ve oynayıp duruyorsunuz!.. Çok ayıp ediyorsunuz, çok acımasızsınız, çok... Bırakın düşmanlığı; bırakın karanlıkla beslenmeyi, dağıtın, atın nefsinizi kirleten duygularınızı; bize bakın, bizi besleyin, büyütün, yarınlarımızı huzur içinde yaşatmak için çareler düşünün, sevinç toplayın bizler için. Bombaları, dinamitleri, silahların her türünü gömün toprağa. Öyle büyüktür ki bu dünya ve öyle güzeldir ki göğünde bayrağı dalgalanan Bu Türkiye Cumhuriyeti; herkese, hepinize, hepimize yeter. Dimdik ayakta tutun onu. Laiksiniz, demokrasiyle yönetiliyorsunuz, size yol gösteren bir Ata’nız var, özgürsünüz, bu ülkenin taşından, toprağından besleniyorsunuz; bırakın karanlık düşüncelerinizi...
Bir iyilik yapmak istiyorsanız eğer bize; savaştan vazgeçin, barış toplasın elleriniz, barışlar doğursun analarınız...
Ama siz bizi, çocuklarınızı hiç dinlemediniz. Bedenimiz küçük diye aklımızı da küçük sandınız. Oysa ki, biz sizden fersah fersah ilerideyiz. Bu yüzden değil midir ki, 23 Nisanlar bırakıldı biz çocuklara, bu yüzden değil midir ki, gençliğe emanet edildi bu ülke Ata’sı tarafından...
Gördünüz mü, o küçük bedenlerimizde ne büyük bir akıl taşıyormuşuz ki, Atatürk güvenmiş, bırakmış bu ülkeyi bize...
Yanıldınız, yanılttınız ey kendini büyük sanan kalbi fesatlar.Verdiğiniz sözleri tutmadınız. Ellerimize oyuncak yerine bomba kalıntıları, haykırışlar içinde ölüm koydunuz. Siz gerçekten bizleri, biz çocukları seviyor musunuz? Gerçekten bize güzel gelecekler vermek için çabalıyor musunuz? Evet, ise eğer yanıtınız; hadi ne duruyorsunuz bırakın kavgayı, savaşmayı, kin ve nefreti... Çiçekler açtırın gönüllerinizde, kucaklayın herkesi, siz hepiniz kardeşsiniz, siz hepiniz bu güzel ülkenin evladısınız. Karanlık güçleri aklınızla kolayca yenilebilir, ilim ve irfanınızla kolayca susturulabilirsiniz. Ha gayret! Çabanız boşa çıkmayacaktır inanın bize...
Ve şimdi söz verin; kalem tutacak, çiçek toplayacak mı ellerimiz? Kardeşcesine, özgürce, gözümüze perde gerilmeden, dilimizde cümleler düğümlenmeden, dudağımızda gülücükler solmadan, hürriyetimize kelepçe vurulmadan, yaşanacak bir baharın, aydınlık bir dünyanın çocukları olacak mıyız bizler?
Buraya kadar anlattıklarım anlaşılmadıysa eğer, son sözüm: kendinizi büyütüp, aklınızı küçültmeyin. Bırakın savaşmayı, bırakın kötü amaçlarınızı, bırakın özgürce, korkusuzca kutlayalım 23 Nisanlarımızı ve bütün bayramlarımızı. Havalansın güneşe değecek kadar uçurtmalarımız. Korkuyu, korkutsun kalplerimiz. Bırakın yürüyelim elimizde bayrağımız, önümüzde rehberimiz Atatürk’ümüz, gönlümüzce 23 Nisanlar, gönlümüzce çok bayramlar kutlayalım...
Hepinizin, Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. Çocuklarımız, umutlarımız, aydınlık yarınlarımız...Bütün güzellikler sizinle olsun, geleceğin meşaleleri...
Rukiye Çelik
23 Nisan 2017
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.