- 1061 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KİMİ HİNDU KİMİ YAMYAM KİMİ BİLMEM NE BELA---1. BÖLÜM---
Mehmet Akif’in yazdığı Çanakkale Şehitlerine adlı şiirin iki beyiti şöyledir:
Yedi iklimi cihanın duruyor karşısında
Ostralyayla beraber bakıyorsun Kanada.
Kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela
Hani tauna da züldür bu rezil istila
Öğrenciler sorardı ’Hocam bu şiirde geçen Ostralya, taun ne demek? Hocam ! Yamyam ne? Daha doğrusu kimdir bu yamyamlar ?’
Cevap verirdim: ’ Ostralya, bu günkü Avustralya, taun, veba demektir. En tehlikeli, ölümcül ve çok çabuk bulaşan bir hastalıktır. Yamyam ise Afrika’da ya da Avustralya’da yaşayan ve insan yiyen vahşi insanlardır. Bu şiirde kastedilen yamyamlar ise Çanakkale savaşlarında karşımıza çıkarılan Yenizelanda askerleridir. Çünkü onların bir kısmı yamyam olan Yenizelanda’nın Maori kabilesinden gelmektedirler.’
Meğer Ostralya ve taun hakkında verdiğim cevap doğru olsa da yamyam ile ilgili verdiğim cevap yanlışmış. Evet, Avustralya’da yamyam kabileler var ama Mehmet Akif’in bahsettiği yamyam onlar değil doğrudan doğruya Avrupalılar’ın bizzat kendileriymiş. Ancak bizlere hep ’ Çağdaş Batı Medeniyeti’ dendiğinden ve medeniyet dediğimiz zaman aklımızda uyanan ilk imaj hep Batı olduğundan aklımızın ucundan dahi geçmezdi Batının yamyam olabileceği.
Efendim, şimdi durup dururken nereden aklıma geldi bu konu?
Aslında hiç de durup dururken değil. 24 Mart 2017 de Papa’nın 27 AB ülkesi liderini ya da AB Temsilcisini huzuruna çağırıp onları ’ Hiç zart zurt etmeyin ulan. Hepinizin kralı benim’ havalarında Apostolik Sarayda toplaması, kendisi yüksekçe bir tahtta otururken onları basit sandalyelere oturtması, o alçakların da yaptıkları konuşmaları diğer ülke temsilcilerine sırtları dönük olarak direkt Papa’ya arz şeklinde yapmaları, sonrasında Papa’nın onlarla birlikte Sistine Şapeline geçerek ( Yani papanın resmi ikametgahı olduğu gibi aynı zamanda yeni papanın seçiminin de yapıldığı yer ) fotoğraf çektirmesi üzerine TRT 1 De yapılan bir program dolayısıyla öğrenmiş oldum yamyamın aslında Avrupa olduğunu.
Kulaklarıma inanamadım önce. Yok..olamazdı böyle bir şey. Biz medeniyeti, anayasamıza 1937 yılında soktuğumuz laiklik ilkesini bunlardan mı öğrenmiştik yani?
Önce laiklikten başlayalım olmazsa.
Yahu biz halifelik denen makamı laiklik ilkesine ters diye kaldırmadık mı? Laikliğini örnek aldığımız Avrupa niçin Papalık makamını kaldırmıyor? Haydi kaldırmalarını geçtim laik olan Avrupa’nın papanın karşısındaki şu süt dökmüş kedi halleri ne? Diğerlerinden geçsem bile bizim gibi anayasasında laiklik olan Fransa’ya ne demeli?
