- 765 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
GAZ OCAĞI KAFALILAR.
Efendim...Yıllar önce bir televizyon programına telefonla bağlanan bir kadın, bir ilahiyatçıya ’ Hocam ! ben her namazdan sonra Şeytan için de dua ediyorum Allahın onu affetmesi için. Bu yaptığım doğru mu?’ Diye sorunca televizyon başında ağzım bir karış açık kalmış ve ’ Yahu bu hatun neyin kafasını taşıyor böyle?’ Diye sormuştum kendi kendime. Ancak yıllar içinde gördüm ki bu tip gaz ocağı kafalılar bu memlekette bir hayli fazlaymış.
Şimdi ’ Gaz ocağı kafası da nereden çıktı?’ Daha da doğrusu ’Gaz ocağı ne?’ Diye soran olabilir. Zira yaşı ellinin altında olanlar gaz ocağını bilmezler. Elli yaşındakiler bile hayal meyal hatırlar.
Gaz ocağı işte o resimde gördüğünüz şeydir. Eskiden yemek pişirme için kullandığımız ocağımız oydu. Hatta üzerinde su ısıtır, soba başında leğen içinde banyo yapardık.
İşte o gazocağının kafası sık sık üzerinde pişirdiğimiz yemeğin taşması sonucu tıkanır, bu tıkanma meme denen o minicik parçada olmuşsa iğne dediğimiz bir aletle ( diğer resim) tıkanıklığı açar ve gazın kafaya gitmesini sağlardık. Ancak bazen iğneyle de açmak mümkün olmazdı tıkanıklığı. O zaman mecburen kafayı değiştirirdik.
İşte o dönemlerde kafası sık sık tıkanan vatandaşlara ’ Gaz ocağı kafalı ’ Derdik
Şükür gaz ocağı devri sona ereli elli seneden fazla oldu ama maalesef gaz ocağı kafalılık hâla devam ediyor.
Bu gaz ocağı kafalılar önce 15 Temmuz 2016 gecesi ortaya çıktılar. Hoş varlıklarından haberdardık ama bu kadar fazla olduklarını bilmiyorduk. 15 Temmuz akşamı oldukça önemli bir yekun tuttuklarını gördük.
Bu gaz ocağı kafalılar beyinlerindeki tıkanıklığı bir iğne ile açmayı ve beyinlerine gaz gitmesini bir türlü akledemedikleri ya da artık iş göremez hale gelmiş olan kafalarını değiştirmeyi düşünemedikleri için o gece ’ Bu bir tiyatro’ demeye başladılar.
Daha biz ’ Nasıl tiyatro yahu?’ demeden kendileri açıkladılar : Tayyip, başkanlık sistemini getirmek için kendisi bir senaryo yazdı. Senaryoda baş rolü Fethullah Gülen’e verdi.Onlar da oynadı rollerini.’
Yani efendim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sırf kendini başkan yapabilmek için bazı generallerle anlaştı ve onlara ’Siz bir darbe yapacaksınız. Bunu yaparken asker, polis, sivil vatandaş filan dinlemeyip katliam yapmanız serbest. Sonra biz darbeci olmayan asker, polis ve özellikle sivil vatandaşlarla bu darbeyi bastıracağız. Sizleri yakalayıp ananızı belleyeceğiz. Daha sonra ben ortaya çıkıp ’ Beni başkan yapmazsanız işte bu gibi darbeleri hep yaşayacağız diye milletinn gözünü korkutacağım. Yani mağdur edebiyatı yapacağım. Ondan sonra gelsin başkanlık ’ dedi.
Normal şartlarda kargaların bile güleceği bu senaryoyu bizzat kendileri yazıp aynen mitomanlar gibi ( Bir yalan atıp daha sonra kendi yalanlarına inanan ruh hastalarına mitoman denir ) kendilerini inandırdılar.
Aradan yaklaşık bir yıl geçti. Bu gün bakıyorum o gazocağı kafalılarda hiç bir değişiklik yok.
Bu gün de aynen 15 Temmuz gecesi yaptıkları gibi Almanya, Avusturya ve özellikle dün akşamdan beri Hollanda’da yaşanan olaylara senaryo diyorlar.
Nasıl bir senaryo peki?
