- 332 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MARAŞ AĞZI KÖROĞLU-1
MARAŞ AĞZI KÖROĞLU
.
Hacı Ali Özturan’ın hazırladığı kitap: Maraş Ağzı Köroğlu. Maraş Ağzı Köroğlu’nu ben seksenli yıllarda Aksu’da okudum. O yıllarda yayına başlayan haftalık Aksu gazetesinde tefrika edildi. Maraş Ağzı Köroğlu, Aksu’nun ikinci sayfasında bölüm bölüm yayınlandı. Büyük ilgi gördü. Kendi adıma söyleyeyim. Ben hiçbir bölümünü kaçırmadım. Satır satır okudum Maraş Ağzı Köroğlu’nu.
O yıllarda yazdığım bir yazıda Maraş Ağzı Köroğlu’nun mutlaka kitaplaştırılması gerektiğini vurguladım. Daha sonra yine Maraş Ağzı Köroğlu’na bazı yazılarımda gönderme yaptım.
Maraş Ağzı Köroğlu 2009’da kitaplaşmış. Ukte Kitaplığı, Maraş Kültürü Edebiyat Serisinde Maraş Ağzı Köroğlu’nu kültür dünyasına kazandırmış.
Kitabı edinip okuyamadım. Ama sanal ortamda Şehir Kütüphanesi Kitaplar sitesinde okudum. Notlar aldım.
.
Hacı Ali Özturan Maraş Ağzı Köroğlu’nu hikaye anlatıcılarından dinlemiş. Bu anlatıları kahvehanelerde özellikle Ramazan gecelerinde anlatan meddahlardan.
Meddah ki bir sandalyede oturmuş. Omzunda havlu. Elinde sopası. Bu sopayı kimi zaman kılıç, kimi zaman saz misali kullanır. Bazen uyuklayanları uyarmak için “Tak! Tak!” vurur masaya. Bazen boğazı kurur. Uyarır kahveciyi: “Bu, Omar’dan gelmiyor, damardan geliyor.” der. Kahveci anlar tabii. Hemen koşturur suyunu, çayını meddahın.
.
On iki bölümden oluşmuş Maraş Ağzı Köroğlu. Her bölüm döşemeyle başlıyor. Bu bir gelenektir. Halk hikayelerinin girişinde dinleyicilerin dikkatini toplamak için anlatıcı bir girizgah yapar. Maraş Ağzı Köroğlu’nda bölüm başlarındaki döşeme bölümünde tekrar edilen manzumeyi aktarayım.
Meddah şöyle başlıyor anlatıya:
.
“Eski çeşmim var iken deryalarda
Deryalar dalgalanmasın
Birde vay! İkide vay! Üçte vay!
Bir derde müptelayım ki
Desem vay! Demesem vay!”
.
Ve dinleyicilere (seyircilere) diyor kİ:
“-Diyelim mi?
(Dinleyiciler hep bir ağızdan):
-Diyeliiim!
-Hay hay!.”
.
Bu manzum girizgahta benim dikkatimi çeken bir husus var. “Eski çeşmim var iken deryalarda” dizesinde “Eski çeşmim..”in yazılışında bir hata var gibi geliyor bana. Bu tamlamada “çeşm” Farsça göz’dür. Böyle olunca “Eski gözüm” gibi bir anlam ifade ediyor “Eski çeşmim”.
Bu tamlama şöyle yazılmalıdır: “Eşk-i çeşmim...” Sebebine gelince “eşk” yaş, “çeşm” göz demektir. “Eşk-i çeşmim” gözümün yaşı anlamına gelir. Bu tamlamayı “Eşki çeşmim” biçiminde de yazabiliriz. Ama “eski” ile “eşk-i” karıştırmamak kaydıyle.
.
Döşeme bölümünde meddahımız alıyor sazı eline. Karacaoğlan’dan, Dadaloğlu’dan, Pir Sultan’dan, Dertli’den, Kağızmanlı Hıfzı’dan,Aşık Sadık’tan, Vartan’dan şiirler okuyor.Esnaf destanı, Yaş destanı, Kırat bozlağı... Kağızmanlı Hıfzı’nın ölen nişanlısının ardından yaktığı ağıt dinleyicileri hüzünlendiriyor. Yaş (ömür) destanı dinleyenleri gam ve gussa denizine gark ediyor.
Burada noktamızı koyup gerisini bir sonraki yazıya bırakalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.