Şimdi düşünün. Bir an için Müslüman ülkelerden biri mesela ’ Biz peygamberin soyundanız’ diyerek Suudi Arabistan, halifelik diye bir makam kursa, Müslüman ülkelere ’Gelin birlikte bir fotoğraf çektirelim ’ dese. Şu resimdeki pozun aynı verilmek suretiyle fotoğraflar çekilse ve Cumhurbaşkanımız, aynen ... resimdeki gibi elindeki kağıttan Suudi halifeye hitap eden bir konuşma yapsa Türkiye’de ’ Laiklik ayaklar altına alındı’ Diye yer yerinden oynar mı oynamaz mı? Oysa Avrupa’da hiç kimsenin ’ Gitti laiklik’ diye kımıldandığını dahi görmüyoruz? Bu nasıl bir laiklik böyle? Hani din ve dünya işleri ayrıydı? Laik bir düzende Halifeye yer yok ama laik bir düzende papaya olabildiğince yer var. Oh ne âlâ.
Neyse...Ana konumuz yamyamlık olduğuna göre oraya bakalım. Laiklik hâla cıss bir konu bizde.
Trt 1 De iki koca profesör Avrupalıların yamyam olduklarını söyleyince gözlerim faltaşı gibi açıldı. ’Olmaz yahu. Biz medeniyeti onlardan aldık/ ya da hâla almaya çalışıyoruz. Nasıl olur?’ dedim ve işin doğrusu o profesörlerden biri olup ’ Benim Osmanlı’da en iftihar ettiğim şey kardeş katliamıdır’ Diyen Ahmet Şimşirgil’e pek de güvenim yoktu. Zira bazen oldukça uçuk cümleler sarfetmekteydi. ( ’Şehzede katliamları gerekliydi. Olması gereken bir şeydi’ Demek ayrı, bununla övünmek ayrı bir olaydır.)
’Hoca sallıyor yine’ Diye düşündüm ama adını unuttuğum diğer profesör de Avrupa’nın yamyamlığından bahsediyordu ve üstelik bunu Haçlı Seferleri ile ilgili olarak yazdığı dört adet kitabında ayrı ayrı anlatıyordu. Dahası bu gün yaşananları yani yukarıdaki fotoğrafları bir Haçlı Seferi olarak niteliyordu. O halde öncelikle Haçlı Seferlerine bir daha bakmam, bu seferlerde oldukça büyük bir vahşetin yaşandığını bildiğim halde ’Acaba yamyamlık da yaşandı mı?’ Diye araştırmam gerekiyordu.
Araştırmaya başladığımda gördüm ki sadece Haçlı Seferlerinde değil, sonrasında da Avrupa’da yamyamlık denen olay haddinden fazla var ve bu durum Avrupalı için bir genetik özellikmiş meğerse. Üstelik de bu yamyamlığı anlatanlar Türk ya da Müslüman tarihçi ve yazarlar değil bizzat kendileri...
O halde Haçlı Seferlerinden başlayalım.
Efendim, Haçlı Seferlerinin en önemli sebebi olarak Kudüs’ün Müslümanların elinde olması, Hrıstiyan dünyasının da bu kutsal şehri Müslümanlardan geri almak istemesi gösterilir. Bu elbette ki bir sebeptir ama asıl ana sebebin bu olması mümkün değildir. Öyle ya Kudüs 638 Yılında Hz. Ömer tarafından Müslümanların eline geçmiştir. Halbuki Haçlı seferleri dediğimiz seferler 1095 yılında başlatılmıştır. Yani Hrıstiyan Avrupa 457 sene sonra mı ancak anlayabildi Kudüs’ün Müslümanların eline geçtiğini? Elbette hayır.
İşte bu noktada Haçlı Seferlerinin ne zaman başladığına bakmak lazım.
Aslında Haçlı Seferleri ile ilgili ilk girişim 1074 yılında olmuştur. Yani Alparsalan’ın Anadolu kapılarını Türklere açan Malazgirt Zaferinden hemen üç yıl sonra... 1074 Yılında Bizans Tahtında olan VII. Mihail Dukas , zamanın papası VII. Gregoryus’a müracaat ederek ’Müslüman Türkler Anadolu’yu istila etmeye başladı. Zaman kötü kurtar bizim g.tü’ Diyerek Avrupa Hrıstiyan dünyasını bir Haçlı Seferi için ayağa kaldırmasını istemişse de Papa cenapları ’ O iş yaş. Bu Selçuklular anamızı beller. Kusura bakma’ Diyerekten bu davete icabet etmemiştir.