Efendim aslında Avusturya da, Almanya da, Hollanda da Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olmasını istiyor ve can-ı gönülden destekliyorlarmış.
’Eeeeee?’ Dediğinizi duyar gibiyim.
Neden istiyorlarmış peki?
Bunun iki sebebi varmış:
1- Recep Tayyip Erdoğan Başkan olursa Türkiye’yi kucağa oturtma çok daha basit ve kolay olurmuş. Çünkü o başkan olunca artık o haşin ve tuttuğunu kopartan(!), bu güne kadar Tayyip Erdoğan’a yapmak istediği hiç bir şeyi yaptırtmayan(!) haşin muhalefetin sesi kesilirmiş.
2- Tayyip Başkan oldu da diyelim ki Türkiye’yi istedikleri gibi kucağa oturtamadılar; işte o zaman ’ Ulan biz şimdiye kadar hangi ülkede başkanlığa izin verdik ki şimdi sana izin verelim’ Diyerek tıpkı Libya, Irak, Mısır, Yugoslayva,Suriye gibi bizim de tepemizde jetlerin uçurarak hatırımızı sorarlarmış.
Bir kez daha ’Eeeee?’ Dediğiniz duydum.
Efendim işte bu iki sebepten birini gerçekleştirmek için kolları sıvamış olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şeytanın bile aklına gelmeyen bir plan yapmış.
Önce Avusturyalılara ’ Evet’e karşı kampanya yapın’ demiş.Onlar da ’ Ne demek abi. Sen iste yeter ki’ Diye cevap vermişler
Sonra en büyük kankası Merkel’e ’ Bizim evet için propaganda yapacak olan bakanlara ve milletvekillerine zinhar izin mizin vermeyin. İzin mizin vermeyin ki bizim vatandaşımız da inadına ’evet’ desin. Ha bu arada ben sana ’ Hitler bozuntusu’ filan da diycem. Sakın bozulma. Biliyorsun masucuktan olacak bu. Sen de bana bir şeyler dersin artık. Merak etme bozulmam. Salla sallayabildiğin kadar. Maksat amacımıza ulaşalım’ Demiş. Merkel ’ İyi de Tayyip’ciğim bizim Alamanya’da 5 Milyon Türk yaşıyor. Bunlar ayaklanırsa ne bok yerim?’ Diye sorunca ’ Ya, salla gitsin. Bizde ne oldu? 270 civarında ölü, 3000 e yakın yaralı olmadı mı? Ölene şehit, kalana gazi dersin olur biter. Sen de beleşten kahraman olursun. Daha ne istiyorsun’ Demiş. O böyle deyince Merkel ’ Hay ağzını öpeyim kanka’ Demişse de Emine Hanımdan fena halde tırsan Tayyip Bey böyle bir girişimde bulunamamış.
Daha sonra Hollanda’ya dönmüş Recep Tayyip Erdoğan. Onlara da ’ Bizim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu oraya gelecek. Zinhar uçağına iniş izni vermeyin. Sorarsa ’ Gardaş ne kusurumuzu gördünüz de uçağımıza iniş izni vermiyorsunuz?’ Diye siz dersiniz ki ’ Maalesef... Eğer Paşa oğlu olsaydınız olurdu ama Çavuşoğlu olduğunuz için izin veremiyoruz’
Devam etmiş: ’ Aile ve sosyal politikalar bakanımız Betül Sayan Kaya’yı da sepetleyin Hollanda’dan. Benim koyun vatandaşlarım özellikle de bir kadına hakaret edildiğini görürse evet oylarını yağdırır adeta.’
Hollanda ’ Abi en ağır görevi bize yükledin. Buradaki Türkler canımıza okur bizim’ Deyince ’ Lan ne korkuyorsunuz. Basın copu, verin gazı, bir iki de köpek saldınız mı meydana iki günde kuzuya döner benim koyunlar’ Diyerek onları da ikna etmiş.
Evet... İşte bu gün yaşananlar da böyle bir senaryo imiş.
