- 335 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SİYASET SABUNU SEVER Mİ?
SİYASET SABUNU SEVER Mİ?
Haklı bir siyasi davaya en büyük zararı, muhalefetin acımasızca saldırması değil yandaşlarının aptalca savunması verir.
Alexander Hamilton
Acaba günümüzde siyasete Allah rızası için, insanlığa hizmet vermek için giren kaç siyasetçi vardır? Ya da menfaat gözetmeksizin önceliği sadece ve sadece faydalı olmayı düşünen kaç siyasetçi vardır? Siyaset menfaatin, kirin, pasın yoğun olduğu bir alan haline mi gelmiştir? Evet, maalesef o hale gelmiştir. Artık siyasete giripte siyasetten daha fakir çıkan siyasetçi yok gibidir. İnsanların ‘Allah razı olsun varını yoğunu hizmete harcadı’ dediği siyasetçiler artık yok gibidir. Menfaat gözeterek siyasete girenler sabunu sever mi? Sevmez tabi… Sevse insanlığa hizmetten menfaatlerini göremeyecek ve maddi olarak da etkilenecek. Bir belediye düşünelim ki; belediye meclis üyeleri mütahit, mühendis ya da esnaf. Belediye meclis üyesi olmada ki amaç zaten açıkça menfaat. Çünkü ticaretten vakit bulamayan bir adam siyasete neden girer? Dışarıda siyaset bilimciler, bu işin okulunu okumuşlar varken. Bu tip belediyeler kendi dönemi boyunca başkanından tutunda belediye meclis üyelerine kadar olan bütün kademeleri aşırı zengin oluyor. İş rant olunca adalet terazisi denk gelmiyor tabi. Düşünün ki bir ihaleye giriyorsunuz ve karşınızdaki ihale rakibi belediye başkanı. Kazanma şansınız var mı? Şahsen şöyle düşünmüyorum: Siyasete girme şartı olarak siyasete girecek kişinin 1. Derecede kendi ailesi de olmak üzere ticaret ile uğraşmayacak. Böyle bir Türkiye siyaseti olabilir mi? Ticaret ile uğraşanlara Siyasete girme yasağı getirebilir mi? Keşke getirilse! 17. yüzyılda yaşayan Fransız filozofu Pascal, Prenses düşünceler adlı eserinde,’’ Dünyanın en büyük devletine hükmedipte kendi çalışmasının geliri ile yetinen tek hükümdar ; ‘Büyük Türk Hükümdarıdır’ diyor. Atalarımızın siyaset mirasını ne kadar kirlettik değil mi? Bu kir sabunla temizlenir mi? Merak ediyorum! Gandi ne güzel söylemiş: Bizi yok edecekler şunlardır: İlkesiz siyaset; vicdanı sollayan eğlence; çalışmadan zenginlik; bilgili ama karaktersiz insanlar; ahlâktan yoksun bir iş dünyası; insan sevgisini alt plana itmiş bilim; özveriden yoksun bir din anlayışı.
YORUMLAR
Sevgili Hocam yazdıklarınızda haklı olabilirsiniz. Ancak bunda biz toplumun hiç mi suçu yok. Bizlerin siyasilerden beklentilerine baktığımızda, çoluğumuza çocuğumuza iş bulsun, çalışıyorsa daha iyi şart, tayin, terfi. Bizleri sürekli ziyaret etsin, mecliste yemek ısmarlasın. Memleketine diğer şehirlerden fazla yatırım yapılmasını sağlasın. Görülen en çok talep ve istekler bunlar. Bu taleplerin tümü bir başkasının hakkının yenmesi gerektiren istekler.Bu taleplere cevap verenler veya cevap verdiğini söyleyen siyasiler muteber toplumumuzda. Sözün özü hocam önce bireyler, yani bizler düzelmeliyiz. Hakkı hukuku bilerek talep etmeliyiz. Sonra da siyasilerden beklenti içine girmeliyiz. Bu talepler nedeniyle siyaseti hakkı ile yapmak isteyenler siyasete girmiyorlar. Sonuçta önce bizler düzelmeliyiz. İsmini hatırlayamadığım bir bilge kişinin sözü ile tamamlamak istiyorum. "Birey olarak bizler sütüz, siyasilerde kaymak..."