Ancak 1092 de Selçuklu Devleti Sultanı Melikşah’ın ve veziri Niamül Mülk’ün öldürülmesi, onlar daha ölmeden önce Selçuklu toprakları üzerinde 5 ayrı Selçuklu devletinin kurulması ( Yani Selçukluların dağılması ) üzerine zamanın papası II. Urban ’ işte tam sırasıdır’ Diyerek Haçlı seferlerini başlattı. Zira aynı anda Kudüs’ü savunacak güçlü bir İslam Devleti de yoktu bu günkü Filistin topraklarında. Olanı kalanı bir Fatımi Devleti vardı ki o kolay bir lokmaydı.
Ancak 1095 yılındaki bu çağrı da Hrıstiyan Avrupa’yı pek heyecanlandırmadı. Piyer Lermit adında bir papaz Fransa’da Klermont Konsilinde alınan kararlardan sonra bütün Fransa’yı dolaşarak Haçlı seferleri için çağrılar yaptı ve nihayet Yoksul Gotiye adlı gerçekten de yoksulluktan, açlıktan imanı gevremiş olan bir şovalye ve 100.000 civarında aç insan doğunun zenginliklerine kavuşmak, ölürlerse de bedavadan cennete gitmek sevdasıyla yollara döküldüler.
Bu çapulcu sürüsü öncelikle Avrupa’da ( Bilhassa Macaristan’da) muazzam bir yağma ve talan neticesinde İstanbul’a kadar geldi. Bizans İmparatoru bu yağmacıları İstanbul’a asla sokmadan direkt İznik önlerine taşıdı. Ancak İznik önlerinde onları bir Selçuklu kartalı bekliyordu: I. Kılıçarslan...
I. Kılıçarslan bu çapulcu sürüsünü neredeyse tamamen kırdı geçirdi. Yoksul Gotiye savaş meydanında geberdi, Piyer Lermit ancak beş bin kişiyle canını İstanbul’a oradan da tekrar çıktığı yere zor attı.
Ancak bu aslında öncü Haçlı seferiydi. Asıl Haçlı ordusu 1096 yılında hazırlandı. Bu sefer meydana getirilen ordu 600.000 kişilik bir ordu olup daha profesyonel savaşçılardan oluşuyordu ve başlarında God Frey de Boillon adında bir Şovalye bulunmaktaydı.
Bu ordu da Yine İstanbul’a hiç sokulmadan direkt İznik önlerine getirildi. I. Kılıçarslan bu büyük ordu ile savaşmanın aptallık olacağını görmüştü. Geri çekilmekten başka çaresi yoktu. Bizans İmparatoru ile anlaşıp İznik kalesine Bizans bayrağı çekilerek Anadolu Selçuklu ordusu Konya’ya çekildi. Konya artık Anadolu Selçuklu ordusunun yeni başkenti olacaktı.
O büyük Haçlı ordusu Anadolu’yu yakarak yıkarak ilerlemeye devam ederken I. Kılıçarslan bu orduya sürekli baskınlar yapıp vur kaç sistemiyle Haçlı ordusunu adeta eritti. Haçlı ordusu Antakya önlerine geldiğinde sayıları ancak 100.000 e inmişti. Ama I. Kılıçarslan’ın da daha fazlasına gücü yetecek gibi değildi.
Evet..Haçlı ordusu Antakya önlerine gelmişti ve ne olduysa işte bu Antakya Kuşatması esnasında ve sonrasında oldu. Yani medeni Avrupa’nın (!) ataları yamyamlıklarını işte bu şehirde gösterdi ve bu yamyamlık Kudüs’ün düşmesine kadar, hatta Kudüs, Haçlıların eline geçtikten sonra da devam etti.