*********
Eminim bu gaz ocağı kafalılar mesela III. Haçlı seferini şöyle anlatıyordur :
[ Selahaddin Eyyubi denen faşist, tamamen anti demokratik metodlarla Kudüs’ü ele geçirdi. Daha sonra tüm Müslümanların ve Türklerin başkanı olmak için kolları sıvadı. Aslında tebaası olacak koyunların buna itiraz edecekleri yoktu ama yine de işi sağlama almak istiyordu. Bunun için zamanın papası olan VIII. Gregoryus’a ’Aziz Papa ! Sen bilin gari. Sen bana karşı bir Haçlı seferi tertip et ki ben Türk ve Müslüman ahaliye ’ Gördünüz işte beni başkan yapmazsanız bu Haçlılar böyle saldırıp duracak bizlere diyeyim’ Dedi.
Papa VIII. Gregoryus ’Ayıpsın Selo. Yeter ki sen Türklere ve Müslümanlara başkan ol. Neticede daha sonra Kudüs’ü bize vereceksin değil mi? Ben şimdi hemen Alman İmparatoru Frederik Barbarossa, Fransa Kralı Filip Ogüst ve İngiltere kralı I. Richard’ı salıyorum senin üzerine’ Diye karşılık verdi ve dediğini de yaptı.
Bu üç kral zaten can atıyorlar ve şöyle konuşuyorlardı aralarında: ’ Lan, can sıkıntısından geberiyoruz. Selahattin bir senaryo yazsa da bir tiyatro oynasak’.
Her ne kadar baş rol konusunda aralarında hır gür olsa da neticede Richardın testislerinin altı okka olması sebebiyle ( Yoksa yüreği mi aslan yüreğiydi? Neyse..İşte öyle bir sebepten ) baş rolü ona bıraktılar bu senaryoda. Papa VIII. Gregoryus ise kıs kıs gülüyordu ’Salaklar. Baş rol benim haberleri bile yok’
Gördüğünüz üzere III. Haçlı seferi aslında senaryosunu Selahattin Eyyubi’nin yazdığı, baş rollerinde papa VIII. Gregoryus, Filip Ogüst, Frederik Barbabarossa ve Aslan yürekli Richard’ın oynadıkları bir tiyatrodan başka bir şey değilidir. Ancak ne yazık ki Kudüs’ü ele geçirmiş olan Selahattin daha saonra hainlik yapıp sözünde durmadı. Yani kendisi Türk-İslam dünyasının başkanı oldu ama Kudüs’ü haçlılara geri vermedi. Çok şükür ki Tanrı İngilizleri yaratmıştı ve asırlar sonra İngilizler Kudüs’ü faşist Türklerin elinden geri aldı.]
Ya o değil de bu gaz ocağı kafalılar hiç mi tarih okumazlar ?
********
Beni bilen bilir. Kantarın topuzunu kaçırırım bazen. Ama bu sefer bu beyinsizler takımına sövmek yerine haklarını iade için kibarca ’ Gaz Ocağı Kafalılar’ diyorum.
Bu gaz ocağı kafalıların kafaları öyle bir tıkanıklık içinde ki Hollanda’da yaşadığımız utanç verici olayları protesto için ellerinde ay-yıldızlı al bayraklarla protesto eylemi yapanlar için ’ Çomarlar sokağa çıktı ’ Diyebiliyorlar. Yani şu sağdaki resimde gördüğünüz insanlar çomar oluyor onların güdük beyinlerince.
Gerçek çomarlar( Hollanda polisinin köpekleri ) kendi vatandaşlarını ısırırken gıkı çıkmayan bu gazocağı kafalılar, çomarlar tarafından ısırılan vatandaşlarına utanmadan sıkılmadan , Allahtan korkmadan ( ki hiç korkmadıkları bir varlık varsa o da Allahtır), kuldan utanmadan ( Ki utanma denen duygu olsa zaten böyle bir laf etmezlerdi. ) ’ Çomarlar ’ Diyebiliyor.
Bu gazocağı kafalılardan bir grubu da bakın İstanbul- Kadıköy’de, nasıl bir zeka ürünü (!) gösteriye imza atmış ( Sağ alttaki resim )
Bu vatandaşlara ’ Kardeşim ! Ayıptır, günahtır. Ekmek nimettir. Öyle ayaklar altına alınmaz. Çamurlu ayaklarla her gün binlerce insanın dolaştığı yerlere serilmez’ desen? Aman ha.. Yetmiş sene ’Ekmek almaya gidiyordu, güneşi getirdi’ Diye ağıt yakarlar. Sakın öyle bir şey yapmayın. Bırakın terbiyesizlikleriyle kalsınlar.
