İki tavşan
Bugün uyanır uyanmaz o tavşan düştü aklıma. Onca karışık rüyalar, uyanıp uyumaklardan sonra.
Dün hava soğuktu. Kar yağıyordu durmadan. Önce ince ince, sonra lâpa lâpa. Aklımda hep o var.
Önceki günü anımsadı tavşan. Sıradan bir gün değildi. O gün hayvan halkına verilecek bir konser
vardı. O da orada şarkı söyleyecekti. Sesi ne kadar duyulacaktı ki.. Gülümsedi; herkesin sesi
olsa olsa cüssesi kadardır dedi. Tekrar düşündü. Hayır. Nice kısa boylu sanatçı var sesi çok güçlü.
Boyla ses ölçülemez kanısına vardı. Hava yine soğuktu. Önce sıcak bir banyo yapmalı ve tüylerini
temizlemeli, parlatmalıydı. Belki de bir kuaföre gidip bir biçim verdirmeliydi. Tüylerini havaya
diktirmeyecekti tabii.
Zaman nasıl geçtiğini anlamadan geçti. Sanki bir savaşa girmiş de çıkmış gibiydi güzelsin, güzel
olmuş dediklerinde. Her zaman süssüz, pırıltısız geçtiği kent merkezinden böyle geçemezdi.Buna
çare düşünürken yanındaki tavşan arkadaşlarından biri ben arabamı karşıya çekeyim, siz aşağıya
inin dedi. Çok sevindi. Belki yolda kimse farkına varmayacaktı ama olsun. Böyle hem rahat hem
çok daha iyiydi. Gerçi arabayı tam konser yerine park edemeyip biraz uzakta inmişlerdi araçtan.
Yine biraz yürümek düşmüştü paylarına..
O az çok tanıyordu beni. Öncelikle benim konuşmalarımdan. Ona yavrularımdan kardeşlerimden
söz etmiştim. Hatta birini anlatırken gözlerim yaşarmıştı. Beni ilgiyle dinlemiş, fazla konuşmamış
ama beni haklı bulduğunu söylemişti. Son olarak onlar bir bana üvey kardeş gibi davranıp yanına
almazlarsa, ne yapabilirim, yalnızlıktan geberecek değilim demiştim. Haklısın diyen bakışlarıyla
baktı yüzüme. iyi yapıyorsun dedi veya ben öyle anladım.
Diğer günlerde de gördüm onu. sanki yanımda kimse yokmuş gibi her şeyi ona söylüyordum. O da
en azından gülümseyen yüzüyle bana destek veriyordu. sahi mi? Doğru mu gibi kısa cümlelerle
beni dinlediğini belirtiyordu. Benim varlığımdan hoşnut olduğunu seziyordum. Bir kez kaçamak
bana baktığını gördüm. Yoksa ben de ona mı baktım. ( Ben bir tavşan mıyım yine bir tilkiye mi
yakalanacağım yoksa?)
Telaşlı heyecanlı geçen bir hazırlanma aşamasından sonra konser provası saati geldi. Bütün tavşan
takımı yerini aldı sayılır. Arkasından duyduğu sesle döndü tavşan. Başımı şöyle omzuna koysam
dediğini duydu dertleştiği arkadaşının. Başı omzuna değdi değecek. Gerçekten inanamadı ona mı
yoksa başka bir arkadaşına mı diyordu. Evet dese, başı narin omzuna konacaktı sanki.. Konuşmadı.
Susmakla yetindi. Hoşuna mı gitti yoksa sadece şaşırdı mı tahlil edemedi. Öylece kaldı.Daha sonra
sen benim kardeşimsin gibi bir cümle işitti.. Yanıt vermesinin sonucu olduğunu düşündü. Aklı iyice
karıştı.
Onu bir köşede yalnız oturur görünce yüzüne gülümsemedi. Tavşanlar nasıl güler bir türlü
çözemedi.
18. 03. 2017 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
glenay
Siz her zaman en katı bir eleştiri için uğrarsınız sayfama.
Ben de sizin yazdıklarınızı saçma buluyorum
Zevk meselesi..
Uğradığınız için teşekkürler..