15 TEMMUZ 1096 da Kudüs Haçlıların eline geçtiğinde on binlerce Müslüman ( Özellike çocuklar ) kızarmış ya da haşlanmış, veyahut da henüz çiğ et olarak Haçlı ordusunun midesindeydi. Evet..15 TEMMUZ 1096...
Hiç bir şey tesadüf değildir...
ÖYKÜ GİBİ AMA GERÇEK OLAN YAMYAMLIKLAR İLE DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Değerli hocam, eğer bugün Anadolu'da 72,5 milletin var olmasından söz edebiliyorsak, bunun Müslüman Türk'ün var olmasına ve hatta onun "...karındaşların nizam-ı alem için katl eylemek münasiptir..." anlayışına borçlu olunduğunu anlamak gerek...
Yani, karındaşlığın ilk şartı/düsturu nizam-ı alem'dir, yani yurtta barıştır, yani güvenlik ve istikrardır...
Anlaşılıyor ki Haçlılar tarihte kalmamışlar...
Ne yazık ki bunu terörün vesayetine ram olmuş şebeklere anlatamazsınız...
"Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız, bırakma Allah'ım!" diyen de Müslüman Türk'tür aynı zamanda...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Sonra bu yazıya devam edeceğim tabii ki.
Selam ve sevgilerimle.
Filiz Şahin.
ALLAH GİBİ TOTOŞA TAPANLARDA BU YAZIYI OKUYOR MU Kİ
ALLAH İNDİNDE TEK DİN İSLAMDIR İBARESİNİ YASAKLADIKLARINDA YİNE BİZ BAĞIRMIŞTIK YANLIŞTIR
SÖVMÜŞLERDİ
KELİME-İ TEVHİD YASAKLANDIĞINDA DA BİZE SÖVMÜŞLERDİ
AMENTÜDE BİRLİĞİKLERİ OLDUĞUNU SÖYLEDİKLERİNDE ÇOK İNSANİ GELMİŞTİ
NE VAKİT MASKELERİNDEN SIYRILDILAR ANCA UYANDI MİSLİMANLAR
DEHİL BİR 15 TEMMUZ ON YIL ARAYLA SİSTEMLİ AYNI HALTI YESİNLER GENE PEŞLERİNE TAKACAK ENAYİLER BULURLAR ZİRA İSLAMASIZ MİSLİMALLIK OLUŞTURSUNLAR , HIRiSTİYANLAŞMIŞ MİSLİMANLAR YETİŞTİRSİNLER DİYE TARİKATLAR KURUYORLAR, ALLAHIN NE DEDİĞİNİ ANLAMAKTAN UZAK KURANI TAVANA ASANLAR OLARAK TAKILIRLAR İMAM KILIĞINDA Kİ PAPAZIN PEŞİNE SONRA DA EZAN TÜRKÇELEŞTİRİLDİ, KUR'AN-I KERİMİ TÜRKÇEYE ÇEVİRTTİ DİYE SÖVERLER ATATÜRK'E
YAPTILAR GENE YAPTILAR GENE DE YAPACAKLAR, elin adamına sövene kadar ilimde ilerleyip dünyayı biz yönetelim deyince de ütopik oluyoruz ne deyim
su uyur düşman uyumaz
ve
Müslümanın cahil olmak gibi bir lüksü yoktur. filizŞahin
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
nereden aklıma geldi, belki yazınızla alakası yok ama dünyayı bir avuç geri zekalı yönetiyor..
sami biberoğulları
Mesela Rockofeller ailesinin, Bilderberglerin, Dünyanın en karlı şirketi olan Vatikan'ın başındaki Muhterem Papa Hazretlerinin(!), Dünyanın en zengin devlet başkanı olan Trump'ın geri zekalı olduğunu hiç sanmıyorum.