*******
Eh bunca kibarlıktan sonra artık ağzımı bozabilirim biraz.
Kaygınız gerçek manada vatan değil de kendi rahatınıza uygun bir dünya ise . Bunun için çalışıyorsanız evetinizin de hayırınızın da içine sıçayım.
Kaygınız ’ Önce ben’ değil de ’ Önce Vatan’ ise evetinize de hayırınıza da eyvallah. Bu durumda nasıl olsa bir ortak yol buluruz.
*******
Şimdi en başa dönelim.
Şeytanın affı için her gün dua eden kadına televizyonda program yapan hoca ’ Allahın lanetlediği bir varlık için hayır duası etmek boşuna çabadan başka bir şey değildir. ’ ya da buna benzer bir cevap vermişti.
Şimdi ben de bu gaz ocağı kafalılar için ’ Allah akıl fikir versin ’ Diye dua edecektim ama vazgeçtim. Madem ellerimi açıp Allaha dua edeceğim, daha anlamlı bir şey için dua edeyim:
********
YA RAB !
İSTİKLAL MARŞIMIZIN TBMM DE MİLLİ MARŞIMIZ OLARAK KABUL EDİLİŞİNİN 96. SENEYİ DEVRİYESİNDE BU ÜLKEYİ BİR KEZ DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZMAYA MECBUR ETME. EĞER BÖYLE BİR MECBURİYETİ YAŞAMAK KADERİMİZDE VAR İSE İSLAM’IN SON KALESİ OLAN TÜRKİYE’Yİ VE TÜRK MİLLETİNİ KORU. ORDUMUZU, YURDUMUZU DAİMA AZİZ VE MUZAFFER EYLE.
BÖYLE BİR GÜNDE KENDİ RAHATLARINI VE CANLARINI VATANIN SELAMET VE MUTLULUĞUNDAN DAHA ÖNEMLİ GÖRÜP KORKUDAN TİTREYENLERİN YÜREKLERİNE BİRAZ OLSUN CESARET İHSAN EYLE.
VE YÜCE RABBİM. BU ÜLKEYİ AYNI ZAMANDA CAHİL CESARETİNDEN DE KORU.
YORUMLAR
haa bir de şu var ki
tayyip erdoğanın değil fakat
siyonun ( fetö ) senaryosudur da denilebilir şöyle ki
mesela hollanda hükümetinin de anlam veremediği çok şeyler oldu
yanii avrupa bunlara anlam veremiyor açıkcası ( kendi davranışlarına )
tabii zaaten böyleydiler bu yeni olan bişey değil şu ki adamlara musluklar kısıldı, çıldırmaktalar :)
lakin şöyleki zaaten bunları bilenler değil de bilmiyenler bile avrupa nın haçlının ne olduğunu uygulamalı görmekteler
selametle
sen ona ağız bozmak mı diyorsun :?
aldık kabul ettik, pekte edepliymiş, adamlar sini kefe tutturuyor onun yanında bu yunmuş yıkanmış açıkcası :)
:) evet derdik ki
''kafa kafa değil ki üç numaralı gaz ocağı başı''
yazı tam sizin dalınızda gündemi araştırmadan olanca naturelliğiyle
gerçekleri söyliyen bir akilden çıkma özelliği ebatlarında idi
kutluyor saygılar sunuyorum
hoşcakalınız
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam yazınızı ilk gün okudum. Uzun da bir yorum yazdım ve paylaşmakta vazgeçip sildim. Yazıyı yazan bir öğretme,tarihçi,üstelikte yaşca benden çok çok büyük.. İnandığınız ve savunduğunuz şeyleri yeniden sorgulamanızı istesem, susuz toprak gibi sertleşmiş bir inanca sahip olduğunuzu söylesem neye faydası var. .. Vatanseverlik ve dünyaya karşı bir duruş sergilemek için yüzde elli diye ayrıştırılmayan ve herkesi kucaklayan bir lidere ihtiyaç vardır. İki seçeneği olan referandumda Hayır demenin hainlik, dinsizlik olduğunu söylemeyen hem de tüm Cumhurbaşkanı tarafsızlığı ilkesini gözümüzün içine baka baka çiğnemeyen bir liderimiz olmalı .. Bu böyle sürer gider. Biz dünya ya karşı dik duruşumuzu daha da DAVOS' a gelmem deyip ardından İsrail'e Mavi Marmara'yı sattığımız gün kaybettik. Rusya için kazara (!) şehit edilen askerler için özür diledi denilmişti. Sora Rusya sadece üzüntü duyduk demiştik dedi. Sonra ne oldu ? Kim yalancı durumuna düştü ? .. Bu örneklerden daha çok var. Ve evet haklısınız biz öyle gaz ocağı kafalıyız ve öyle unutkanız ki Hollanda'nın topraklarımız üzerinde direk yada dolaylı olarak satın aldığı varlıkları bile unuttuk gitti. Kim sattı ki onca şeyi ?
Sürekli olarak ani çıkışlar yapıp tükürdüğümüzü yalarsak vatandaşı neyle suçlayabiliriz ki ? Vatanseverlik bayrak öpüp şehitlere hayır dua etmekten çok daha fazlası olmalı hocam.
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Ne zaman böyle bir yazı yazsam pek çok arkadaşım aynen senin bu yorumunda olduğu gibi Türk telekom'un satılmasından, Mavi Marmara olayından, Habur rezaletinden başlayıp açılım sürecinde, Shellden, Feto ile ile kolkola olmaktan çıkıyorlar.
Gördüğün gibi bütün bunların ben de farkındayım. Gözleri kör olmayan, kulakları sağır olmayan ve bu ülkede yaşayan bir insanın farkında olmaması da mümkün değil zaten. İşte o sebepledir ki bu sitede bir yazım vardır: http://www.edebiyatdefteri.com/125951-ne-kadar-da-cok-yaniliyorsunuz-beyefendi/ ( Okursan sevinirim---Başkaları da var ama en önemlisi bu )
Şimdi gelelim benim duruşuma:
Bir çocuğum var diyelim. Bu çocuğuma '' Evladım köpeklerle fazla oynama, onlarla fazla haşır neşir olma'' Diyorum ama bana aldırmıyor. Hatta öyle ki zaman zaman ısırılıyor ve her defasında '' ben yanılmışım, sen haklıymışsın. Bir daha oynamayacağım'' Diyor fakat yine devam ediyor aynı hatayı yapmaya. Ve bir gün bakıyorum ki bir kaç kuduz köpek evladımı aralarına almış her tarafından ısırıyorlar onu. '' Ulan ben sana demiştim şunlarla oynama diye. Şimdi ne halin varsa gör'' mü demeliyim yoksa elime bir sopa alıp evladımın yanında mı yer almalıyım?
Benim duruşum işte bu...Bu duruşta '' Evladım bana şöyle şöyle bir menfaat sağlarsan seni bu itlerden kurtarırım'' Diye bir anlayış olmadığı gibi '' Ulan bu güne kadar bana bir kuruşluk hayrın mı dokundu. Geber'' Diye bir anlayış da yok.
Ve son olarak:'' Vatanseverlik ve dünyaya karşı bir duruş sergilemek için yüzde elli diye ayrıştırılmayan ve herkesi kucaklayan bir lidere ihtiyaç vardır. '' Demişsin.
O lider Hakkın rahmetine kavuşalı 79 sene oldu. ( Ki o bile tam anlamıyla başaramadı bunu ) Bir başkası varsa ben bilmiyorum. Yaşayanlar içinde öyle bir lider var mı?
Selam ve sevgilerimle.
İşte o dönemlerde kafası sık sık tıkanan vatandaşlara ’ Gaz ocağı kafalı ’ Derdik
Ya o değil de bu gaz ocağı kafalılar hiç mi tarih okumazlar ?
Hocam ! ben her namazdan sonra Şeytan için de dua ediyorum Allahın onu affetmesi için. Bu yaptığım doğru mu?’
Emeğe Saygımla Sami öğretmenimiz...
Selam ve sevgilerimle..
Saygıyla...
sami biberoğulları
Siz hâla o kısımdasınız sanırım .
Ben teşekkür ederim.
Selam ve sevgiler benden
Oya gedik
"2- Tayyip Başkan oldu da diyelim ki Türkiye’yi istedikleri gibi kucağa oturtamadılar; işte o zaman ’ Ulan biz şimdiye kadar hangi ülkede başkanlığa izin verdik ki şimdi sana izin verelim’ Diyerek tıpkı Libya, Irak, Mısır, Yugoslayva,Suriye gibi bizim de tepemizde jetlerin uçurarak hatırımızı sorarlarmış."
Değerli hocam, 'malumun ilanı', yani 'gafletin, dalaletin ve hatta hıyanetin' bundan daha açık bir ifadesi olamazdı ki; haa, bak o durumda 'gaz ocağı kafalılar' bu topraklardan sonsuza kadar silinirler!...
En azından bu kadarına akıl erdirsinler...
'Tarihe not düşmek' adına yine seçkin bir anlatım bu, değerli hocam...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
o 2. şık maalesef kitapları olan bir yazarın..
Selam ve sevgilerimle.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla 22 Ocak 2008 tarihinde TBMM Başkanlığı'na, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da değişiklik öngören tasarı gönderildi. Kanunlaşan değişikliğin 94. maddesinin ilgili fıkrası şöyle:
“Yurtdışında, yurtdışı temsilciliklerde ve gümrük kapılarında her türlü propaganda yasaktır
Bu yasaya dayanarak rahmetli Denktaş'ı yollamışlıkları vardır yanlış hatırlamıyorsam
Filiz Şahin. tarafından 3/13/2017 11:03:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin.
sami biberoğulları
Oldukça güzel bir konuyu yakalamışsın yine. Bu da demek oluyor ki bana bir yazı konusu daha çıktı. İnşallah bu gece de onu yazıp asacağım.
Hatırlattığın için teşekkürler.
Filiz Şahin.
Merhaba saygıdeğer meslektaşım, ilginç yazınızı okudum.15 Temmuzu bu halka yaşatanlara Allah bir daha fırsat vermesin. Bu dileğimi sadece bir tarafa değil ülkeyi bu duruma getirenler için de söylüyorum. Bilmem ne dersiniz? 15 Temmuzculara gaz kafalı demeniz çok güzel. Ama yıllarca onlarla işbirliği yapan ta Amerikalara kadar gidip olayın lideriyle boy boy pozlar verenleri nereye koyacağız? Onlara ne kafalı diyeceğiz? Son bir soru izninizle bu nasıl durum cumhurbaşkanı 15 Temmuz kalkışması haberini eniştesinden alıyor?
" Bu gaz ocağı kafalılar önce 15 Temmuz 2016 gecesi ortaya çıktılar. Hoş varlıklarından haberdardık ama bu kadar fazla olduklarını bilmiyorduk. 15 Temmuz akşamı oldukça önemli bir yekun tuttuklarını gördük."
Siz üstteki cümlelerinizde olaya tam 15 Temmuz 2016'da iyice haberdar olduğunuzu yazıyorsunuz. Naçizane bir sınıf öğretmeni olarak ben Gülen hareketinin katmerli bir ABD planı olduğunu yazıyordum. Özellikle dershanecilik uygulamasının küllen yanlış olduğunu yazdım. müfettişi,müdürü, siyasetçisiyle bir ülkenin eğitim-öğretim faaliyetlerinin devletin yapması gerektiğini anlattım. Şimdi de aynı senaryo uygulanıyor. Piyasada yine cemaatler, yine tarikatlar iş başında. Kısaca yazayım 6 yıl Almanya'da Türk öğretmenliğini temsil etme şansım oldu. O ülkelerde dershanecilik yok. Her
ülke kendi ulusal çıkarlarına uygun müfredatlarla çalışıyor. O adamlar laikliği özümsemişler, biz ne yapıyoruz, hala alevi, sünni...tartışmalarıyla enerjimizi boşa harcıyoruz. Üç beş yılda bir anayasayı değiştirme çalışması!
Emeğe ve sanata saygımla esenlikler.
sami biberoğulları
Cumhuriyetin kuruluş tarihi olan 1923 den bu güne kadar 65 tane hükumet kurulmuş. Doksan dört yılda 65 hükümet. Yani yaklaşık her 1,5 senede hükümet değişikliği olmuş.
Bu hükümetlerin hepsinin beğendiğimiz icraatları yanında beğenmediğimiz icraatları olduğu muhakkaktır. Ancak beğensek de beğenmesek de asl olan devletimizin yanında olmaktır ve bu güne kadar millet olarak devletimizin yanında olmuşuzdur.
Bu gün ana muhalefet partisi genel başkanı da '' Bu yapılanlar kabul edilemez. Bu olayın referandumla ilgisi yok'' Diyorsa ( Ki alnından öpmek lazım bu çıkışı sebebiyle) Bizlere düşen Avusturya, Almanya ve Özellikle Hollanda'nın tutumu için haklılık aramak yerine muhalefetin en anası ya da babası olsak bile devletimizin yanında olmaktır.
Dile getirmeye çalıştığım şey işte buydu.
Selam ve sevgilerimle.
"1- Recep Tayyip Erdoğan Başkan olursa Türkiye’yi kucağa oturtma çok daha basit ve kolay olurmuş. Çünkü o başkan olunca artık o haşin ve tuttuğunu kopartan(!), bu güne kadar Tayyip Erdoğan’a yapmak istediği hiç bir şeyi yaptırtmayan(!) haşin muhalefetin sesi kesilirmiş."
Muhalefeti tiye aldığınız bu paragrafa "eyvallah" dediğimiz an aslında yolların "hayır"da kesişmesi gerekirken, tam da o noktada evet cephesinde muazzam bir ocak kafası tıkanıklığı yaşanıyor ve o yol bir türlü kesişmiyor. Bırakalım lagalugaları, bırakalım 15 Temmuz'a senaryo diyenler ile hayır militaristi kesilen Avrupa'ya "komplo" gözlüğüyle bakan paranoid stratejleri aynı sepette tartma gayretini. Hayır cephesinin sorusu gayet net, diyorlar ki: Baba çok güçlüsün, eyvallah! Astığın astık kestiğin kestik, eyvallah! Kızını başkan olmadan danışman yaptın, eyvallah! Balkonda sigara içene, evinde içki içene, sahada dövmeyle oynayan futbolcuya karıştın, eyvallah! İmam hatip laboratuvarlarında okunmuş fasulyenin daha hızlı büyüdüğünü keşfettiniz, eyvallah! Fen liseliler hayırsız evlat oldu, eyvallah! İlim irfan diyenlere Kuran gösterdin, eyvallah! Büyüksün baba, büyüksün reis, bu ülkenin yüzde elli ikilik dehası sana tapıyor, geri zekalı, bölücü, fetöcü, pkklı yüzde kırk sekizi de ihanet şebekesine üye ama maaşallahın var hepsinin nefesini borusuna geri tıkıyorsun eyvallah! İstediğiniz ihaleyi istediğiniz ülkeye, firmaya istediğiniz fiyattan yaptırıp sonra da "yüzde yüz milli" diyor ve herkesi inandırabiliyorsunuz ona da eyvallah! Da o zaman neden? Bu başkanlık hikayesinin sebebi ne?
Sorunun muhatabı çıkıp derse ki: "Ey halkım, ben iktidarın içindeki pisliği ne yaptıysam temizleyemiyorum, tüm kabineyi kendi güvendiklerimden, emin olduklarımdan oluşturacağım, bu yüzden bu başkanlığa ihtiyacım var. Beni de bu savaşta yalnız bırakmayın." Ben de diyeyim ki "Hacı seni ben kandırmadım, bu yüzden rejim değişikliğini onaylamayacağım ama samimiyetine Eyvallah."
Bu arada Allah herkese, Allah lanetlese de şeytanın bile affını dileyecek kadar sevgi ve yaradılana yaradandan ötürü duyulacak aşka sahip olmak kadar yüce bir kalp açıklığı ihsan eylesin!
chaotica tarafından 3/13/2017 1:21:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Güzel bir soru sormuşsun.
Aynı soruyu ben de çok sordum ama şöyle dedim:
Senin o saydıklarını parlamenter sistem varken yapabiliyorsa. Yani parlamenter sisteme rağmen bir başkan ( ya da padişah diyelim) gibi davranabiliyorsa parlamenter sistemde ısrar etmenin manası ne?
Haa dersen ki '' Onun dönemi için değil, ondan sonra gelecek dönemler için istemiyorum. O zaman derim ki: Ondan sonra gelecek dönemler için aslında belki de daha hayırlı oacak. Hatta kendi dönemi içinde bile daha hayırlı olabilir. Çünkü artık bu milletten isteyebileceği hiç bir şey kalmadı. Başkanlık sistemiyle de şu terör denen belayı, işsizliği, eğitimde yerlerde sürünme halini ve daha nice sorunu çözemezse vatandaş olarak '' Başkanlık dedin onu da verdik. Ama hala bir arpa boyu ilerleme yok'' Diyebilir ve işte o zaman '' Sen hele git de başkalarını deneyelim'' Deriz.
Nasıl ki Özal'ın gelişi neredeyse %80 lerle olup, partisinin gidişi %1 ile olduysa bu da öyle olur diye düşünüyorum.
Ve son olarak: Konu başkanlık olayı değildi. Ülke olarak uğradığımız aşağılanmaya karşı nasıl bir duruş sergilememiz gerektiği idi.
Selam ve sevgiler.
Papazlar bu gazocagi kafalılarI Kudüse kadar kovalasın :) bende bunlara yarasa diyorum. .yarasalar ışığı görünce korkudan sağa sola çarpıp havadayken altına ederler ....bak teneke çalan o gezici kadınlara yarasaya benzemiyorlarsa ne olayım ...Rabbim ülkemizi bu iç mihraklardan korusun. ..
sami biberoğulları
Papazla bu gazocağı kafalıları Kudüs'e kadar kovalar mı hiç?
Görmüyor musun ya kendi parlamentolarında plaket vererek bağırlarına basıyorlar ya da Vatikan'da misafir ediyorlar ))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
YA RAB !
İSTİKLAL MARŞIMIZIN TBMM DE MİLLİ MARŞIMIZ OLARAK KABUL EDİLİŞİNİN 96. SENEYİ DEVRİYESİNDE BU ÜLKEYİ BİR KEZ DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZMAYA MECBUR ETME. EĞER BÖYLE BİR MECBURİYETİ YAŞAMAK KADERİMİZDE VAR İSE İSLAM’IN SON KALESİ OLAN TÜRKİYE’Yİ VE TÜRK MİLLETİNİ KORU. ORDUMUZU, YURDUMUZU DAİMA AZİZ VE MUZAFFER EYLE.
AMİN...AMİN...AMİN...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sami Bey...."Gaz ocağı kafalılar "nitelemesini ilk kez duydum ama "cuk" oturmuş/ oturuyor.
Gelelim komplo teorilerine:
Bunun üstatlarından biri de Alman Genel Kurmay Başkanı Ludendorf'tur.O da kehanette bulunup,kendince 2.Dünya Savaşının 1932'de çıkacağına inanıyordu:Sayısal değeri toplamı beş ve katları olan yılları"uğursuz" saymaktaydı...
S.Eyyübi ile "ironik" yaklaşımınız da hoş ama bu ünlü kişiye "Hayvan oğlu hayvan" diyen tarihçi K.Mısıroğlu'nu nereye oturtmak gerekir ki?
Evet diyen de biziz,hayır diyen de ya da arafta kalan da...Bu olgunlukta olmamız dileğimle.
sami biberoğulları
Öncelikle yazıma yaptığınız güzel yoruunuz daha sonra şu Ludendorfla ilgili verdiğiniz bilgi için çok teşekkür ederim. Bir şey daha öğrenmiş oldum
Kadir Mısıroğlu'na gelince.
Bir Tengrici bir arkadaşımız ısrarla beni Kadirci ilan etse de ))))) Kadir Mısıroğlu'nun bir tarihçi olmadığını defalarca haykırmışımdır.
Kadir Mısıroğlu evet bir şeyler bilen ama tarihçiliğin T si ile uzak yakın alakası olmayan bir kişidir.
Mehmet Akif için bile '' Maalesef o da bizim putumuz'' Diyebilecek kadar uçmuş biri vesselam.
Ama...
Ama tamamen yabana atılacak biri olmadığını da söylemek lazım
Selam ve sevgilerimle.